7 Eylül 2014 11:54

Özge KURU

Siz üst kattaki komşunuza aylardır gitmiyor, yan mahalledeki akrabayı haftalardır ziyaret etmiyor, karşı yakadaki sevgilinizi günlerdir görmüyorsunuz belki ama 8,000 kilometre mesafeden birbirleriyle araçsız gereçsiz iletişime girenler var. Hindistan’daki bir insanın beyninden Fransa’daki bir değil, iki değil tam üç insanın beynine mesaj gönderilmiş efendim. SMS filan değil. Beyinden beyine. Bilim insanları bunu bir kişinin beyin aktivitelerini okuyup başka bir kişiye enjekte etmek diye tarifliyor. Olay elektrot tabanlı beyin bilgisayarı ile gerçekleştirilmiş. Bir beyinden geçen merhabanın İtalyancası ve İspanyolcasını diğer beyinde algılanmış, mucize gibi. Biz çok daha azına razıyız aslında. Mesela azıcık empati kurup bir kadının öldürülmesinin acısını ya da 43 yerinden tornavidayla yaralanmasının sızısını anlayabilse karşıdaki beyin öpüp başımıza koyacağız. O bilimsel araştırmaya taze beyinler lazımsa bizde var, sunucudan az kullanılmış.

ÇOK AFEDERSİNİZ KADIN

Senden de hiçbir şey kaçmıyor sayın okur. Se demeden anladın Seda Sayan’dan bahsettiğimi. Simone De Beauvoir’ın kulaklarını çınlatalım hemencecik: Kadın doğulmuyor, kadın olunuyor gerçekten. Hem de öyle Adnan Oktar’ın kediciklerine özenip bir elinde ayna bir elinde göz boyası kedicik makyajı yapmayla, canlı yayında botoks pompalatmakla da olunmuyor ne yazık ki. Çalıştığı kanalda başka bir programa istemediği bir konuk geldi diye bornozla program basan, milletvekilini “sen sus botokslu” diye azarlayan Sayın Sayan, aslında çok çok mağdur. Kendisi 26 senedir kadın programı yapan, sabah kuşağını başlatan kişi olmakla gerim gerim gerilirken birden bire eleştirilere maruz kalıyormuş. Oysaki o 26 yıldır kadınlar için savaşan, kadınlar için mesajlar vermeye çalışan biriymiş. Neymiş yani iki kadının katilini dakikalarca ağırlayıp “adamcağızın” güler yüzünü övdüyse… Hem sanki “adamcağızın” çıktığı ilk program mı? Herkes bir gün 15 dakika ünlü olacak, katilceğizler çaldıkları ömürler kadar. Ne olmuş yani programda annesi öldürülen çocuklardan biriyle “katilceğiz” arasında canlı ve de az kalsın kanlı bir kapışma yaratıyorsa. Ah kadınlar ah hiç kıymet bilmez “reyting uğruna” dersiniz. Bunlar hep şiddetle mücadele. Kadınlar için savaş sonuçta amel. Ama bunu saymayız miting alanlarına da Hasret K’nın yaptığı basın açıklamalarına da bekleriz. Oradan da bir canlı yayın yapar mı ki? Çok isterse konsepte uygun mor bir makyaj da yapsın ekranlarda bizi bozmaz.

VERGİ SAYAN’DAN YOL ERDOĞAN’DAN

Ben bu hafta Erdoğan’ı ekranlarda görmedim diye üzülürken kayan yazılar geçiverdi gözümün önünden: “Siz kimi eleştiriyorsunuz ya? Siz dönün de bir kendinize bakın.” Oh dedim, özlemişim. Ama hevesim kursağımda kaldı. “Vergi rekortmeniyim ben. Karşınızda Seda Sayan var.“ Yolsuzluk iddialarında yol yaptık diye kendini savunan Başbakan’ın, kadın cinayetlerini meşrulaştırıyorsun diye eleştirildiğinde “vergi rekortmeniyim ben” diye bağır bağır bağıran sanatçısıymış. Eh biri vergi rekortmeni olacak, biri yol yapacak. Biri o katilleri serbest bırakacak, biri ekranda tatlı sert ağırlayacak.  Kadırgalı&Kasımpaşalı beraber yürüyorlar yaptıkları yollarda. Aynı yolda RTÜK de çok sıkıştırılırsa sunucunun ağzına biber sürüyor.
Ama hep Sayan, cumhurbaşkanından öğrendi dersek haksızlık etmiş oluruz. Seda Sayan’ın ekranlarda çok görünürsen bırak yüzün eskimesini, güvenilir olursun diye yarattığı bir pazarlama taktiği varmış. Erdoğan’ın pazarlamacıları da bunu sunucudan almış. Diyenlerin yalancısı olalım.

YAZANIN NAFİLE ATARI

Az şey söylemiyor Seda Hanım bir haftadır. “Kadınlar için mücadele” diyor, “Benim sayemde emekçiler doyuyor” diyor. Kadırgalı’nın lügatına yeni yeni kelimeler giriyor. Ve yine kendi özetliyor
Sayın Sayan aslında yediği haltı, kendini savunmaya çalışırken: “Benim (kadınlara) faydamdan başka zararım olamaz ki….  Aynen öyle, Sayın Sayan, aynen öyle. Hiç.

Yazıyı beğenmedim de ne demek, okur okur! “Siz kimi eleştiriyorsunuz ya! Siz dönün de bir kendinize bakın. Karşınızda Özge KURU var” diye atar yaparım da kendim atarım kendim tutarım.  Ne kedicik makyajım var ne vergi rekorlarım. Bir Kadırgalı değilim sonuçta. Saygılar sunayım ben yine de sana sayın okur.

Evrensel'i Takip Et