17 Eylül 2014 21:19

Eğitimin İmam hatipleştirilmesi için Erdoğan’ın padişahlığını ilan etmesiyle yeni bir ferman verildi. Okullar tez İmam Hatip’e çevrile!
‘Ferman padişahın kadrolar bizimdir’ diyen MEB, Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen sendikalarına üye okul yöneticilerini görevden alarak binlerce yeni müdür atadı. Padişahın fermanına direnecek yönetim mekanizmasının en baştan önüne geçmiş oldu.
İmam Hatip Liselerinin açılması ferman kapsamında olsa da asıl iş; anadolu lisesi gibi dini eğitim vermek ya da imam yetiştirmek gibi görevi olmayan liselerin İmam Hatip statüsüne dönüştürülmesi oldu. Dönüştürürken tepki aldığı, dönüştüremediği liseler içinde de 1 ya da 2 sınıfta olsa imam hatip sınıfları açtılar. (Herhalde örnek sınıf modeli)
Padişahın fermanı açık, her lise İmam Hatip’e dönüştürülecek! Böyle olunca milli eğitimimizin başındaki baş öğretmenimiz bakan Nabi Avcı, avcılığın gerektirdiği keskin zekayla, ismini değiştiremiyorsak müfredatı İmam Hatipleştiririz diyerek; din derslerini seçmeli zorunludan, ister seç ister seçme mecburi alacaksın statüsüne kavuşturdu.
EN BÜYÜK SORUN ÇÖZÜLDÜ!
Liselere ibadethane zorunluluğu da getiren Avcı, eğitim alanındaki en büyük sorunu çözmüş oldu! Böylece TEOG’un evinden 100 kilometre uzağa gönderilen genç orada da ibadethane bulabilecekti. Gencin parası mı yoktu? Eğitim bilimsel mi değildi? Ana dilinde eğitim mi alamıyordu? Düşüncelerini ifade mi edemiyordu? Eğitim ezberci miydi? Gencin yeteneklerini mi törpülüyordu? Olsun du beee, ibadethanemiz vardı ya, gerisi boş! Padişahımızın fermanına uyuyordu eğitim. Bakan Avcı halka ve gençliğe değil, padişahına, sermaye sınıfına hesap verecekti ne de olsa!
R.T.E de, Bakan Avcı da bu halkın kaç padişah devirdiğini bilirler. Ama hizmet ettiği sınıfın çıkarları neyi gerektiriyorsa onu söylüyorlar. Nasıl bir gençlik istiyorlarsa, öyle şekillendiriyorlar eğitimi. Nabi Avcı, binlerce gencin işsizlikle karşı karşıya olduğunu bildiğinden sanayi havzalarında açtıkları meslek liseleriyle övünmekte. Bize de pes doğrusu demek kalıyor. Gençlerin üç kuruşa, asgari ücretin 4’te birine 8-10 saat ağır koşullarda çalışmasına ön ayak olmaktan övünüyor. Staj sömürüyle üç kuruşu bile ödemekten kaçtıkları, organize sanayide gençlerin geleceklerini çalmakla övünüyor yani! Neymiş gencin işi hazırmış!
BİZİM FERMANIMIZ
Avcı’nın gençlere reva gördüğü yaşam nedir? Sosyal ve kültürel etkinliklere ne zamanı, ne de parası kalacaktır gencin. Gezmeyi, dolaşmayı zaten geç. Eee işte kalacak bir yerin varsa eğer karnını doyurabilirsin arada bu parayla. Ne büyük nimet. Koskoca bakanlık, devlet ahalisinin ürettiği hizmete bakın hele. 10 saat çalışacağım, emeğimi yok pahasına satacağım, karnımı doyuracak ücreti zor kazanacağım, bakanımız da çıkacak gençlere iş buluyoruz diye övünecek!
Kölece koşullarda, inşaatlarda, fabrikalarda, iş güvenliği önlemleri alınmadan, meslek hastalıkları riskini alarak çalışan herkese iş var zaten bu ülkede değil mi ‘Avcı’ bakanımız. Ama bunun için milli eğitim diye bir bakanlığa gerek yok. Piyasa ekonomisi denilen kapitalist barbarlığın özü budur zaten.
Kıssadan hisse, eğitimde barbarlık dönemini başlatmış olduğunuza göre, biz de kendi fermanımızı ilan etmiş olalım bu vesileyle! Irkçı, gerici, ezberci, antidemokratik ve paralı eğitimin karşısında 24 Eylül’de yapılacak olan öğretmenlerimizin grevini destekliyoruz. Derslere girmeyeceğiz, okulları boykot edeceğiz.
Ferman Padişahın, boykot bizimdir!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et