\'Hakimler büyük baskı altında\'
Arif KOŞAR
İstanbul
Hükümet ile Cemaat arasındaki çatışmanın en temel alanlarından birisi olan HSYK’de, seçimler yaklaşırken hakim ve savcılar üzerindeki baskılar da artıyor. YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal; seçim çalışmaları kapsamında gezdiği Adliyelerdeki tabloyu şöyle özetledi: “Hakim ve savcılar; hükümetin yargıya müdahalesinden rahatsız. Ancak sürgün ve daha bir çok tehditle karşı karşıya. Seçimlere bu koşullarda gidiliyor.”
HSYK seçimlerine hazırlanan 3 ana gruptan birisi olan YARSAV ve Yargıçlar Sendikası ittifakı, gazetecilerle bir araya geldi. YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal ve Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ hem seçim süreciyle ilgili bilgi verdi hem de soruları yanıtladı. Toplantıya CHP Milletvekili İlhan Cihaner ve çok sayıda gazeteci katıldı.
7 İSMİ HÜKÜMET DOĞRUDAN ATIYOR
12 Ekim’de yapılacak HSYK seçimlerinin Yargıtay bölümü geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Hükümetin desteklediği liste kaybederken; Cemaatin desteklediği isimler kazandı. En azından iki ismin cemaate ‘yakın’ olduğu biliniyor. HSYK Genel Kurulu 22 üyeden oluşuyor. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı, Adalet Bakanı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi. Diğer 20 üyenin 4’ünü cumhurbaşkanı doğrudan atıyor. Yargıtay 3, Danıştay 2, Adalet Akademisi Genel Kurulu 1 üye seçiyor. Adli ve idari yargı hakim ve savcıları arasından ise 7’si adli, 3’ü idari yargıdan olmak üzere 10 üye seçiliyor.
TEHDİT EDİLİYORLAR
Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ, hakimlerin hükümet tarafından açıkça, “Yerinden olursun” denilerek tehdit edildiğini ifade ediyor. “Şimdiye kadar hiçbir dönemde Adalet Bakanı, HSYK seçimleri için tur atmadı. Savcılar bakanın karşısında el pençe divan durmadı. Savcının yerine oturmadı. Rize’de adliyeye artık AKP’nin arabalarıyla geliyorlar. Yıllar önce bir savcı, bakanı adliye önünde karşıladığı diye kıyamet kopmuştu. Şimdi bugün olanlar, sürgün tehditleri, bakanlık bürokratlarının il il dolaşması; bütün bunların hukukla, adaletle açıklanır bir yanı yok. Hakim ve savcılar, hiç bu kadar aşağılanmamıştı.”
Leyla Köksal ise hakim ve savcıların tehditler karşısında artık rol yapmak zorunda kaldığını söylüyor. “Biz ziyaret ettiğimizde hükümetin yargıya müdahalesine karşı olduklarını söylüyorlar. Ama bunu açıkça ifade edemiyorlar. Çıkan oylara göre; yerinden olacakları korkusunu açıkça görüyoruz.”
Hükümetin HSYK’yi neden bu kadar önemsediği sorusunun cevabı ise oldukça net oluyor: “17 Aralık, 24 Aralık yolsuzluk soruşturmaları gibi örnekler.”
BAĞIMSIZ YARGI VURGUSU
Seçim bildirilerinin başlığı “Adalet için YARSAV ve Yargıçlar Sendikası Seçim Bildirgesi”... “Söz veriyoruz” alt başlığında ise “Hükümetin bakanlık eliyle yargının tek elden idare edilmesi ve tek tipleştirilmesi projesine ‘dur’ denilmelidir. Adalet Bakanına HSYK üzerinde verilen yetkiler kaldırılmalı, ‘patronluğuna’ ve ‘son sözü söyleyen adam olma’ imtiyazına son verilmelidir” deniyor. Hükümetin yargıya müdahalesine açıktan karşı çıkan, güçlü bir “bağımsız yargı” vurgusu yapan bildirgede, hakim ve savcıların iş yükü ve özlük haklarına da özel vurgular var.
SİYASİ HESAPLAR YARGI ELİYLE SORULDU
Zorunlu din dersi gibi temel bir konunun bile AİHM kararına bırakıldığını hatırlatıp; “Yargının müdahale edilmişi de edilmemişi de, Kürt sorunu, laiklik, insan hakları ve demokrasi konularında hep kötü bir tablo çizdi. İttifakın bu konuda farklı bir tutumu var mı” sorumuza cevap veren Köksal şunları söylüyor: “Evet, yargı hep iktidarların elinde sopa oldu. Elbette adaleti önceleyen hakim ve savcılar da var. Ama siyasi hesaplar yargı eliyle soruldu. İşte bunlar olmasın diye varız. Erdoğan twitter konusunda yargı milli bir karar vermedi demişti. Biz zaten milli değil evrensel hukuk standartlarına uygun bir yargı hedefliyoruz. Korkusu olmayan, güvencesi olan hakim ancak dik durabilir, doğru kararlar verebilir.”
HSYK’YE 3 GRUP HAZIRLANIYOR
HSYK seçimlerine üç ana grup hazırlanıyor. Birincisi; ‘Yargıda Birlik Platformu’ adıyla örgütlenen ve hükümetin desteklediği grup. Bu grup, ‘Cemaate karşı mücadele’, ‘hükümetle uyumlu çalışma, böylece yeni haklar sağlama’ sloganları ve hükümetin yakın desteğiyle, kendi tabanının dışında bir ‘ittifak’ da sağlamış durumunda. 11 adayından 3’ünün ‘solcu, sosyal demokrat, Alevi’, 3’ünün ülkücü, 3’ünün de “muhafazakar, ‘menzilci’ vb.”, 2 kişinin ise bakanlık kontenjanından girdiği ifade ediliyor. İkincisi, YARSAV ve Yargıçlar Sendikasının ortak listesi. Üçüncüsü; bir listeyle ortaya çıkmamış ama Cemaate yakın olduğu bilinen hakim ve savcılar. Eğer eklenecekse, dördüncü bir kategori de mevcut çatışmalara öfkeli bağımsız adaylar. Seçimlere katılacak 13 bin civarında hakim ve savcı var. Yargıda Birlik’in 3-4 bin, Cemaatin yine 3-4 bin arası oyu olduğu belirtiliyor. YARSAV ve Yargıçlar Sendikasının ise üye sayı 1650. Ancak yargının hükümete bağlanmasına karşı çıkanlar da düşünüldüğünde daha geniş bir tabanın desteğini alacaklarını iddia ediyorlar. Geçici aday listesine göre adli yargıda 48, idari yargıda ise 16 kişi adaylık başvurusunda bulundu. 24 de bağımsız aday var.
Evrensel'i Takip Et