Her şeye rağmen kutlu olsun

Berfin Doğan
Kartal Lise Öğrencisi

Eğitim gelecek demek, gelecek ise biz gençler.Biz gençlerin geleceği ne olacak sorusunun sıkça sorulduğu ama ne hikmetse bir türlü istediğimiz cevabı alamadığımız yeni bir döneme daha girmiş bulunmaktayız. Eğitim sisteminde sürekli yapılan değişiklikler hepimizin kafasında milyonlarca soruya sebep oluyor. Geriye doğru baktığımızda eğitim sistemindeki değişikliklerin ne kadar çok olduğunu görmemiz mümkün. Doğruların yanlışlarımızı düzeltmesi gerekirken, dayatmacı sistem yanlışlarıyla doğrularımızın üstünü kapatmaya çalışıyor.

Yaşamımızın en özel ve önemli zamanlarını hayatımızı belirlemesi gereken çoktan seçmeli sınavlar için harcıyoruz. Harcanıyoruz! Bizlere yapılan yanlışların en büyüğü belki de erken yaşta okula başlatılmamız ve beyinlerimizin zorla ve hatta zorbalıkla doldurulmaya çalışılması. Birçok kişinin yeteneğinin önü kesilmekte. Türkiye’deki eğitim sistemini aslında Ishaan’ın bu cümlesinde bulabiliriz diye düşünüyorum. “Bütün çocukları tek tip ele alıp, hepsini aynı sürece tabi tutmak. Onların neyi gördüklerini, neyi anladıklarını ve neyi hissettiklerini bilmeden total bir kararla hepsini aynı biçimde değerlendirmek.” Bugünlerde çokça tartıştığımız konuyu tek bir cümleyle açıklamak mümkün aslında. Gelecek kaygısı yaşayarak geçirdiğimiz eğitim öğretim hayatından verim alamıyoruz.

‘U’ BORUSU DAHA ESTETİK

Neler değişiyor, sistem nasıl işleyecek sorularıyla mücadele etmeye çalışırken yıpranıyor, yıpratılıyoruz! Kendimden örnek vermek istiyorum sizlere. Lise öğrencisiyim ve iyi bir liseye gidebilmek için SBS’ye girdim. Altı, yedi ve sekizinci sınıflarda sürekli çalışıp dershaneye gittim. Her yıl farklı bir korku büyüterek girdiğim sınavla liseye başladım. Evime bir hayli uzak olan okula, eğitiminin iyi olduğunu söyledikleri için gittim. Tabi şimdi yeni yeni anlıyorum, eğitim mi? O da ne?

Fizikteki U borusunun estetiğinden, matematikteki integralin kıvraklığından öte sanat dallarını göremediğimiz ama adına eğitim öğretim dediğimiz bir sistem var karşımızda arkadaşlar. Adına ‘Yeni Türkiye’ dedikleri bu yenilenmede, evinden çok uzakta belki de istemediğin okulda okuyacaksın. İmam hatip liselerinde bilimsel eğitim diye bağırırken fıtratına göre muamele göreceksin. Okuduğun meslek lisesinde staj sömürüsüne uğrayacaksın. Mevcut sınav sisteminde devlet okulları iyi nitelikte eğitim sağlamadığı için dershaneye gidecek ve belki de dershane parası kazanmak için çalışıp bir inşaat kazası adı altında hayatını kaybedeceksin. Gelecek kaygısı çekecek, tek tip giyinme ve düşünmeye zorlanacaksın... Ama hadi yine de yeni eğitim öğretim yılımız kutlu olsun!

AKLIMDA, ÇANTAMDA, ÇİZDİĞİM RESİMDE...

YGS’ye hazırlanırken yine bir sistem değişikliği olacağını öğrendim. Artık sistemin her seferinde yeni düzenlemeleriyle bozuk plak gibi kendini başa sarmasına karşın ben de bir genç olarak okulumda, mahallemde ve hatta ülkemde beni yoran bu sınav sistemine karşın parasız, bilimsel, anadilinde eğitim istiyorum. Neden mi? Çünkü; Arapça derslerin alınmasına olanak sağlanıp Kürtçe alınmasına sağlanmıyor. TEOG sistemiyle liseye başlayan birçok öğrenci ortaya çıkan karmaşayla karşı karşıyayken okullar açıldı ve dersler işlenmeye başlandı. Ama TEOG hala aklımızda, çantamızda, beslenme çantamızda, yan sıradaki arkadaşımın çizdiği resimlerde...