14 Ekim 2014 07:19

Hong Kong’dan direniş haberleri

Doç. Dr. Ulaş Başar GEZGİN

Hong Kong direnişi sürüyor. Gelişmeler şöyle:

 -Direnişin ilk günlerinde, Hong Kong ‘vali’si, eylemcilerle görüşmeye hazır olduğunu söylerken, artık görüşmeye yanaşmıyor; çünkü eylemcilerin Pekin’in aday olacakları belirlemesi biçimindeki kararının iptal edilmesi yönündeki taleplerini gerçekçi bulmuyor.

-Geçtiğimiz günlerde eylemcilere hükümet yanlıları saldırmıştı. Bu tür olayların artması durumunda, kan akması olası.

-Hong Kong’un zenginlerinden olan vali, istifa etmeyeceğini, polise biber gazı kullanma emrini kendisinin verdiğini, daha sert tedbirler aldırsaydı birçok ölüm olacağını, biber gazı kullanımıyla ölümleri engellediğini vb. belirtiyor.

-Eylemlerde öne çıkan Hong Kong Öğrenci Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti devlet başkanına yönelik 11 Ekim 2014 tarihli açık mektubunda, hareketlerinin bir ‘renkli devrim’ olmadığını vurguluyor.

-Sanatla ve sporla desteklenen bir işgal bu. Sanatçılar, işgal alanlarında şemsiye enstalasyonları gerçekleştiriyor. Eylemciler, işgal ettikleri meydanı artık ‘Şemsiye Meydanı’ olarak adlandırıyorlar. Eylemcilere destek için işgal meydanlarında ‘Şemsiye Maratonu’ olarak adlandırılan koşular düzenleniyor. Öte yandan, işgal alanındaki forumlar ve açık dersler, gittikçe azalıyor.

-Eylemciler, susturmak istedikleri bir hükümet yanlısı varsa, hep bir ağızdan “Mutlu yıllar sana” şarkısını söylüyorlar. Bu bastırma yöntemi, birçoklarınca eleştiriliyor.

 SINIF SAVAŞI MI?

-Göstericiler arasında bir azınlık, İngilizlerin Hong Kong’a geri gelmesini istiyor. Bunların kameralarda görünmesi (Özellikle İngiliz askeri üniforması içinde görülen bir Hong Konglu), “Eylemcilerin arkasında Batı var” biçimindeki görüşlere destek olarak kullanılıyor. Hong Kongluların beşte üçü İngiliz yönetimi altında okudu; onda biri ise Batılı bir ülkeyle çifte vatandaş. Hong Kong’daki Çin destekçisi avukatlar, eylemlerin Batı tarafından fonlandığını düşündükleri için gösterilerin mali kaynaklarıyla ilgili soruşturma açılmasını talep ediyor.

-Hong Konglular, Çinlilerin adaya akınıyla, fiyatların uçtuğunu; ancak maaşların aynı ölçüde artmadığını belirtiyor. Gösterilerin böyle bir altyapısı da var. Kimi yorumcular, protestocuların çoğunun 30 yaş ve altı olduğunu ileri sürüp gençlerin artan fiyatlar ve çakılı kalmış maaşlar nedeniyle umutsuz olduğunu ileri sürüyor. Hong Kong, yüksek gelirli ülkeler arasında, gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden biri. Adada, metrekaresi düşük evler için, ‘ayakkabı kutusu’ deniyor ve halkın yarıdan fazlası, ‘ayakkabı kutuları’nda yaşıyor. 1997’deki el değiştirme nedeniyle, kuşaklar arasında farklar oluştuğunu ileri sürenler var. Önceki kuşak, kendi evini alacak durumdayken; yeni kuşak için bu, ham hayal.

-İşgal, iki bölgede etkili: Admiralty ve Mong Kok. Admiralty’dekiler daha çok orta sınıf, üst sınıf ve akademisyenlerden oluşurken; Mong Kok’ta daha çok geçim derdi için sokağa çıkmış emekçiler var.

-’Faiz lobisi’ martavalının bir benzeri dillendiriliyor: Çin resmi kaynakları, protestocuların harekete geçeceğini bilen çeşitli Pekin karşıtı Hong Konglu iş adamlarının/kadınlarının protestolardan hemen önce çeşitli para hareketlerine girip büyük kazançlar sağladığını ileri sürüyor.


ÇİNLİLER NE DİYOR?

Anakara Çinlileri arasında, Hong Kong direnişinin Batı’nın bir oyunu olduğunu düşünenler azımsanmayacak bir oranda. “Hong Kong’da Çin’dekinden daha fazla demokratik hak var; daha ne istiyorlar?​” diyenler var. Ayrıca, Hong Kongluların genel olarak anakara Çinlilerine tepeden bakan ‘kendini beğenmiş’ tavırlarını bu bağlamda anımsatanlar var. “Fazla demokrasi, ülkeye kaos getirir” diyen milliyetçi gençleri de burada analım. Bu kesim, Çin hükümetine yönelik olan eleştirileri, Çin’e yönelik kabul edip tartışmaları kişiselleştiriyor. Yurt dışında eğitim almış ya da almakta olan orta ve üst sınıf Çinli gençler, Hong Kong’la bir empati kuramıyor; çünkü varolan düzenin kaymağını zaten onlar yiyor. Kimi Çinli gençler ise, direnişin demokrasi mücadelesi olmadığını, aslen anakara Çinlisi düşmanlığını yansıttığını ileri sürüyor. Bu görüşlerin şekillenmesinde, Çin’de medya ve sosyal medya üstündeki sansürün rolü yadsınamaz. Bir yandan, direnişi destekleyen Hong Kong medyasına karşı hükümet yanlısı protestolar da sürüyor. Protestolara karşı olanlar, Avrupa’da bile tüm ülkelerde devlet başkanının doğrudan seçilmediğine dikkat çekiyorlar. Zaten İngiltere bile bir krallık.


YA BUNDAN SONRA?

‘Yeşil kurdeleliler’ adıyla ortaya çıkan bir grup, protestocularla onların karşıtları arasında arabulucu olmaya çalışıyor. Protestocular sarı kurdele takıyor; onların karşıtları ise mavi. Arabulucuların yeşil olması bundan. Liseli Gençlik Lideri Agnes Chow Ting’in görevinden ayrıldığını(!) açıklaması, protestoların sönümlenmesinde etkili bir etmen olabilir. Göstericilerin sayıları yavaş yavaş düşüyor. Mart 2014’te Tayvan’daki ‘Ayçiçeği Hareketi’ olarak adlandırılan öğrenci protestoları, 3 hafta sonunda, hükümetle görüşmelerin bir sonucu olarak noktalanmıştı. Öğrenciler meclis binasına barikat kurarak etkili olmuşlardı. Hong Kong’da ise, hükümet görüşmeye yanaşmadığı için ve sınıfsal ayrımlar dolayısıyla (Admiralty ve Mong Kok ayrımı), eylemler azalarak bitecek gibi görünüyor.

Evrensel'i Takip Et