Kocaeli'den bir öğrenci
İnsanlık, tarihin başlagıcından beri sorulara cevap aradı durdu. Baktı, anlayamadı, düşündü ve bir takım cevaplar buldu. Anlamsızlığın karanlığında cevaplar tanrılaştı. Her soru bir tanrıyla cevaplandı önce. Medeniyet medeniyet tanrıların isimleri değişti. Yıldırımın düşmesinin sebebi onu yaratan tanrı Zeus’un marifetiydi mesela, okyanuslardaki fırtınalar Posedion’un öfkesiydi. Acaba neye öfkelenmişti Posedion? Mısır’da ISIS’tır kobranın varlığının sebebi, Aker güneşi ayarlar ve yükseltir. Günün belirli zamanlarında karanlığa bürünmenin ve aydınlığın sebebidir bir dönem Mısırlılar için.
Sonra bilim ve felsefe gelişti. Bu gelişimle birlikte düşünce puzzle’ının tanrıyla doldurulan boşlukları tarih ilerledikçe gerçek parçaları bulunarak yerleştirildi ve tanrıların sayısı azala azala günümüze kadar geldi.
TARİHE YÖN VERMEK
Rastlantılar ve ihtiyaçlar da insanın yaşamını şekillendirdi. Tarihe yön verdi. Kabileler arası savaşta kaybedeni kılıçtan geçirmek yerine köle olarak çalıştırmanın üretimi arttırdığı ve eğer köle sahibi olabilirsen yan gelip yatacağını anladı insanlık. Sonra karasabanı buldu, anladı ki öküz beslemek insan beslemekten daha ucuz, bıraktı köle almayı. Bu sefer de üretimin beliryeci faktörü olan toprak üzerinde egemenlik yarışı başladı. Toprağı olan olmayanı sömürdü yüzyıllarca. Topraktan gelen üretim nüfusu karşılamayınca başka yollar arandı. Kas gücünün yerini kat ve kat daha hızlı, kuvvetli buhar gücü aldı. Loncalar kapandı, manifaktürler, fabrikalar kuruldu. Üretimin asıl sahibi artık toprağa egemen olanlardan ziyade fabrikalara egemen olanlardı.
Her egemen kendi mülkünü koruyabilmek için kendi kültürünü ve yasalarını çıkardı, kendi değerlerini yüceltti. Mesela toprak namustu kimileri için, kölenin sahibine saygısızlık yapması en büyük günahtı veya sana ekmek veren patronuna karşı çıkmak yediğin ekmeğe haramdı. Her egemen, çıkarları doğrultusunda kurulan devletin tüm kurumlarını ve toplumun tüm birimlerini sadece karın acımasız çıkarları için örgütleyerek etiği parayla orantıladı.
YÜZLERCE YAZAR DÜŞÜNÜR...
Bütün duygusallığı, insanlığı, karın buz gibi sularında boğulmasını kendine dert edinenler tarih boyunca nasıl bu noktaya geldiğimizi, nasıl değişeceğimizi ve bunları düşünürken hangi yöntemi ele alacağımızı yazdı, çizdi... Platon, Aristoteles, Hobbes, Spinoza, Kant, Marx ve onlarca, yüzlerce düşünür.
Üniversitelerin çeşitli bölümlerinde bu isimler anlatılır, tartışılır ya da yalnızca anlatılır, ezberlenir, sınavda 100 alınır. Biz bu yazı dizisi ile; bilimin ve felsefenin üretim alanlarından biri olan üniversiteler karın buz gibi soğuk sularında bilimi ve felsefeyi boğmaya başlamışken, düşüncenin düzeni olan yükselmiş yapıtlara imza atmış bu isimleri değerlendirmeye çalışacağız. Bilim ve din arasındaki ilişki ile üniversitelerin sermayeye açılmasını bakalım onlar nasıl değerlendiriyor. Sonraki sayıda görüşmek üzere.
Evrensel'i Takip Et