Parça gösterilecek tamamı halledilecek
Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program, bor madenlerinin özelleştirilmesinin gizli formülünü içeriyor. İlgili sendika ve meslek odalarına göre söz konusu formül, yıllardır yapılamayan borların özelleştirilmesini başarmayı hedefliyor.
Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program, bor madenlerinin özelleştirilmesinin gizli formülünü içeriyor. İlgili sendika ve meslek odalarına göre söz konusu formül, yıllardır yapılamayan borların özelleştirilmesini başarmayı hedefliyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2015-2017 yıllarını kapsayan üç yıllık programlarına göre
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait olan sülfürik asit ve borik asit fabrikalarının özelleştirileceğini açıkladı. İlgili sendika ve meslek odalarına göre bu açıklama gizli bir taktik içeriyor. Buna göre özelleştirme kamuoyu önünde tartışılacağı zaman AKP hükümeti şu savunmayı yapacak: Sadece ve sadece borik asit ve sülfürik asit fabrikaları özelleştirildi. Bor madenlerin ruhsatı devlette.
HİÇBİR ENGEL KALMAYACAK!
Bor madenlerinin işletilmesi ve bor kimyasalları üretiminde hammadde güvenilirliğini tehlikeye atacak bir özelleştirme girişiminin kesinlikle doğru olmadığını söyleyen sendika ve meslek örgütleri şu açıklamayı yaptı: Bugün borda hammadde üreten sülfürik asit ve borik asit fabrikalarının özelleştirilmesi, yarın bor madenlerinin işletilmesinde yeni özelleştirmelerin gündeme getirilmesini kolaylaştıracaktır. Adım adım bor madenleri özel sektöre devredilecektir. Borik asit ve sülfürik asit fabrikalarının özelleştirilmesi sonucu yapılacak yasa değişiklikleriyle bor, toryum ve uranyum madenlerinin üretiminin özel sektörce yapılmasının önünde hiçbir engel kalmayacaktır”
Bu özelleştirmeler yapıldığı takdirde bor madenlerimizin özelleştirilmesinin yolunun açılacağına dikkat çekilen açıklamada “Böylece yıllardır yapılamayan borların özelleştirilmesi başarılacaktır” denildi.
‘MÜLKİYET DEVLETTE KALACAK’ SAVUNMASI ANLAMSIZ
Açıklamada, siyasi iktidar tarafından, “Rezervlerin ve ruhsat sahasının mülkiyeti devlette kalacaktır” savunmasının hiçbir anlam ifade etmeyeceği şu sözlerle belirtildi: “Çünkü madenin üretilme izninin devredilmesi nedeniyle rezervi tükendiğinde mülkiyet kavramı, içi boşaltılmış bir kağıt parçasından ibaret olacaktır.”
Açıklamada, aranmasından, işletmesine ve uç ürüne dönüştürülmüş ürünün pazarlanmasına kadar, her aşamasının kamu eliyle yürütülen bir bor endüstrisinin ülkenin ve halkın yararına olduğu belirtildi. “Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır” şeklindeki yasa hükmünün korunması talep edildi. Yeni icat edilmiş olan baypas yöntemlerinin yaşama geçmemesi gerektiği vurgulandı.
AKP VAZGEÇMİYOR
2012 yılında, bor tuzları, trona ve asfaltit madenleri ile nükleer enerji hammaddelerinin işletilmesine dair kanunda değişiklik öneren bir tasarı hazırlamıştı. Tasarıda, “Bu madenlerin ruhsat sahaları ve rezervleri devletin mülkiyetinde kalmak ve elde edilecek ürün ve atıkların satışı devlet eliyle yapılmak kaydıyla; dekapaj, ürün çıkarma, kırma eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme, tahmil-tahliye, nakliye ile temizlik ve diğer benzeri işler ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir” denilmekteydi.
İstenen yasa değişikliğiyle bor, toryum ve uranyum madenlerinin üretiminin özel sektörce yapılmasının önünde hiçbir engel kalmayacak, Soma örneğinde olduğu gibi özel sektörün üreteceği ürünlerin devletçe alımı garantilenmekteydi.
Tasarı, meslek odaları ve sendikaların, olaya müdahil olması ve mücadelesi sonucu yaşama geçirilememişti.
BOR MADENİ GELECEK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Petrol- İş, ESM, Türk Enerji Sen sendikaları ile Jeofizik, Jeoloji, Kimya, Maden, Metalurji ve Malzeme mühendisleri odalarının ortak açıklamasında bor özelleştirmesiyle ilgili önemli uyarılar yer aldı.
Hükümetin açıkladığı borik asit ve sülfürik asit fabrikalarının özelleştirilmesiyle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretiminin devlet tekelinden çıkarılacağı uzun vadede çok uluslu şirketlerin eline geçeceği belirtildi. “Uranyum ve toryum gibi nükleer enerji sektörünün girdileri olan madenlerimizin korunmasını ülkemizin güvenliği açısından oldukça önemli buluyoruz” denildi. (İstanbul/EVRENSEL)