24 Ekim 2014 16:02

‘Terörizm’ değil demokrasi alarmı

Kanada’nın muhafazakar hükümeti, iki gün arayla meydana gelen iki bireysel saldırıyı gerekçesiyle polis ve istihbaratın yetkilerini artırıyor.

‘Terörizm’ değil demokrasi alarmı
Paylaş

Kanada’nın muhafazakar hükümeti, iki gün arayla meydana gelen iki bireysel saldırıyı gerekçesiyle polis ve istihbaratın yetkilerini artırıyor.

Kanada’nın 90 kişilik “IŞİD’e katılması muhtemel” listesinde yer aldığı ileri sürülen 25 yaşındaki Martin Couture-Rouleau’nun, arabasıyla çarptığı asker yaşamını yitirmiş, Couture-Rouleau ise polis tarafından vurularak öldürülmüştü. Olaydan iki gün sonra çarşamba günü Ottowa’daki parlamento binasına yönelik silahlı saldırıda da bir asker öldü.

POLİSE BÜYÜK YETKİ

Ottowa’da saldırısının ardından Başbakan Stephen Harper, ülkenin ulusal güvenlik önlemlerinin arttırılacağını açıkladı. Polisin “gözetim, gözaltı ve tutuklama” yetkilerinin artırılacağını söyledi, “Sizi temin ederim zaten başlamış olan bu çalışma hızlandırılacaktır” dedi.

Öte yandan Parlamento saldırısının ardından Ottowa kentine 10 saat boyunca giriş-çıkış yasaklandı, Kanada Silahlı Kuvvetleri ülke genelinde alarm durumuna geçirildi. ABD-Kanada Ortak Havaalanı Savunma Komutanlığı (NORAD) da yine alarm pozisyonu aldı. Savaş jetleri her an havalanmaya hazır durumda bekletildi.

Sadece ordu değil, kamu binaları, kamu ulaşımı, yerel yönetimlerde olağanüstü hal durumuna geçildi.

Başbakan’ın konuşmalarında ‘terörist’, ‘terörist saldırı’ kavramlarını oldukça sık kullanması, ABD’nin Ortadoğu’daki savaşında Kanada’nın önemli rolünden bahsetmesi de dikkat çekti.

SALDIRILAR BİREYSELDİ

Ülkeyi ayağa kaldıran saldırının ise bireysel bir saldırı olduğu belirtiliyor. Ottowa saldırganı Michael Zehaf-Bibeau’nun bir evsizler yurdunda yaşadığı, sabıkalarına rağmen ‘güvenlik riski’ oluşturduğuna dair bir kaydı olmadığı ortaya çıktı.

Kanada Kraliyet Atlı Polisi (RCMP) Komiseri Bob Paulson da düzenlediği basın toplantısında Zehaf-Bibeau ile Martin Couture-Rouleau arasında herhangi bir ilişki olmadığını açıkladı. Paulson, Zehaf-Bibeau’nun tek başına hareket ettiğinin tespit edildiğini, radikal bir grubun üyesi olmadığını ancak Suriye’ye gitmeyi planladığını söyledi. BBC’ye konuşan Dışişleri Bakanı John Baird de saldırının IŞİD’le ilgisi olmadığını ifade etti.

Zehaf-Bibeau, parlamento binası önündeki Ulusal Savaş Anıtı’nda nöbet tutan bir askeri vurmuş, ardından parlamento binasına girmişti. Zehaf-Bibeau, Kanada emniyetinin yaptığı operasyonda öldürülmüştü. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

ABD: IŞİD petrolden günde 1 milyon dolar kazanıyor

SONRAKİ HABER

Suudi Arabistan’da kadınlara araba tehdidi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa