01 Kasım 2014 08:36

İmza

Verdiğimiz bu mücalede salt anlamda kişilerden talep ettiğimiz bir imza değil. Yapılan haksızlığı bulunduğumuz alanlarda kendi sorunumuzmuş gibi görerek, insanlara ICF işçilerinin taleplerinden ve uğradıkları haksızlıktan bahsettik

Paylaş

Hasan PAMUKOĞLU
Osmangazi Üniversitesi
Eskişehir

Bekleyiş ile sınanmış bir günün daha ortası... Vardiya değişimi sırasında işçiler ile buluştuk. Verilen mücadelenin kararlılığı suretlerine işlemiş. ‘Direnişin 80. Günü’ yazısı sabrın ve kararlılığın simgesi olmak ile beraber cevabını bekleyen birçok sorunun da yanıtı.

Üniversitelerde ve mahallelerde yaptığımız imza kampanyasında, kulaklarımızın aşina olduğu soruların cevaplarına buradan başlayabiliriz. “Bu imzanın işçilere ne faydası olacak?”, “Buraya imza atınca işçiler geri alınacak mı?” 80 gündür hak alma mücadelesinde olan bu insanlar için sadece sözel ifadeler ile iyi niyet beyan etme niteliğindeki bu sorular bir nevi hayatın akışından koparılmış, kabuklaşmış bir dünyanın dökümüdür. İşçilerin ve gençliğin birlikte sürdüreceği bu mücadelede en azından bir ‘Merhaba’yı esirgememek, dertlerini derdimiz olarak görebilmek bu direnişi bir adım öteye götürebilmek için iyi niyetle söylenen sözlerden daha yararlı olabileceğini kanıksamak gerekmektedir. “Atacağım imzanın gelecekte bana bir zararı dokunur mu?” şeklinde aktarılan bir düşünce, hayatımızın daha önceden kimlerin eliyle ve de nasıl şekillendiğini görebilmemiz için somut bir beyandır. Bu düşünceden ötürü kişisel suçlamalardan daha çok, bu duruma gelişi ele almak ve çözümlemeler üreterek gençliğin gelişimsel farkındalığının ortaya koyulması izlenilecek yolu belirlemek adına bir rehber niteliğindedir.

YİNE BEKLERİZ

Yaşamın akışı içerisinde var olabilme mücadelemiz sadece belli bir kalıp içerisinde yerleşik değil, tamamıyla öznel olarak bulunduğumuz mahalleler, okullar, semtler, fabrikalar ile bağdaştırılmış oldu. Verdiğimiz bu mücalede salt anlamda kişilerden talep ettiğimiz bir imza değil. Yapılan haksızlığı bulunduğumuz alanlarda kendi sorunumuzmuş gibi görerek, insanlara ICF işçilerinin taleplerinden ve uğradıkları haksızlıktan bahsettik.

Anayasal hak isterken ekmeğinden olmak... Fabrikanın tümü sendikalı olduğu için farklı bahaneler gösterilerek işten atılan 13 ICF işçisi hala fabrika önünde. Yazın kuru sıcağından, kasvet dolu yağmurlu günlerden, bugün Eskişehir’in soğuk günlerinde de fabrika önünden ayrılmayan işçiler artık direnişin simgesi durumunda. Örgütlenmek istedikleri Birleşik Metal İş Sendikası’yla birlikte mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini bir kez haykırdılar.

Çadırın içerisinde bir tüp, bir çaydanlık... Direniş çadırında ikram ettikleri çayları içerken topladığımız imzaları Birleşik Metal İş Sendikası şube başkanı Bayram Kavak’a sunduk. Başkan Kavak yaptığımız bu çalışmanın gerçekten kendilerine moral verdiğini ve bu mücadelenin devam etmesi, başarıya ulaşması için birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ve umut dolu bir günün daha sonu... İşçiler ile vedalaştıktan sonra otobüse doğru yürüyorduk. İçtenlik ve güzellik dolu bir haykırış:

 “Güle güle dostlar, yine bekleriz.”

ÖNCEKİ HABER

Asker, Diyarbakır ve Van sokaklarında!

SONRAKİ HABER

Yaşasın at sinekleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa