Benim memurum işini bilir

Melike İYİGÜN
Maltepe Orhangazi Lisesi

AKP'nin eğitimde kadrolaşma politikaları her okulda görülüyor. Her okula yeni, AKP'ye yakın müdürler atanıyor, bu müdürler kendi okul yönetimlerini oluşturuyor. Böylelikle AKP'nin istediği bilimsellikten uzak, gerici eğitim okullarda kök salıyor, daha baskıcı bir yönetim mekanizması tüm liselere yayılıyor. Liselerdeki disiplin kurulları ve okul yönetimindeki Eğitim-Sen'li öğretmenler ya bu organların dışına atılıyor ya da başka okullara sürülüyor. Dolayısıyla parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelesi veren biz öğrencilere, öğretmenlerden gelebilecek her türlü desteğin önü kesilmiş oluyor. Bizler verdiğimiz mücadelede öğretmenlerden okul yönetimine uzanan geniş bir engelle karşılaşıyoruz.

Öte yandan AKP, bütün bir eğitim sistemini okullar temelinde himayesi altına alma hedefine yönelik büyük adımlar atıyor. Sürekli hayalini kurduğu dindar nesil hedefine bu şekilde ulaşmaya çalışıyor. Ne kadar denetlendiği ayrı bir tartışma konusu olan liseler, okul yönetiminin keyfi tutumlarına göre şekilleniyor. Herhangi bir talep için harekete geçecek öğrenciler; baskıyla, disiplin cezalarıyla sindirilmeye çalışılıyor. Gündelik yaşamda karşılaştığımız baskıcı politikalar bu yolla, iyiden iyiye okullara enjekte edilmek isteniyor.

KİNDAR VE DİNDAR KADROSU

Öğrencisi olduğum Maltepe Orhangazi Lisesi'nde bu sorun farklı bir yönüyle karşımıza çıkıyor. Okulda ya derslerimiz boş geçiyor ya da hiçbir açıklama yapılmadan geometri, mantık gibi üniversite sınavında karşımıza çıkacak temel derslerimizi kaldırıyor, yerine sözde seçmeli dersleri koyuyorlar. Kısacası okulun işleyişinde tümden bir düzensizlik hakim. Bu durumla ilgili okul yönetimine gittiğimizde; bize geçerli bir açıklama yapılmıyor, müdürün değişmesinin, yeni müdürün gelmesinin beklendiği söyleniyor. Ama gelin görün ki üniversite sınavında çıkacak derslerden geri kalıyor, sınava okulsuz hazırlanmaya çalışıyoruz.
Sözde öğrenciler için yapılan bu yenilikler tamamen öğrencilerin zararına sonuçlanıyor. AKP'nin eğitimde kadrolaşma adımları bizler için bir eziyete dönüşüyor. Biz öğrencilere nitelikli olması bir yana eğitim dahi verilmiyor. Açıkça görülüyor ki, bize yıllardır eğitim yuvaları olarak sunulan okullar eğitim verme amacı değil; AKP'nin dindar-kindar nesil yetiştirme, toplumu yeniden dizayn etme politikaları için bir araç işlevi görüyor.

Biz okullarda parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelesi veren öğrenciler AKP'nin eğitimdeki ikiyüzlü politikalarını görüyor; gerek eğitim sistemindeki, gerekse okullarımızdaki sorunların sermayenin şimdiki temsilcisi AKP'nin bütün bir sosyal yaşamı kendi çıkarı doğrultusunda değiştirmek istemesinden kaynaklı olduğunu biliyoruz. Bizler geleceği sermeyenin elinde olan kuklalar olmak istemiyoruz. Nitelikli bir eğitim mücadelesini sürdürecek, okullarımızda taleplerimizin peşini sonuna dek bırakmayacağız.