01 Kasım 2014 09:54

Eksik, Haziran'sız, hareketsiz

Hareketin işçi sınıfı ve emekçilere dair tek bir kelime etmemesi ise bugün herkes için yazılan genel geçer 2-3 noktaya değinilmiş ‘1’ paragrafı saymazsak - iddia ettiği tüm amaçlarını işçi sınıfı, emekçiler arasında bir cephe kurmadan gerçekleştireceği iddiasını taşıyor

Paylaş

İmran KURT
İstanbul Üniversitesi

‘Sol birleşti’, ‘solda birlik’ gibi haberleri sıkça duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu haberlerin altında ise Vişnelik toplantıları olarak ortaya çıkan ve son olarak da adını Birleşik Haziran Hareketi (BHH) olarak değiştiren çeşitli siyasi parti, kurum, aydın, yazar ve sanatçıların imzacı olduğu bir birliktelik var.

Peki bu birliktelik ne anlama geliyor? Ne, nasıl olacak? Ya da olacak mı? Tartışmaya hareketin adını aldığı 3 kelimeden ve hareketin bu 3 kelimeyi karşılayabilme ihtimalinden başlamak doğru ve yeterli olacaktır.

EKSİK AMA ‘BİRLEŞİK’

Birleşik kelimesi özü itibariyle bir olmaktan gelen bir kelime. BHH, epey bir eksikle ‘birleşik’ olma iddiasıyla yola çıktı. Halklardan, onun temsilcilerinden, işçi ve emekçilerden, çevre mücadelesinden inanç mücadelesine kadar birçok kesimin yer almadığı bir birleşiklik. Ve bugün en büyük eksik nedir diye sorsak, Kürt özgürlük hareketinin eksikliğidir diyebiliriz. Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde bugün en dinamik, en canlı tartışmaların döndüğü sorun Kürt sorunu. Haliyle demokrasi mücadelesinde mevzi kazanmak istiyor, yarattığın hareketin bu alandaki mücadelesini önemsiyor ve aynı zamanda gerçekten birleşik bir muhalefet hareketi yaratmak istiyorsan Kürt sorununu ve mücadeleyi görmezden gelemezsin. Haliyle Kürt özgürlük hareketini de. Bugün Kürt özgürlük hareketinden bağımsız bir Kürt sorununun çözümü ve birlik tartışması gerçekçi değildir. Çözümü sosyalizmden sonraya atabilirsin - ki hareketin bazı imzacıları bunu açıkca söylemekte - ama bu senin Kürt fobinden öteye gitmez.

MEKANİZMALAR DOĞRU KURULMALI

Hareketin işçi sınıfı ve emekçilere dair tek bir kelime etmemesi ise - bugün herkes için yazılan genel geçer 2-3 noktaya değinilmiş ‘1’ paragrafı saymazsak - iddia ettiği tüm amaçlarını işçi sınıfı, emekçiler arasında bir cephe kurmadan gerçekleştireceği iddiasını taşıyor diyebiliriz. Kolay gele!

Tabi burada Türkiye’deki az çok ilerici tüm kesimlerin, halkların yoksunluğundan doğan bir eksiklik var. Tepeden inme, “bir birlik olduk gelin birlik olalım” çağrılarını birliktelikten sayıyorsan, ya da kapsayıcılık olarak görüyorsan tepe taklak olursun. Mekanizmaların doğru kurulması gerek.

KİMİN HAZİRAN’I?

Haziran direnişi üzerine çok şey yazıldı, çizildi. Haziran’dan herkes farklı şeyler anlamış. Ama “Haziran’ı Haziran yapan neydi?” sorusu da boşlukta durmakta. Haziran direnişi öyle bir direnişti ki; yanlış anlayanları affetmedi, böldü, dağıttı. Haziran direnişi; bir sistem patlaması, bunun ön plana çıkmış haliyle AKP iktidarına karşı gelişti. Evet, ön plana çıkmış haliyle AKP iktidarına karşı geliş olarak değiniyorum. Çünkü Haziran’ı salt AKP karşıtlığına indirgemek körlüktür. Bu anlayış sadece Türkiye’nin Haziran’ı değil, dünyadaki halk hareketlerinin temel dayanak noktasını da görmemektir. Türkiye’de ve diğer ülkelerde, uluslararası burjuvazinin neoliberal saldırılarını, bu saldırıların işçi ve emekçi kitlelerde yarattığı öfkeyi göz ardı etmektir. He, bizim ülkemizde neoliberal saldırılar AKP ile ortaya çıktı, Haziran tamamen AKP’nin saldırılarından kaynaklı bir harekettir diyorsan başka bir tartışma yapmamız gerek. Ama şu da bir gerçektir ki; AKP tarihten silindiğinde, senin de AKP’ye ve onun karşıtlığına dayandırdığın hareketin devam etmesini bekleyemezsin. Haziran’ı, direnişi iyi anlamadığın ve pergelin ucunu dönüp dönüp aynı yere koyduğun sürece kendi etrafında döner durursun.

‘HAREKET’ KAVRAMINI HAREKETSİZLEŞTİRMEK

Çok yeni formüllerle ortaya çıkmış gibi yansıtılan BHH, bugün Türkiye’de çokça denenmiş Türkiye Sol’unun kendi tartışmaları, kavgaları arasında yok olmuş bir pratikten ötesi değildir.  Hareket ileridir. Yaşanmış, denenmiş yolların eleştirisini vermeden, oraların eksikliklerini farketmeden hemstra yapılan muameleyi kendine yapıyorsan bu geridir. Bugünün ihtiyaçları çok açık ve nettir. Türkiye sol-sosyalist güçlerinden öteye bir birlikteliğe, gerçekten halkın içinde yer aldığı güçlü bir cepheye ihtiyaç vardır. Muhalif tüm kesimleri, halkları, inançları kapsamayan her hareket kendi iç tartışmalarında boğulmuştur, boğulmaya devam edecektir.

ÖNCEKİ HABER

Bologna çok uzakta deği

SONRAKİ HABER

Yazarlar 4 dilde Kobanê'yi selamladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa