Deniz anası
Baba dediğin akşam eve gelirken bir kola alacak, oturacak içecek. Yemek yeme dışında ağzını açmayacak. Getirdiği kolanın üstünde diyecekleri de yazıyor zaten, “Döktürmüşsün gene hatun”. Adam niye yorulsun ki?

Esen AKTAŞ
Deniz anasının görevini bilen var mıdır? Denizi temizlemek... Düşünsenize, denizi temizleyen bir canlıya anca böyle bir isim verilebilirdi. Öyle ya, işin içinde temizlik, yıkama paklama varsa kesin anadır o, dişidir... Algı budur arkadaş... Karada da olsa, denizde de olsa bu böyle...
Son günlerde yayınlanan reklamlara taktım kafayı. Tamam kadınlar çiçektir, narindir, kırılgandır dediniz durdunuz da, e yettiniz ama artık! Hatırlayan var mıdır bilmem ama; ilk otomatik çamaşır makinesi reklamında bir dış erkek sesi, bir kadın parmağını gösterip “Eşimin parmağı bugün çok yoruldu” diye dalga geçen bir reklamdı. Neymiş efendim, çamaşır yıkamanın artık ne kadar kolay olduğunu gösteriyormuş: “Tek parmakla bas tuşa yıkansın bütün çamaşırlar”. Sanırsın süper robot bulmuş da, tek tuşuna bastığında bütün evi barkı temizleyip üstüne de dört çeşit de yemek yapıyor.
Mutfak, ev eşyası, ev tekstili... Kısacası içinde evle ilgili mutfakla ilgili ne varsa illa ki kadın vardır. Öyle ya kadının yeri evidir, mutfağıdır. Doğal olarak reklamlar da potansiyel işlenecek mesaj da kadın olmalı. PVC pencereyi kahverengi olarak alan kadına kabul günüde gıptayla bakıp; “Ne akıllı kadınsın” diyen kadınlar, “Maharetli lezzetli margarinlerle” yapılan yemekler de “Kahraman hep kadındır, süperdir o”, “Süper anne, süper eş, bitanecik gelindir o”...
ELİNİN ÇAMURUYLA...
Reklamlarda erkeklere “Elinin çamuruyla kadın işine karışma, haddini bil. Sen ne anlarsın evden, mutfaktan, yemekten.” denilmekte ya, neyse.... Hele elektronik ev eşyalarını kullanamayan erkek öğrenciye annesinin verdiği talimatlar, “Şu ayara getir, kurutmayı da aynı ayara getir, yok ütüyü de şöyle ayarla...”. Genç de ne yapsın, dünyayı kurtaran adam moduna girip bütün yaptıklarını internete ortamına atarak, ne büyük işler başardığını gösteriyor. Anne de “İşte bu kadar basit” diyerek, ne usta bir anne olduğunu ve bunların kendisi için çocuk oyuncağı olduğunu gösteriyor.
Mutfak kadınındır imajı, kafamıza tokmakla vura vura yerleştirmeye çalışıyor. Anne dünyanın yemeğini yapar, bir Allah’ın kulu da sormaz “Annem bu yemekleri yapmayı nerden öğrendi” diye. Ama baba bir pasta yapınca çocuğun aklına ilk gelen, “Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?” olur. Baba bu, boru mu? Mutfağa girecek hem de pasta yapacak, olacak iş değil... Baba dediğin akşam eve gelirken bir kola alacak, oturacak içecek. Yemek yeme dışında ağzını açmayacak. Getirdiği kolanın üstünde diyecekleri de yazıyor zaten, “Döktürmüşsün gene hatun”. Adam niye yorulsun ki? Akşama kadar dışarıda çalışmış, çırpınmış, bir de eline sağlık diyecek... Ne gerek var yahu? Coca Cola var ya, o desin işte, o kadar para vermiş kolaya... Yakında Coca Cola ile haberleşme diye bir şey başlarsa şaşırmayalım, “Hanım gömleğimi yıka, ceketimi ütüle, akşama kazandibi yap, kolayla iyi gider”.
Beyaz gömlekli, mavi pantolonlu bir hasan abiyi düşündünüz mü? Şimdi bir de çantasından çamaşır suyu çıkarttığını düşünün. Cırt diye yırtılan çamaşırlarınızı görünce, çok da güzel olur! Ama olmaz, erkek dediğin mutfağa girerse, ya konserve kapağı açmaya ya da mangal da pişireceği sucuğu almaya girer. Onlar erkek işi, geri kalan işlerin hepsi birden “Evimizi güzelleştiren kadınlar”ın işi. E birileri de o hayatı güzelleştiren kadınların evini güzelleştirme derdinde, ev kadınların alanıydı ya hani...
Öyle ki reklamda ekonomi yapmayı bilmeyen kadını da tokatlayan bir adam vardı, “Aynı özelliklere sahip iki üründen hangisini alırdınız? Pahalı bilindik markayı mı?” falan diye sorup, yanlış cevabı alınca da şak diye tokat... İşte her geçen gün toplumsal tüketim artarken, bunu tetikleyen reklamlarda; mutfağı da, pencereyi de, yemeği de, makineyi de biz bilmek zorunda değiliz! Kadın dediğin sadece ev ekonomisini bilmek zorunda değil arkadaş!
Evrensel'i Takip Et