5 Kasım 2014 06:53

Recep Yener için Ses Tiyatrosu’nda anma töreni yapıldı

Ezgi GÖRGÜ
İstanbul

Ceyda Düvenci’nin sunduğu anma törenine Meltem Cumbul, Yüksel Aytuğ, Nazan Kesal, Ercan Kesal, Nur Sürer, Orhan Aydın, Gülsen Tuncer, Serhat Tutumluer ve daha bir çok isim katıldı. Törende oyuncunun hayatından kesitlerin olduğu bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Törende birçok arkadaşı ve ailesi söz alarak Recep Yener’le ilgili anılarını anlattılar.

Oyuncu Orhan Aydın, “Aktörler yalnız ölüyorlar, artizler kalabalık. Recep, Türkiye tiyatrosu için çok önemli bir şanstı. Hukuk okumasına rağmen Ankara Sanat Tiyatrosu’nda başlayan yolculuğu o geceye kadar sürdü. En son oynadığı Henrik İbsen’in Bir Halk Düşmanı oyunun rejisinde fenalaştı, hastaneye kaldırıldı. Ülke ve sanatçılar olarak zor zamanlar yaşadıklarını belirten Aydın, o kiminle oynayacağına bakmadı, oyun metnine baktı, ne anlattığına baktı” diyerek Yener’in rolün küçüğüne büyüğüne bakmadığını ifade etti.Orhan Aydın, ayrıca setlerdeki uzun saatler süren ve ağır çalışma koşullarına sahip olan çalışmaların dünyanın başka bir yerinde olmadığını söyledi. Recep Yener’in de sette rahatsızlanarak Şifa Hastanesi’ne gittiğini ancak ağrı kesici ilaç verip gönderdiklerini söyleyerek başlarından savdıklarını iddia etti. Bu durumun rahatsızlık verici olduğunu belirtti.

TUNCER: ‘HEM KARDEŞİMİZ HEM YOLDAŞIMIZ’

Oyuncu Gülsen Tuncer, Yener’le Nazım Hikmet Tiyatrosu’nda birlikte çalıştıklarını söyledi. Birbirlerine saygı ve sevgide kusur etmediklerini söyleyen Tuncer, “Çok zarif, çok akıllı ve gerçek bir yurtseverdi. Bir zamanların efsane radyocularındandı.” dedi. Yener’in önemli radyo programlarına imza attığını vurgulayan Tuncer, “Sessiz sedasız ama gerçekten devrimciliği çok yüksek olan bir arkadaşımızdı. Biz hem kardeşimizi hem yoldaşımızı kaybettik. Daha yapacak çok şeyleri vardı ama onun ardından bir ark açmalıyız” dedi.

Yönetmen Yüksel Aytuğ, “Ben Recep’ten aslında en çok dervişliği öğrendim, modern bir evliya gibiydi ve çok kıskanırdım onu, tembellikte yarışırdık birbirimizle. Aslan Egeliydi, herhalde biraz da üşengeçlikten de öldü galiba. Doktora gidilecek, muayene olunacak, filmler çekilecek, doktorlarla muhatap olunacak, bunlarla uğraşmazdı. Bir tevekküllülüğü vardı, aynı zamanda çok iradi bir adamdı.En son bir buçuk iki saate yakın kavga ettik telefonda, niye tembelsin, sen niye tembelsin” diyerek. Dinlenip dinlenip, çay sigara molası verip devam ediyorduk.”

Recep Yener’in ailesi, “Recep’in ölümü, yaşamın bir parçası olarak gördü, arkasından uzun uzun, ağır laflar söylememizi istemezdi sanırım. “ diyerek çocuklarıyla beraber bu yeni duruma alışmaya çalıştıklarını belirtti.

Yazar ve tiyatro eleştirmeni Metin Boran oyuncu için, “Rampa Tiyatro’yu açarken tadilat sürecinde geldi ve dedi ki “Metincim, burası yaşamalıdır ve bana gereksinim olursa lütfen beni ara ve her türlü yardıma da hazırım dedi ve sözünde durdu, geldi.” dedi. En son 27 Ekim’de Kuvayi Mülliye’nin galasında beraberdik, akşam 23:00’te ayrılmıştık. Sabah 6 gibi mesaj atmış, acildeyim, zehirlendim galiba dedi.” Son günlerinde halsiz olduğunu söyleyen Boran, “En son cumartesi günü görüşmüştük, o gün de halsiz olduğunu ve sırtının ağrıdığını söyledi ve o akşam kalp krizi geçirdi.”

Yener’in 27 Ekim’den sonra da tekrar Şifa Hastanesi’ne gittiği halde teşhis konulamadığını ve çalışma koşullarının da insani olmadığından dolayı sağlık problemlerinin artık anti insani hale geldiğini kaydeden Boran, bunu affetmemek gerektiğini vurguladı.

Cenaze daha sonra Tevşikiye Camii’ne götürüldü, ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Evrensel'i Takip Et