09 Kasım 2014 11:53

‘Suçlu devlet, madenin sahibi mağdur’

Hakkında yakalama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi Saffet Uyar, bugün öğle saatlerinde avukatı Şeref Han ile birlikte ifade vermek üzere Ermenek adliyesine geldi. Gazetecilere açıklamada bulunan avukat Şeref Han, maden sahibi Saffet Uyar'ın, mahsur kalan 18 işçi gibi mağdur olduğunu, suçlunun ise devletin olduğunu çünkü eskiden yapılan imalatların imalat planları ve imalat haritalarının bulunmadığını ve devletin ciddi hatasının olduğunu ileri sürdü.

Paylaş

Hakkında yakalama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi Saffet Uyar, bugün öğle saatlerinde avukatı Şeref Han ile birlikte ifade vermek üzere Ermenek adliyesine geldi. Gazetecilere açıklamada bulunan avukat Şeref Han, maden sahibi Saffet Uyar'ın, mahsur kalan 18 işçi gibi mağdur olduğunu, suçlunun ise devletin olduğunu çünkü eskiden yapılan imalatların imalat planları ve imalat haritalarının bulunmadığını ve devletin ciddi hatasının olduğunu ileri sürdü.

Avukat Şeref Han şunları söyledi: 'Has Şekerlerin sahibi Saffet Uyar dan, Has Şekerler de çalışan işçiye kadar hiç birisi, tepesindeki binlerce tondan haberdar değildi. Haberdar olması da mantıken düşünülemez. Çok basit bir şey soracağım. Üzerinizde tonlarca su olduğunu bilseniz hayatınız boyuncu yaptığınız bütün birikimlerinizi mal varlığınızı o suyun altına yatırır mısınız? Hayatınızı o suyun altına yatırır mısınız? Bu davanın mağduru Has Şekerler'in bütün çalışanları, sahibi de dahil, bu kazanın mağdurudur. Saffet Uyar mağdurudur. Çalışan arkadaşlar mağdurudur. Yarısı içeride hayatını kaybetmiş hala içeride ulaşamadığımız madenciler ve aileleri mağdurdur. Yarısı dışarıda tesadüfen o an için dışarıda kalmış kurtulmuş olan maden işçileri bu kazanın mağdurudur.'

'İMALAT PLANI VE HARİTASI YOK'

Avukat Şeref Han, 'Kimdir sorumlusu, ben size bir ipucu vereyim mi? Madende yerin altında kömürü çıkarmak için hayatını veren işçisi bilmiyorsa, mühendisi bilmiyorsa, işvereni, patronu bilmiyorsa kim biliyor. 1995- 97 yılında orada kimin üretim yaptığını, kimin üretim planladığını, üretim planlarının kime verildiği niye oradaki mevcut işletmeci de eskiden yapılan imalatların imalat planları, imalat haritaları yok. 'diye konuştu.

'DEVLET UYARMALI VE İMALATI DURDURMALIYDI'

Devletin uyarması gerektiğini belirten Han, 'Maden Kanunu'nun 29'uncu maddesi bütün maden işletmelerine, nisan ayında üretim planını hazırlayıp Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne verme yükümlülüğü getirir. Aynı madde aynı zamanda Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne de ocakta bu plan çerçevesinde bir tehlike var ise, söz konusu işlemeyi uyarma ve o işletmenin tehlike geçinceye kadar imalatın durdurma sorumluluğu ve yetkisini getirir. Ama şu an tesadüfen o an için ocakta olmayan arkadaşlar ve müvekkilim Saffet Uyar, o an için ocakta olmadığı için kurtulmuş ve gözaltında. Onun dışında bu 8 maden emekçisi (gözaltına alınanlar) arkadaşım dışında bu işin sorumlusu yokmuş gibi görünüyor. Bu işin takipçisi olun lütfen. Soruşturma izinleri veriliyor mu, niçin uyarılmadı. Tepenizde su var, eski imalata gitmeyin, tehlike var diye niçin uyarılmadı, diye denetleme ve kontrol görevleri yerine getirilmiş mi lütfen halk olarak sorgulayın ki, şimdi Ermenek’teyiz üç- beş ay sonra Anadolu'nun her bir yerinde kömür çıkıyor, başka bir ocakta yine bir araya gelmeyelim. '

'DEVLETİN CİDDİ HATASI VAR'

Avukat Şeref Han, 'Kimin uyarması gerekiyor?' sorusu üzerine şunları söyledi:
'Mal sahibi olarak Cenne Madencilikte o şeyin (imalat planı ve haritası) olması gerekiyor. Ama asıl olması gereken Maden Kanununu yükümlülüğü uygulamada var. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü uyarı yor mu? Hayır uyarmıyor. Ama kanun böyle görev getirmiş, böyle hükümlülük var. Ocakta eğer imalat planından sonra uyarması gereken devlettir arkadaşlar, Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü koleksiyon olsun diye toplamıyor ki bunları. Eğer bakmayacaksa ve uyarmayacaksa niçin imalat haritalarını istiyor. Devletin ciddi hatası olduğunu düşünüyorum.'

Han, 'Savcılığın kamu görevlileri hakkında soruşturma talebi oldu mu?' sorusuna ise '
Bilemiyorum. Savcılığın bir talebi var mı, kusur addedilirse savcılık mutlaka gereğini yapacaktır. İdari soruşturma varmıdır onu da bilmiyorum .Bu konuda toplumu duyarlılığa davet ediyorum. Kimin sorumluluğu varsa hesabını versin.'diye cevapladı.

'MADEN OCAKLARINDA SIZINTI OLUR'

İşçilerin daha önce su sızıntısı olduğu yönünde yöneticileri uyardığı ancak dikkate alınmadığı iddiası üzerine Han, şöyle konuştu: 'Maden ocaklarında sızıntılar olur. Bende araştırdım o konuyu, bu sızıntılar içilebilir nitelikte yeraltı suları değil. Patlayan su yeraltı suyu değil. Gelen su daha önce imalat yapılan eski ocakta biriken ve pis kokulu içilmesi mümkün olmayan, zaten sızmaya başladığı andan itibaren bir anda patlayıp boşalıcak gibi gelecek nitelikteki bir su. Dolayısıyla o bahsettiğimiz sular yeraltı kaynak suları. O kazanın nedeni sızıntı yapan sular değil.'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın dün yaptığı eski madene 6-7 metre yaklaşıldığı ve ciddi bir işletme hatası olduğunu yönünde açıklamasının olduğunun hatırlatılması üzerine Han, 'Öyle olabilmesi için 6-7 metre yaklaştıklarını bilmeleri gerekmez mi? Çok basit bir mantığı var. Ölüme doğru gidiyorsunuz, 6-7 metre kaldı, sola dönersiniz, sağa dönersiniz, biliyor olsanız eğer. Bu kadar düz bir mantık yürütmek mümkün. Biliyor olsalardı. Bilmiyorlar. Ellerinde hiç üretim planı yok, şu an itibarıyla da haya yok.'dedi.

Haritalara nasıl ulaşılabiliyor? sorusu üzerine Han, haritaların ulaşılabilmiş olsa şu tarihe kadar bütün basın mensuplarının elinde olacağını söyledi. Ocak şefinin de içeride olduğunu ifade eden Han, 'Ocak şefimiz içerde hala. Zonguldak'tan emekli, Türkiye'nin en iyilerinden biri biliyor olsa, intihar etmedi bu insanlar. İçerde hala Recep şef. Ocaktan son anda kaçıp kurtulan bağırma sesini duyup kaçanlardan bir tanesi bizim mühendisimiz Yavuz Özsoy'un öz kardeşi. Yavuz Özsoy suyun patladığını bile bile tekrar ocağa koşup suyu elleriyle tutacakmış gibi mantığı var mı bu söylediklerimizin. Şu an arkadaşları öldü ve benim gördüğüm bu insan ağlıyordu, 'benim içerde olmam ve ölmem gerekiyordu' diye. Bu adam arkadaşlarının katılı olarak içeride ifade verecek.' (DHA)

 

ÖNCEKİ HABER

Siyanürlü aramaya karşı protesto eylemi

SONRAKİ HABER

Dereler mücadelede birleşti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa