'Rojava’ya ambargo kalksın, sınır açılsın'
Rojava’da özerklik ilan eden üç kantondan biri olan Efrîn Kantonu Başbakanı Hêvî Mistefa: Temel hedefimiz Türk, Kürt, Arap demeden bütün insanlar için özgürlüğü ve eşitliği inşa edecek bir sistem oluşturmak. Biz Türkiye başta olmak üzere çevremizdeki komşularımızla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz.
Elif Ekin SALTIK
Ankara
Rojava’da özerklik ilan eden üç kantondan biri de Efrîn. Efrîn Kantonu Başbakanı Hêvî Mistefa ve beraberindeki heyet, 29 Ekim’den bu yana Türkiye Hükümetiyle temaslarda bulunmak ve Efrîn ile Türkiye arasında sınır kapısı açılması talebini iletmek için Ankara’da. Ancak AKP Hükümetine yaptıkları resmi çağrılara henüz bir yanıt alamadılar. Gazetemize konuşan Başbakan Hêvî Mistefa, Efrîn’e ve genel olarak Rojava’ya yönelik ambargonun bir an önce kaldırılması çağrısı yaptı. AKP Hükümetinin iddialarının aksine farklı millet, din ve mezheplerden insanların kantonlarda bir arada yaşadığını, yönetim kademelerinde yer aldıklarını anlatan Mistefa, verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bütün Ortadoğu’ya örnek olmasını istediklerini söylüyor.
Temaslarda bulunmak için Türkiye’ye geldiniz. Hükümetten beklentileriniz neler?
Başta Türkiye Hükümeti ile görüşmek ve kitle örgütleriyle, kuruluşlarla görüşmek üzere Ankara’dayız. Bizim temel amacımız Efrîn’de, Rojava’da kurduğumuz özerk yönetimlerin tanıtımı. Özerk yönetimler tam anlamıyla tanıtılmadığı için onlara karşı bazı ön yargılar oluşmuş durumda. Bizim isteğimiz ön yargıların giderilmesi ve kantonlarla ilgili bilinen yanlış bilgilerin düzeltilmesi.
Özerk yönetimler çok tartışılıyor. Biraz bilgi verir misiniz özerk yönetimlere dair?
Adı “demokratik özerk kanton” ve biz bu kantonlarda barışı, eşitliği, kardeşliği kurmaya çalışıyoruz. Farklı din, ırk ve mezheplere sahip insanlar var kantonlarda. Bu insanların özgürce yaşadıkları, kendilerini ifade edebildikleri bir yaşam sistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Buradaki temel hedefimiz de Türk, Kürt, Arap demeden bütün insanlar için özgürlüğü ve eşitliği inşa edecek bir sistem oluşturmak. Biz Türkiye başta olmak üzere çevremizdeki komşularımızla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Oluşturulan bu sistemin onlar için bir tehdit olmadığını anlatmak için buradayız. Sadece bölge için değil tüm Suriye için özerk sistemin örnek olmasını istiyoruz. Halkla birebir çalışma yürüten ve halkların talepleri doğrultusunda bu sistemi hayata geçiren TEV-DEM (Demokratik Toplum Hareketi) var. Tepeden inmeci bir yönetim değiller, halktan bir yönetim. Sivil toplum hareketi olarak TEV-DEM’de yürüyen bu sistem şu an bir yönetim biçimine dönüştü.
IŞİD DÜNYA İÇİN BİR TEHLİKE
Kobanê’de süren savaş ve Kürt halkının orada gösterdiği direniş Efrîn’i nasıl etkiledi?
Bu saldırı Kobanê ile birlikte tüm Rojava’yı hedefliyordu. Rojava’da elde edilen hakların tekrar geri alınması için ve oradaki sistemin yıkılması için yapılan bir saldırıydı. Dolayısıyla bizim bölgemiz için de bir tehditti. IŞİD’in saldırıları sadece Kobanê halkına yönelik değil, aynı zamanda tarihe, insani temel değerlere ve insanların kutsal saydığı her şeye yönelik bir saldırıdır. Özellikle de kadınlara yönelik bir saldırıdır. IŞİD’in temel hedefi kadınları eski karanlık çağlara götürüp köleleştirmektir. IŞİD halkların kardeşliğine karşı bir örgüt. Kurduğumuz sisteme düşman. Fakat onların püskürtülmesi için eşsiz ve kahramanca bir direniş sürüyor. Elbette IŞİD’in oradaki saldırıları zorlukları da beraberinde getirdi. Eşitliği savunan bütün kesimlerin IŞİD’e karşı mücadelede yer alması gerek.
TÜRKİYE İLE İYİ İLİŞKİLER KURMAK İSTİYORUZ
Savaş ortamında ve bunca zorluğa rağmen komşu ülkelerden de hiçbir destek alamadınız. Bu ortamda nasıl bir ekonomik düzen oluşturuyorsunuz?
Şu anda sahip olduğumuz imkanlarla ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Efrîn bölgesinde özellikle tarımla uğraşılıyor. Ayrıca ekonomiyi güçlendirmek için küçük projeler var. Biz de bu projelerle ekonomimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Efrîn 600 bin nüfusa sahipken bugün 1 milyon 200 bin nüfusu var ve bunların 400 bini sığınmacı. Bunların birçoğu da Arap. Var olan imkanlarla ihtiyaçları karşılamak çok zor. Çabaların başarılı sonuçları da var ama yüzde yüz başarılıdır da diyemeyiz. Çünkü Efrîn’e bir ambargo uygulanıyor. Dolayısıyla çok kısıtlı kaynaklar ulaşıyor. İnsani temel ihtiyaçlar noktasında çok büyük eksiklikler var. Şu anda zorunlu olarak legal olmayan yollarla bazı ihtiyaçlar karşılanıyor. Burada olmamızın bir sebebi de Türkiye ile Efrîn arasında bir sınır kapısı açılması ve ticari faaliyetlerin hayata geçirilmesidir. Bunun Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak adına bir şans olduğunu düşünüyoruz.
EFRÎN’DE KOMÜNAL BİR SİSTEM KURDUK
Ekonominizde komünal projeleriniz olduğunu söylediniz. Bu projeler nelerdir, açar mısınız biraz?
Üç kanton (Efrîn, Kobanê, Cezîre) birbirinden uzak ama aramızda bir koordinasyon var ve bu koordinasyonla temel noktalarda birbirimize bağlıyız. Topraklar tarıma elverişli. Özellikle zeytin ve elde ettiğimiz tarım ürünlerini satarak ve kazandığımız parayı ortaklaştırarak ekonomimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Öncelikle yönetimimizde komünal sistemi kurduk. Yönetimde, karalama kampanyalarında söylendiği gibi sadece PYD yer almıyor, bu yönetim sisteminde Araplar, sivil kuruluşlar özellikle de kadın hareketleri ve diğer siyasi partiler yer alıyor. Êzidiler, Êzidilerin dini temsilcileri var. Bu yönetimde farklı dinlerden farklı milletlerden bütün kesimler kendini ifade etme imkanı buluyor. Oradaki yönetim biçimi sadece PYD’nin kontrolünde değil. Örneğin ben Efrîn başbakanı olarak Öğretmenler Birliğinden geliyorum. Benim eş başkanım da farklı bir örgüte üye ve farklı bir partiden.
DEVRİME EN ÇOK KADINLAR SAHİP ÇIKIYOR
SİZ bir kadın başbakansınız. Kobanê direnişinde de özellikle kadınlar öne çıktı. Kantonlar Rojavalı kadınlara neler getirdi?
Rojava devrimi bir kadın devrimidir. Bu sistemle elde edilen kazanımların hayata geçirilmesinde Rojava kadını çok ciddi rol oynadı. Rojava kadını sadece savaşta değil her alanda öncülük ederek bu devrimin hayat bulması için çaba sarf etti. Kadınlar savaşta da sivil hayatta da büyük rol oynadı. Eğitim alanında da öncülük etmektedirler. Bu kazanımlar sadece Rojava kadınları için değil tüm dünya kadınları için kazanımdır. Eşitlik alanında, hak alanında kadınlar ciddi başarılar elde etti. Emperyalist güçler bunu tehdit olarak algılıyorlar ve bu hamlenin başarıya ulaşmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Kazanılmış bu demokratik sistemi çökertmek istiyorlar. Ama kadınlar bu mücadeleye sahip çıkacaktır. Bu kazanımları korumak yine Rojavalı kadınlara düştü. Bu devrim kolay olmadı. Kadınlar yaralar aldı. Evlatlarını eşlerini kaybetti. Dolayısıyla bu devrime herkesten çok kadınlar sahip çıkmaktadır.
Efrin’in dünya kamuoyundan beklentisi nedir?
Kobanê’de savaş yoğunlaşmaya başladığı zaman uluslararası güçler kantonlara karşı tutumlarını değiştirmeye başladı. Fakat onları geç kalma noktasında da eleştiriyoruz. Karar verinceye ve gerekli adımlar atıncaya kadar birçok insanın acı çekmesine, yaşamını yitirmesine sebep oldular. Umarız bu saatten sonra Rojava’ya yapılan bir saldırıda bu kadar geç kalmazlar. Uluslararası düzeyde tüm kadın hareketlerin katıldığı bir toplantının da yapılmasını istiyoruz. Buna çok acil ihtiyacımız var. Eğer tüm kadın hareketlerinin katıldığı bir toplantı olursa kadın sorunlarına çok daha etkin çözümler üretebiliriz.