İlk hedef 5 Aralık
Muğla’ya bağlı Yatağan-Yeniköy ve Kemerköy’de çalışan 4 bine yakın enerji ve maden işçisi özelleştirmeye karşı tek vücut halinde 432 gündür direniyor. Özelleştirme iptal edilene kadar mücadelelerini sürdürmekte kararlı olan işçiler, santral ve maden ocaklarının ihaleyi kazanan firmaya devredilmesini engellemekte kararlı.
Hasan ALKAN
Korkmaz TEDİK
Yatağan
Muğla’ya bağlı Yatağan-Yeniköy ve Kemerköy’de çalışan 4 bine yakın enerji ve maden işçisi özelleştirmeye karşı tek vücut halinde 432 gündür direniyor. Özelleştirme iptal edilene kadar mücadelelerini sürdürmekte kararlı olan işçiler, santral ve maden ocaklarının ihaleyi kazanan firmaya devredilmesini engellemekte kararlı. Yatağan Termik Santrali ve bağlı maden ocağının devir tarihi olan 5 Aralık olarak açıklanırken, Yeniköy ve Kemerköy için devir tarihi ise 26 Aralık.
“Direnişe başladığımız ilk günkü kararlığımızla bu gün de buradayız” diyen Şükrü Gültekin, halkın da desteğiyle mücadelelerini sürdürdüklerini bildirdi. Özelleştirmenin sonuçlarını çok iyi bildiklerini söyleyen Gültekin, Soma’da yaşanan katliamın, özelleştirmeyi, ne olduğunu anlamayanlara bir kez daha gösterdiğini söyledi. “Özelleştirme kalitesiz ekipman, düşük ücret ve iş güvenliğinden yoksun çalışmadır” diyen Gültekin, son günlerde zorla da olsa hükümetin gündemine giren iş güvenliği paketini de “işçi sağlığından çok sorumluluktan kaçmak” olarak nitelendirdi. Maden ocaklarında maliyeti ucuzlatmak için tünellerin kalaslarla ayakta tutulduğunu belirten Enerji İşçisi Musatafa Erçoban ise “Özelleştirme işte budur” dedi. İş güvenliği uzmanının parasını patrondan aldığı bir yöntemin işçinin asla güvende tutmayacağını kaydeden Erçoban, işçi sağlığının yanı sıra enerjinin devlet güvencesinde olması gereken bir sektör olduğuna dikkat çekti.
Şalt sahasında çalışan bir başka Enerji İşçisi Turgay Aslaner de yaşadığı bir olayı anlatarak özelleştirmenin sonuçlarına işaret etti: “Defalarca radyasyon yoğunluğundan korktuk. Bunun için iş güvenliği sorumlularına şikayette bulunduk ancak ölçüm yapılması için işverene dilekçe yazarak talepte bulunmamız söylendi. Devlette bile iki yıldır yanıt alamadık. Özelleştiğinde nasıl olacak?”
Soma ve ardından gelen Ermenek faciasına dikkat çeken işçiler “Yatağan Soma olmasın, Ermenek olmasın” diye mücadele ettiklerini söylediler. İşçiler son olarak mücadele eden tüm işçilere gazetemiz aracılığıyla selam gönderdiler.
SON SÖZÜ YATAĞAN İŞÇİLERİ SÖYLEYECEK…
Özelleştirmeye karşı mücadele kapsamında önceki gün Milas’ta kitlesel bir yürüyüş düzenlendi. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’den gelerek Milas Migros önünde toplanan 2 bin işçi kara yolunu kapatarak Ata Park’a yürüyüşe geçti. Yürüyüşe halktan da katılımlar olurken, balkona çıkanlar da alkışlarla destek verdiler. Yürüyüş sırasında sık sık “Türk-İş göreve genel greve”, “Hırsız, katil, AKP”, “Birlik, mücadele, zafer”, “Sermayenin itleri, sattırmayız KİT’leri” sloganlarını attılar. İşçilere seslenen Tes-İş Şube Yöneticisi Kemal Özcan, “Sattıkları babalarının malı değil, halkımızın 90 yıllık birikimleri ve ülkemizin aydınlık geleceğidir. Şimdiye kadar herkes konuştu, ihaleler yapıldı, alıcı firmalar belli oldu, ama hiçbir şey bitmedi. Son sözü biz söyleyeceğiz. Tüm emekçileri ve halkımızı Yatağan direnişine destek olmaya, omuz vermeye çağırıyoruz” dedi.
T. Maden-İş Şube Başkanı Süleyman Girgin de “Bizler Soma’da, Ermenek’te, rezidans inşaatında katledilen işçiler için de mücadele ediyoruz. Bu halk bir gün onların saraylarını başlarına yıkacaktır. Bizleri çiğnemeden işyerlerimizi asla teslim alamayacaklar” dedi.