28 Kasım 2014 11:39

Başka bir insan: Dershane öğrencisi

Herkesin bu sisteme karşı dolu olduğunu biliyorum ama mücadeleye katılıp bir uğraş vermeyenlerin sayısı çok fazla. Bugün bu konumdaysak kendi taleplerimiz için bile mücadele etmeye korktuğumuzdandır. Mücadeleye katılıp bu mücadeleyi büyütmeliyiz

Paylaş

Hüseyin ZENGİN
Rohat ÇETİN
Elazığ

Dershaneye giden herkes bilir dershanenin ne demek olduğunu! Dershanelinin neler çektiğini, nelerle, kimlerle uğraştığını... Dershane öğrencisinin hayattan kopuk yaşamını ve kopuk yaşamında çevreden, aileden bravo aldığını! “Benim oğlum/kızım hiç kimseyle konuşmuyor, akşama kadar ders çalışıyor.” ve “Oğlunuz/kızınız çok iyi maşallah, evden dershaneye dershaneden eve...” gibi onlarca yüzlerce kalıplaşmış cümleler duydunuz, duyacağız daha onlarca yüzlerce kez. Dershaneye gitmişseniz çoğu defa ‘normal bir insan’ olmadığınız da söylenmiştir muhtemelen. Biz de Elazığ’da dershaneye giden öğrencilerle hayatı, yaşamı, dershane öğrencisi olmanın ne demek olduğunu ve bizleri neyin beklediğini konuştuk. İşte konuştuklarımız...

TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİ OLMAK...

Seval Çelikal, ortaokuldan beri dershaneye gidiyor. Dershaneye gitmek onun için hep mutsuzluk olmuş. Dershanelerin bu eğitim sisteminin bir sonucu olduğundan emin, bu yüzden dershanelerin kapatılmasının da işe yaramayacağını düşünüyor. Ona göre bu sistemde parası olan her şekilde önde. Bu sistemin öğrencilerin yeteneklerini, ilgilerini dikkate almadığını, elemeye dayalı bir eğitim sisteminin içinde olduğumuzu düşünüyor. Kendisi sanatla ilgilenmek istemiş ancak değil sanatla ilgilenmek, kitap okumaya bile vakit bulamamış. En son kitabı yaz tatilinde okumuş. Aileler kendi yapamadıkları şeyleri çocuklarına yaptırmak istiyor ve onlar adına kararlar alıyormuş. Türkiye’de öğrenci olmayı; Hayattan soyutlanıp yarım bir birey olmak olarak niteliyor. “Herkesin bu sisteme karşı dolu olduğunu biliyorum ama mücadeleye katılıp bir uğraş vermeyenlerin sayısı çok fazla. Bugün bu konumdaysak kendi taleplerimiz için bile mücadele etmeye korktuğumuzdandır. Mücadeleye katılıp bu mücadeleyi büyütmeliyiz.” diyerek bitiriyor sözlerini...

MÜLAKATI GEÇMEK MÜMKÜN DEĞİL

Egemen Erdoğan da dershanelerin kapatılmasının çözüm olmayacağı görüşünde. Sınavlara hiçbir güveni kalmamış. YGS/LYS sınav sorunlarının bir kısmının verilmesini de saçma buluyor. Geçen yıl BESYO’yu kazanmış Egemen, mülakatta torpil olduğunu söylüyor, bu yüzden de yerleşememiş. Kızların ve erkeklerin yan yana oturmasının yasak olduğu hatta sınıflarının bile ayrı olduğu dershaneler varmış. Dershanede geçen her yılın öğrencileri psikolojik açıdan sıkıntıya soktuğunu belirtiyor. Okullarda sanat ve spora ilgi gösterilmemesi konusunda Seval ile aynı fikirde. Bu eğitim sistemi herkesi geleceğe karamsar baktırıyor ve insanları kendi sorunlarına karşı duyarsızlaştırıyor. “Bence hayatımızda amaçlarımız olmalı ve onlar için mücadele etmeliyiz.” diyerek sözlerini noktalıyor.

“Dört yıldır dershane öğrencisiyim, dershaneye gelmek beni psikolojik olarak etkiliyor. Kendimi baskı altında hissediyorum, bu sene mutlaka kazanmam gerektiğini düşünüyorum.” diyen başka bir dershane öğrencisi ise Onur Yetim. Bu sistemde parası olanların okuyabilmesine sitem ediyor. Dershanelerin kapatılması ile birlikte yine parası olanların özel ders vs. yollarla okuyacaklarını, olanın yine emekçi çocuklarına olacağını belirtiyor. Onur, yazın şarap fabrikasında çalışıp dershane parasını çıkarmış. Sınav psikolojisi öğrencilerde ciddi sıkıntılara neden oluyor diyerek sözlerine son veriyor o da.


HAFİYELİK YAPIYORLAR

İsmini vermek istemeyen ancak dergimizde düşüncelerinin bulunmasını isteyen birkaç dershane öğrencisi de ortak yanıtlıyor sorumuzu. Dershaneleri hem kendileri hem de aileleri tarafından üniversiteyi kazanmak için tek şart olarak görüyorlar. Dershaneler aileler üzerinden öğrencilere psikolojik bir baskı kuruyormuş. Attıkları her adım ailelerine bildiriliyor. Bir gencin geleceğinin 160 dakikalık bir sınava bağlı olmasını saçma buluyorlar ve haksız yerleştirmeler olduğu kanısındalar. Herkesin kendi yeteneğine göre meslek seçmesinin önemini belirtiyor ve maddi kazanca göre meslek seçimine zorlanmanın yanlışlığını vurguluyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Yeni bir dünya için...

SONRAKİ HABER

Para ile satılmaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa