İktisatta çoğulculuk için; Uluslararası öğrenci çağrısı
30 farklı ülkeden 65’ten fazla öğrenci kuruluşu olarak iktisat eğitiminin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yaklaşık yirmi yıldır müfredatın dramatik biçimde daraltılmasından memnun değiliz
Krizde olan sadece dünya ekonomisi değil. İktisat eğitimi de krizde ve bu krizin etkisi üniversite sınırlarının oldukça ötesine geçti. Öğretilenler gelecekte siyaset üreteceklerin zihinlerini ve böylece içinde yaşadığımız toplumları şekillendiriyor. 30 farklı ülkeden 65’ten fazla öğrenci kuruluşu olarak iktisat eğitiminin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yaklaşık yirmi yıldır müfredatın dramatik biçimde daraltılmasından memnun değiliz.
Düşünsel çeşitliliğin olmaması sadece eğitim ve araştırmayı kısıtlamıyor. Finansal istikrardan besin güvenliği ve iklim değişikliğine kadar, 21. yüzyılın çok boyutlu sorunlarının üstesinden gelme yeteneğimizi kısıtlıyor. Gerçek dünya sınıflara yeniden girmeli. Bir o kadar tartışma, kuram ve yöntemlerde çoğulculuk da. Böyle bir değişiklik, disiplini yenilemeye ve en nihayetinde toplum sorunlarına çözümlerin üretileceği bir alan yaratmaya yardım edecektir.
Sınırların ötesinde birleştik ve değişim çağrısında bulunuyoruz. Mükemmel bir cevabımız olduğunu iddia etmiyoruz ama iktisat öğrencilerinin farklı bakış açıları ve fikirlerle karşılaşmaktan karlı çıkacaklarına dair hiçbir şüphemiz yok.
Çoğulculuk sadece eğitim ve araştırmayı zenginleştirmeye yardım etmekten ibaret olmayacak ve disiplini canlandıracaktır. Bunun da ötesinde çoğulculuk, iktisadı yeniden toplumun hizmetine sunma sözü veriyor. Müfredatların merkezinde çoğulculuğun şu üç biçimi olmak zorundadır: Kuramsal, yöntemsel ve disiplinler-arasılık.
Kuramsal çoğulculuk, müfredatlarda yer verilen iktisadi düşünce derslerinin kapsamının genişletilmesi ihtiyacının altını çiziyor. Herhangi bir iktisat geleneğine özellikle karşı değiliz. Çoğulculuk bir taraf seçmek değil, aksine düşünsel açıdan zengin tartışmaları ve zıt fikirleri eleştirel öğrenmeyi cesaretlendirmektir. Diğer disiplinler çeşitliliği kucaklıyor ve birbirleriyle alenen uyumsuz, çarpışan kuramları öğretiyorken; iktisat, sıklıkla yekpare bir bilgi kaynağı olarak sunuluyor. Baskın geleneğin kendi içinde çeşitlilikler kuşkusuz mevcut. Ancak bu da iktisadı kullanmanın ve gerçek dünyaya bakmanın sadece bir yolu.
Böylesine bir tekdüzelik diğer disiplinlerde görülmeyen bir şey; sadece Freudçuluk’a odaklanan bir psikoloji programını ya da sadece devlet sosyalizmine odaklanan bir siyaset programını kimse ciddiye almaz. Kucaklayıcı ve kapsamlı iktisat eğitimi öğrencilerin, en yaygın neo-klasik
yaklaşımlardan büyük ölçüde dışlanan klasik, post-Keynesyen, kuramsal, ekolojik, feminist, Marksist ve Avusturya geleneği gibi çeşitli kuramsal bakış açılarını dengeli oranda görmesini desteklemelidir. Çoğu iktisat öğrencisi böylesine farklı bakış açılarıyla hiç karşılaşmadan mezun oluyor.
Dahası temel iktisat müfredatları, iktisat felsefesi ve bilgi kuramı gibi, bizzat iktisat ve iktisat yöntemleri üzerine düşünmeyi geliştiren ve bu konuda bir bağlam sunan dersler içermelidir. Ayrıca bir kuram ortaya çıktığı tarihsel bağlamdan bağımsız olarak anlaşılamayacağından öğrencilerin iktisadi düşünce tarihi, klasik iktisat literatürü ve aynı zamanda ekonomiler tarihini sistematik biçimde görmeleri gerekmektedir. Bugünün iktisat müfredatlarında bu dersler ya hiç yok ya da müfredat içinde bir yerlere sıkıştırılmış durumda.
Yöntemsel çoğulculuk ise ekonomistlerin ekonomik meselelerle boğuşurken kullandığı araçların kapsamının genişletilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır. Matematik ve istatistiğin disiplinimiz için hayati olduğu gayet açık. Ancak öğrenciler olması gerekenin de ötesinde niceliksel yöntemlerde uzmanlaşmayı öğreniyorlar hem de bu yöntemlerin kullanılma nedenleri, varsayım seçimi ve sonuçların uygulanabilirliği üzerine düşünmeden.
İktisadın, sadece niceliksel yöntemleri kullanılarak anlaşılamayacak önemli yönleri vardır: Sağlam bir iktisadi sorgulama niceliksel yöntemlerin başka sosyal bilimlerde kullanılan yöntemlerle tamamlanmasını gerektirir. Örneğin iktisat müfredatlarında niceliksel analize daha fazla önem verilmesi kurumları ve kültürü anlamayı oldukça geliştirecektir. Buna rağmen çoğu iktisat öğrencisi niceliksel yöntemler üzerine tek bir ders bile almıyor.
Son olarak iktisat eğitimi disiplinler-arası yaklaşımlar içermeli ve öğrencilerin diğer sosyal ve beşeri bilimlerle ilişki kurmasına izin vermelidir. İktisat bir sosyal bilimdir; karmaşık iktisadi fenomenler her şeyden yalıtılmış, sosyolojik, siyasi ve tarihsel bağlamlarından yoksun sunulduğu takdirde bunların anlaşılmaları zorlaşacaktır. Ekonomi politikalarının düzgün tartışabilmeleri için öğrencilerin ekonomik kararların olası toplumsal ve manevi sonuçları daha geniş bir yelpazede anlamaları gerekmektedir.
Çoğulculuğun bu üç biçimi uygulanırken gösterilecek yaklaşımlar yerden yere değişiklik gösterecek olsa da, uygulamaya dair genel fikirler şu şekilde sıralanabilir:
· İktisat bölümlerinde, kuramsal ve yöntemsel çeşitlilik sunabilecek araştırmacılar ve ders verecek akademisyenlerin işe alınması.
· Çoğulcu dersleri destekleme ihtiyacı üzerine, metinlerin veya başka pedagojik araçların yaratılması.
· Sosyal ve beşeri bilimler bölümleriyle işbirliğinin resmileştirilmesi veya
iktisat ve diğer alanları birleştirerek disiplinler-arası bir program izleyebilecek ayrı bölümlerin kurulması.
Her zaman olduğu gibi değişim zor olacak. Ama halihazırda başladı bile. Hatta dünyanın her köşesinde öğrenciler değişimi adım adım başlattılar. Müfredatta olmayan konulara dair davet ettiğimiz konuşmacılarla seminer odalarını doldurduk; okuma grupları, atölyeler kurduk, konferanslar düzenledik; mevcut ders programlarının analizini yaptık ve alternatif programlar çizdik; öğretilmesini istediğimiz yeni dersleri kendimize ve başkalarına öğretmeye başladık. Üniversitelerde topluluklar kurduk ve ulusal ve uluslararası düzeyde ağlar inşa ettik.
Değişim birçok yerden kurulmalıdır. Dolayısıyla öğrencileri, iktisatçıları ve iktisatçı olmayanları bize katılmaya ve değişim için gerekli eleştirel kitleyi kurmaya davet ediyoruz. Nihai olarak, iktisat eğitiminde çoğulculuk sağlıklı bir kamu tartışması için asli niteliktedir. Bu bir demokrasi meselesidir.
İktisat Eğitiminde Çoğulculuk için Uluslararası Öğrenci Girişimi (ISIPE) bünyesindeki üye kuruluşlar imza atmıştır.