28 Kasım 2014 12:36

Bir kırmızı defterde bir güvenlik konsepti!

İşçilerin direnişi, kadınların ve gençlerin mücadelesiyle ‘milli’ güvenlik konseptini uygulanamaz hale getireceğiz

Paylaş

Lise sıralarında ‘milli’ olanın iyi olduğunu öğütledi ‘milli’ eğitim bakanlığımız. Geçirilen yasaların, uygulanan politikaların, torbaların, paketlerin, bütçelerin bir dizi halinde meclisten geçtiği günlerde teyit etmiş olduk ki; milyonları yedeklemek, ‘bu yasa hayrınızadır’ diyebilmek için en gudubet yasaların başına ‘milli’ forma geçirip sahaya sürdüler.

‘Milli’ bir güvenlik hükümetine sahibiz. Her gün işçilerin ölümünü televizyonlardan izliyoruz, kadınlar şiddete bağlı olarak katlediliyor. Yine gençler her sokağa çıktığında milli güvenlikten payına düşeni almıştır. Milli güvenlik devleti milli güvenliği sağlamak için kadına yönelik şiddeti ödüllendiriyor, esnek ve taşeron çalışmayı teşvik ediyor, kafasını kaldıran işçiyi işten atıyor, ayağa kalkan bütün kesimleri şiddetle eziyor.
Peki geriye kim kalıyor? İşçi ve emekçilerin ‘milli güvenliğini’ sağlamadığı kesin olan hükümetin, ‘milli’nin güvenliğinden anladığı nedir?

Geriye bir avuç sermayedar ve onların mülkiyetindeki üretim araçları kalıyor. Bankalar, borsalar… Geriye ne kalıyor, halka düşman politikaları uygulayanları, halka rağmen var olanları korumak kalıyor.

İşçinin güvenliğini korumadığı kesin olan yasaların esas görevi; işi korumak, işin devamlılığını sağlamak, her koşulda üretim yapmaktır. Kapitalist kar ve rant düzeninin sürmesi, kapitalistler arası rekabetin sürdürülebilmesi, milyonların sessiz sedasız bu gidişata entegre olması, emperyalist savaşlarda ‘milli güvenliği’ için canını vermeye hazır yurttaşların yetiştirilmesi devletin kırmızı defterlerinin gerçek içeriğidir.

BURAYI İYİ OKU

‘Milli Güvenlik Konsepti’nden payına düşeni almamak için yapılması gerekenlere ayırmak istedik rotamızı aslında ama dallandı budaklandı.

Bu nedenle hap şeklinde kısaltarak, gözaltına alınmadan, gaza maruz kalmadan, ‘makul bir şüpheli’ olarak aranmadan hayatta kalmanın yollarını yazacağız. Burayı iyi oku bir daha yazılmayacak.

Patron hükümettir, hükümet ise patrondur. Onun için iş yerinde falan kazada ölüp patronu mağdur etme, aileni, devleti zor durumda bırakma. Evde şiddete maruz kaldıysan polise gidip akşam akşam iş çıkarma. Eşinden gördüğü şiddetin, daha fazlasıyla emniyette karşılaşmış, mahkemelerde tacizcisinden daha fazla sürünmüş kadın sayısı az değildir hani. Gençsen çok genç kalma, geç de kalma, ona da kızıyorlar. Devrimci fikirlerden uzak dur. Hemen yaşlan, karnını doyurdun mu, yeter. Hayat benim senin için mi, hayat patronlar için parolasına bağlı kal. Doğa sevgisidir, insan sevgisidir tövbe et. Hayatta en hakki mürşit para sevgisidir. Milli devletin, milli dilini ve dinini öğren, sahiplen. Seçimlere mutlaka katıl, ‘milli’ hükümete oy ver daha kötüsü olmasın diye.

Elbette böyle bir hayat, insanca bir hayat olamaz. Ama kapitalizmin milyonlara reva gördüğü yaşam yukarıda yazıldığı kadar komiktir. ‘Milli güvenlik’ milyonların bu konsepte daha fazla uyum sağlamayacağını, sessiz kalmayacağını, yönetenlerin eskisi gibi yönetmesine izin vermeyeceğini öngörerek oluşturulmuştur. Kırmızı defterlerinde milyonların bilincine çıkan, her gün yaşam pratikleri içinde öğrendikleri, tartıştıkları gerçekleri yok edecek kadar güçlü bir silah yoktur.

Egemenlerin de fark ettiği gibi milyonların düzene karşı öfkesi birikmiş, eski güvenlik konseptine sığmaz hale gelmiştir! İnsanca bir yaşam için başkaca bir yol da kalmamıştır!

İşçilerin direnişi, kadınların ve gençlerin mücadelesiyle ‘milli’ güvenlik konseptini uygulanamaz hale getireceğiz!

ÖNCEKİ HABER

Tez vakitte kamu düzeni sağlana!

SONRAKİ HABER

Artık onun da Papa ile 'el ele fotoğrafı' var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa