14 Temmuz 2011 17:44

Hera işçisi yetkiye yürüyor

Deniz İpek

TOPLANTILAR ARTTI

H&M ve Zara gibi büyük firmalara ihracat yapan Hera Tekstil’de ihracat yapılan firmalar tarafından da denetlemeler gerçekleştiriliyor. Bu denetimler, sendikanın gelişmeleri yakından takip etmesi ve işçilerin kararlı tutumları sonucunda son bir hafta işveren geri adım atarak, baskılar göz görülür oranda azaldı. Son bir haftada müdürler tarafından fabrikada işçilerle yapılan toplantılarda işçilerin sendika konusunda ayrımcılık yapıldığı yönündeki sorulara “Böyle bir ayrımcılık yapılmıyor isteyen sendikaya üye olabilir” cevabı veriliyor.  İş yerinde patron adına, sendikanın artan faaliyetlerinden sonra yapılan bir başka toplantıda da özellikle sendikasız üyelerin daha çok konuşturulması, konuşacak işçilerin önceden ustabaşları tarafından belirlenmesi ve sendikal baskılarla ilgili konulara fazla değinilmemesi işçiler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Yapılan bu toplantıda sendikadan istifa eden bir işçinin zorla konuşturulup ustabaşlarının baskısı yüzünden istifa etmediğini; ailesinin isteği ile istifa ettiğini söylemesi üzerine kendi bölümündeki arkadaşları tarafından alkışlandığını aktaran işçiler, bu durumu işçiler arasında bir bölünme yaratma çabası olarak aktarıyorlar.

BİRLİKLERİNİ KORUYORLAR

Fabrikada 45 gündür sendikal faaliyetlere devam eden işçiler sorularımızı yanıtladı. “Fabrikadaki ustabaşları ve müdürler eliyle yalan yanlış söylemler üretilmekte” diye söze başlayan bir işçi, sendika adının fabrikada duyulmaya başlandığından beri sürekli bir baskı yapılmaya çalışıldığını aktarıyor.  “Sendika ile bizim ekmeğimiz daha çok büyüyecek. Elbette bundan rahatsız olanlar olabilir ama bizim mücadelemiz onurlu bir mücadele o yüzden vazgeçmeyeceğiz” diyor.

Bir diğer işçi de fabrikadaki baskılara vurgu yaparak haklarında nerdeyse “Niye su içtin” diye tutanak tutma aşamasında olduğunu ifade etti. “Bir arkadaşımız iki gün önceden adliyede işim var diye izin istemesine rağmen hakkında tutanak tutuyorlar” diyen işçi, toplantılarda da sendikalılar ile sendikasızların karşı karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını söyledi.  Yetki alıncaya kadar birliklerini korumaya devam edeceklerini kaydeden işçi, toz maskesi ve fan sisteminin kurulmasının en önemli talepleri arasında olduğunu kaydetti.   Sendika geldikten sonra birçok şeyin değişeceğini bildiklerini aktaran kuru işlem bölümü işçisi de, “Bir kere insan gibi muamele göreceğiz. Ustabaşlarının baskısı azalacak, herkes eşit ücret alacak. Yemeklerimiz düzelecek. İşçi olduğumuzu anlayacağımızı şimdiden görebiliyoruz çünkü son bir haftadır sendika ve yurt dışından gelen baskılar artınca bize ilk defa bu kadar iyi davranılmaya başlandı” dedi.

GÜVENLİ GELECEK İÇİN SENDİKA

Bundan sonrası için ne yapacaklarını sorduğumuz işçiler ise şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar belli bir noktaya getirdik üyelikleri ve yetkiye bu kadar yaklaşmışken daha çok çabalayacağız, herkes kendi çevresinden arkadaşları getirmeli. Özellikle kalite kontroldeki usta baskısını kırıp dikimhaneye de daha fazla önem vereceğiz. Toplantılara devam ediyoruz. Evlere de gitmeye devam edeceğiz. Hera Tekstil işçileri olarak hep birlikte hareket edeceğiz başka çaremiz yok. Birimizin çabası hepimize kazanç sağlayacak, birimizin geri dönmesi hepimizi geri döndürecek o yüzden birliğimiz de çok önemli.” Sendikalı olmanın geleceklerine güvenle bakmak olduğunu aktaran bir işçi de: “Birimiz evlenecek, birimiz evini değiştirecek, birimiz evine bir şey alacak, borca girecek, çocuğunu dershaneye gönderecek, düşünüyoruz. Çünkü yarın ne olacak bilemiyoruz. Sendikalı olursak geleceğimiz garanti altına alınır. Geleceğimiz için sendikanın önemini anlatarak ilerleyeceğiz yetkiye” diyor.

RİMAKS’TAKİ GİBİ İŞ GÜVENCEMİZ OLACAK

Bir başka Hera işçisi ise kendileri gibi aynı işi yapan Bartın ve İstanbul’da kurulu olan Rimaks Tekstil işçilerinin geçen şubat ayında imzaladıkları sözleşmeyi hatırlattı. “Bizimle aynı işi yapıyorlar ordaki işçi arkadaşlarımız da sendikalaştılar ve bir çok hak kazandılar. Maaşlarına asgari ücrete gelen zam dışında her 6 ayda bir zam aldıklarını, ikramiyelerinin olduğunu ve net her ay aile yardımı aldıklarını biliyorum” diyen işçi, ayrıca sendikalı işçilerin orada bir çok sosyal yardım ve sendikal yardımdan faydalandıklarını aktardı. İş yeri çalışma koşullarının da düzeltildiğini söyleyen işçi, “En önemlisi Rimaks işçisi iş güvencesine kavuştu, keyfi uygulamalar son buldu ve bunların hepsi bir sözleşmeyle imza altına alınmış isteyen her işçi bu sözleşmeye ulaşabilir. Şimdi sıra bizde. Bizde burda anlatamadığım daha bir çok hak için Hera’da sendikalaşmayı tamamlayacağız. Kendimiz ve çocuklarımız için bunu yapmalıyız” diyor. (Afyon/EVRENSEL)


ARSLANOĞLU: HER ÖRGÜTLENME YENİ BİR DERS

TEKSİF Örgütlenme Dairesi Müdürü Asalettin Arslanoğlu Hera Tekstil örgütlenmesi konusunda düşüncelerini şöyle açıkladı: Söke’de Lee örgütlenmesinden, İzmir’de Sera Tekstil’den, Dema’dan, Uşak’ta Kaynak İplik’ten, Çam Halı’dan, Dülgeroğlu’ndan, Balta Orient’ten, Samsun Yapay Jüt, Adapazarı Toprak İplik, Çorlu Atateks, Edirne Giyim ve İstanbul’da ve Türkiye’nin diğer illerinde onlarca fabrikada çalışmalara katıldım. Yüzlerce binlerce insanla tanıştım ve yakın çalışmalar içerisinde onları tanıdım. Bazı işçiler zihnimde iz bırakmıştır. Mesela Denizli’de Menderes Tekstil’de Himmet ve eşini unutamam. Himmet ve eşi de Afyon Sandıklı’dandı ve kararlı bir işçi gördüğüm zaman aklıma ilk gelen simadır Himmet ve eşi. Hera Tekstil’de örgütlenmenin ilk safhası işçilerin sendikayla tanışma safhasıydı. Bu alanda ulaşabildiğimiz işçilerin: Sendika nedir? TEKSİF nasıl bir sendikadır? Örgütlenme sürecinde yaşayabileceklerimiz nelerdir? Sendika olarak TEKSİF bu durumlara hazırlıklı mı? Örgütlenmeyi başarmak bize neler kazandırabilir? Sorularına cevap vermeye çalıştık. İşte bu aşamada ne kadar çok işçiye ulaşmışsak bizim için örgütlenmeyi başarmak o oranda kolay olmaktadır. Hera’da ulaşabildiğimiz işçi sınırlı olmuştur. Özellikle belli bölümlerle sınırlı kalmıştır. Hera örgütlenmesinin birinci zafiyeti bu olmuştur. Hera örgütlenmesinde ikinci sorun işverenin ilk gün olayı duyması ve bizi noter önünde bile fabrika aracıyla takip etmeye başlamış olması olmuştur. İşverenin bu tutumu anında görüntülenerek en önemli müşteriye iletilmiştir. İşte bu noktada ikinci zafiyetle karşılaştık. Söz konusu müşteri duruma Afyon’da müdahale etmek için yaklaşık olarak bir ay beklemiş ve bu aşamada işveren baskıya devam etmiş, ulaşmakta zorlandığımız üç bölümde işçiler “siz eğer sendikaya üye olursanız fabrika Afyon’dan taşınacak, sizler işsiz kalacaksınız!” diye tehdit edilmiştir. Bu tehditlere direnen, baskılara yasal hakları ile cevap vererek diğer işçiler üzerinde yaratılmak istenen terörü sonlandırmaya çalışan arkadaşlara tutanaklar tutulmaya başlanmış bu da işçilerin gözünü korkutmak konusunda etkili olmuştur. Bu durumda uluslar arası kardeşlik ve dayanışma devreye sokulmuş ve müşterilerin markaların işverenlerle ilişkileri iyice içli-dışlı olan İstanbul ofisleri aşılmış ve doğrudan merkezlerine etki edecek kampanyalar tasarlanmaya ve merkez ofisler bundan haberdar edilmeye başlanmıştır. İşte bu noktada işveren işin ciddiyeti konusunda uyarılmış ve ilk defa bu noktada geriye çekilmiştir. Bu geriye çekilmenin nasıl olduğuna da açıklık getirmek gerekirse; bizim çalışmakta olduğumuz tertemiz alan işçi zihinleri yeni bir CD’yi nasıl çizip işe yaramaz hale getirirlerse işte öyle çizilmiş ve şimdi CD’nin her yeni turunda çizik olan bu noktaya takılmamızı sağlayacak derin biz iz bırakmıştır.

TEKSİF Örgütlenme Dairesi olarak işte bu izi silmeye odaklandık. Şimdi yetki sayısı an meselesidir ve kesinlikle ulaşacağımızı herkes bilmelidir. Kıl payı ile aşılmış bir yetki sayısı ile masaya oturmayı kabul etmeyip sayıyı daha da yukarılara çekmeye odaklandık. Bunu başaracağız!  Şimdi İspanya’dan (ZARA) ve İsveç’ten (H&M) müşterilerin oluşturduğu bir koalisyonun ITGLWF (Uluslararası Tekstil Hazırgiyim ve Deri İşçileri Federasyonu) temsilcisiyle birlikte İstanbul’dan ÖZAK ve AKB Tekstil’de, REALKOM’da, Afyon’da Hera Tekstil’de yaşanmakta olan sorunları ele almak üzere Türkiye’ye gelişini beklemekteyiz. Bu arada CCC (Clean Clothes Campaign) ile birlikte işverenden gelebilecek aksi tutumlar veya markaların alacağı yanlış aksiyonlara karşı yapılabilecekleri konuşmak için çalışmalar yapmaktayız. Tecrübelerimle ifade edebilirim ki Hera Tekstil örgütlenmesi artık başarılmış bir örgütlenmedir. Geldiğimiz noktadan sonra bu yolun tek çıkışı vardır: Zafer! 

Evrensel'i Takip Et