Önlenebilecek ölüme fıtrat denmez

Diyarbakır’da taşeron sisteminin kaldırılması ve iş güvenliğinin sağlanması için yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. DİSK/Genel-İş Diyarbakır 1 ve 2 No’lu şubelerinde örgütlü olan ve çevre illerden gelen işçiler Alıpınar Köprüsü tarafından, KESK ve TMMOB üyeleri Ofis güzergahından, EMEP üyeleri de Urfa Kapı tarafından alana yürüyüşle girdiler. Alanda ‘Taşeronlaştırma açlıktır, ölümdür’, ‘Mevsimlik işçiliğe, taşeronlaştırmaya, köleleştirmeye, ölümlere son’, ‘Soma, Ermenek, Şırnak, ve emek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz’, ‘İnşaatlarda, madenlerde, tarla yolunda ölen biziz. İş cinayetleri kaderimiz değil’, ‘Kahrolsun ücretli kölelik düzeni’ pankartları açıldı.

Mitingde yapılan konuşmalarda Soma ve Ermenek olmak üzere yaşanan işçi ölümlerine dikkat çekilerek taşeron sisteminin kaldırılması dile getirildi. Kobanê direnişinin selamlandığı mitingde mülteci işçilere dikkat çekilerek, işçi sınıfının ırk, mezhep ayrımı yapmadan ortak mücadelesinin önemine vurgu yapıldı.

'TÜM EMEKÇİLERİ KARANLIK VE BELİRSİZ BİR GELECEK BEKLİYOR'

Miting tertip komitesi adına açılış konuşmasını yapan DİSK/Genel-İş Diyarbakır 2 No.lu Şube Başkanı Ramazan Kııltepe, AKP hükümeti ile birlikte emekçiler üzerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, “Yakın zamanda Soma’da, Ermenek’te, inşaatlarda, tersanelerde yüzlerce işçi arkadaşımız öldü. Hükümet önlem almak yerine taşeronlaştırmayı yaygınlaştırarak bu ölümlere davetiye çıkarmaktadır” dedi. Kürtlerin bugüne kadar en güvencesiz işlerde çalıştırıldığını kaydeden Kızıltepe, “Şimdi Kürtlere Suriye’den gelen binlerce mülteci eklenmiştir. Kürtler ve Suriyeliler ucuz emek gücü olarak görülüyor. Ve bir bütün olarak tüm emekçileri karanlık ve belirsiz bir gelecek bekliyor. Bunun karşısında biz işçi sınıfının birliğini savunuyoruz” dedi.

'BİZİM ORTAK KADERİMİZ, ORTAK MÜCADELEMİZ VAR'

Daha sonra konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, iş yerlerinin işçiler için mezarlığa dönüştüğünü ifade ederek, “Önlenebilecek ölüme fıtrat denmez. Bu ölümler cinayettir. Daha fazla kar elde etmek için bilerek işlenmiş cinayetlerdir” dedi. Taşeron sisteminin işçi sınıfına yönelik bir saldırı olduğunu belirten Beko, “Türkiye’yi bir taşeron cumhuriyetine çeviren bizzat AKP iktidarıdır. Bizim önerilerimizi hükümet görmezden geliyor. Bunların kitabında işçinin, halkın sözü yok. Biz ne aç kalmak istiyoruz ne de ölmek. Biz insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz” dedi. İşçi sınıfının ırka ve mezhebe göre ayrılamayacağını kaydeden Beko, “Bu nedenle her toplantımızda ‘Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği’ diyoruz. Bugün coğrafyamızda IŞİD eliyle halklarımız bir birine kırdırılmak isteniyor. Maalesef bu çeteleri büyütenler arasında Türkiye’yi yönetenler de var. Türkiye’de ölen her işçinin sorumlusu da Rojava’da, Şengal’de ölen her kardeşimizin sorumlusu da bellidir. . Irak’tan, Suriye’den gelen insanlar ülkemizde kölelik koşullarında çalıştırılıyor. Biz bu arkadaşlarımızın insanca koşullarda çalışmasını istiyoruz. Bizim kaçak saraylarımız yok. Bizim ortak kaderimiz, ortak mücadelemiz var” dedi.

'KÜRT, TÜRK İŞÇİLER GELİN EL ELE VERELİM'

DTK Eş Başkanı Selma Irmak mitingde yaptığı Kürtçe konuşmada bu sistemde emeğin değerinin olmadığını ifade ederek, “Kürt-Türk işçiler gelin el ele verelim. Emeğizin değeri olan yeni bir dünya kuralım” dedi. Irmak, tüm emekçilerin Kobanê direnişini sahip çıkması gerektiğini belirtti.

KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse’de yaptığı konuşmada emekçiler üzerindeki baskılara dikkat çekerek, ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı. (DiyarbakırEVRENSEL)