Zorlu coğrafyanın gizli öyküleri
Kendisi de Hopa Hemşinlilerinden olan Mahir Özkan’ın Hemşin Öyküleri ismini verdiği çalışması; alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Kitapta Hemşince ve Ermenice bölümler var.

Uğur BİRYOL*
İstanbul’da felsefe öğretmenliği yapan ve 1990’lı yıllarda İstanbul’a göç eden Hopa Hemşinlilerinden Mahir Özkan, yıllardır biriktirdiği ve bir kısmını Agos’ta bir kısmını da Biryaşam isimli dergide yayınladığı öykülerini nihayet kitap haline getirdi. Hemşin Öyküleri ismini verdiği çalışmada Özkan; Hemşin yöresindeki anlatılardan ve kendi anılarından yola çıkarak yazdığı 24 öykü derlemiş. Kitabın ilk kısmında yazarın Hemşin Ermenicesiyle ve Türkçe kaleme aldığı öyküler bakışımlı sayfalarda sunuluyor. Karşılaştırarak okuma imkânı sağlayan bu biçimiyle kitap, Hemşin dilini tanımak ve mevcut Hemşince bilgisini geliştirmek isteyenlere de hitap ediyor. Kitabın ikinci kısmı ise aynı öykülerin Ermeni harfli versiyonlarından oluşuyor. Yayınevi Ermenice okuruna yönelik olarak hazırlanan ikinci kısımda, Hemşin Ermenicesi ve Ermenice arasındaki farklılıklardan doğan anlama zorluklarını gidermek amacıyla, yer yer köşeli parantezler içinde sunan açıklamalarla çalışmanın zenginleştirilmesini sağlamış. 1915 yılında Anadolu’daki Ermeni nüfusun yok edilmesiyle birlikte kaybolan onlarca farklı Ermenice lehçenin ardından ayakta kalmayı başarabilmiş olan Hemşin Ermenicesiyle (Latin ve Ermeni harfli olarak) yayımlanan ilk edebiyat eseri olması hasebiyle de önem kazanan çalışmada; Özkan kendi çocukluk yaşantısından derlediği, dinlediği öyküleri edebi bir disiplinle bir araya getirerek, başarılı bir hikâye anlatıcılığı sergilemiş.
AYRI VADİLERİN BENZER YAŞAMLARI
Gaz lambasıyla aydınlanan yayla karanlıklarının kuşkusuz en heyecanlı tarafı büyüklerimizden dinlediğimiz masallardı. Dağın iki yamacında birbirinden habersiz yaşayan akraba halklar olarak Hopa Hemşin’in Momi dediği büyük ninelerin anlattığı hikâyelerle büyüdük. Mahir Özkan’la ben aynı yaş kuşağına mensubuz, ikimiz de Hemşinliyiz ve ikimiz de bu hikâyelerle büyüdük. Bizde “Cazi” denir, cadılara; Mahir’lerin cadıları ise biraz daha egzantrik; bizde büyük bir yaban domuzunun üzerinde salınan cadı figürleri yoktur ama Mahir kitabının girişindeki cadı hikâyelerinde bundan bahsetmiş; ürkütücü tabii gecenin karanlığında cadı diye bildiğinizin, çocuklarınızın ciğerini yiyenin anneniz olduğu gerçeğiyle karşılaşmak! Yaylada geçen çocukluk dönemlerinden, sevdalık hikâyelerine, sevdiği kız uğruna canını ortaya koyanlardan, şehirle köy arasında sıkışmış yaşantılara; yokluğa, yoksulluğa ama her daim mutluluğa; oyunlara, göçlere, pazara, yemeğe, içmeye, horona, türküye, imeceye… Kırsal hayata dair yaşanılan ne varsa imbiğinden süzmüş Mahir ve iyi ki bunları kaydetmiş, o kaydetmese çoktan unutulup gidecekmiş belki de. Momi’ler göçünce bu diyarlardan hikâyeler de öksüz kalırmış çünkü. Bu hikâyeleri okuyunca benzer duygularla ve heyecanlarla yıllarca, “ayrı düşmüşüz yan yana” aslında. Bugün neyse ki; Kazım Koyuncu’nun, Vova’nın, Sonbahar filminin, Biryaşam dergisinin, Hadig derneğinin çabalarıyla Hemşin/Hemşince’ye dair bilinmeyenler gün yüzüne çıkıyor, uzaklardaki gizemli halkın anlatıları, şarkıları, dilleri bilinmeye başlıyor.
HEMŞİN COĞRAFYASININ İZİNDE
Hemşin, bugün Rize’nin Çamlıhemşin ve Pazar-Hemşin ile Artvin Kemalpaşa’daki Hemşin yerleşimine ve burada yaşayanlara verilen bir isimdir. Hemşin/Hemşinlilik ortak bir kültürü ve yüksek dağlarda yaşayan insanları temsil eder. Hemşinlilerin yaşadıkları bölgeler, sadece Doğu Karadeniz değildir. Gurbetçilik sayesinde Türkiye’nin birçok bölgesinde ve eski göçlerle Batı Karadeniz ve Erzurum sınırlarında da Hemşinlilerin yaşadığı bilinmektedir. Doğu Karadeniz denilince akla gelen ilk yerlerden Çamlıhemşin, Doğu Karadeniz’in en yüksek noktası Kaçkar Dağları eteklerinde, tarihi Tebriz-Trabzon İpek Yolu’nun önemli bir geçit noktasında kurulmuştur. Çamlıhemşin’de yaşayan insanların çoğu yaz aylarını yayla faaliyetiyle geçirir.
Hemşin nahiyesinde yaşayanların birçoğu da yaylacılık faaliyetlerini Çamlıhemşin sınırlarındaki yaylalarda gerçekleştirdiğinden iki Hemşin arasında bir kaynaşma yaşanmıştır. Ancak coğrafi olarak uzak olmasa da, Hemşinlilerin Doğu Grubu olarak bilinenleri bu yakınlaşmanın hayli uzağında. Onlar da Hemşinli olarak bilindikleri halde, Batı Grubu olarak bilinen Çamlıhemşin ve Pazar-Hemşin’le pek alakalan yok.
DOĞU HEMŞİNLİLERİ (HOMŞETSİ)
Peter Andrews’in “Türkiye’de etnik gruplar” kitabının Hemşinliler bölümünde, Hemşinlilerin Hopa-Kemalpaşa tarafında yaşayanlarının kendilerini “Homşetsi” olarak tanımladıkları yazar. Doğu Grubu Hemşinlilerin tam olarak taşıdıkları yerler Artvin ilinde, Hopa ve Kemalpaşa içinden geçen akarsu düzeni üzerinde yer alır. Doğuda Çoruh nehri doğal bir sınır teşkil eder.
Doğu Grubu Hemşinlilerinin dili Ermenice’dir. Batı lehçesi ve Türkçe de konuşulur. Yöre insanları ise konuştukları dile Hemşince adını vermiştir. 1990’larda Sarp Sınır Kapısı’nın açılmasıyla Rusya’dan Doğu Karadeniz’e gelen ilk Ermeniler olmuştur. Ermeniler başlangıç olarak Hopa’ya alışveriş için uğradıklarında, yöre halkı ile dil bakımından kaynaştıkları görülmüştür. Bugün her ne kadar kendilerini Ermeni olarak tanımlamasalar da, konuştukları dil Ermenice ve bazı kaynaklarca Ermenice’nin bir lehçesidir. Doğuda yaşayan Hemşinlilere ilişkin Peter Andrews’in çalışmasından esinlenen Hale Soysü, ‘Kavimler Kapısı-1’ adlı eserinde (s. 123-141) Hemşinlileri tanıttıktan sonra, coğrafik yerleşim alanlarını ‘Ermenice konuşanlar’ ve ‘Türkçe konuşanlar’ diye ikiye ayırmış.
Doğu Grubu’nda esas olarak dilden hareket edilerek kimlik çıkarılmış göründüğü halde, bu Ermeni kökenliliğin reddi anlamına gelmiyor. Bütünüyle Türkleşen Doğu Grubu Ermenice konuştuğu halde, Ermeni kökenden olduğunu inkar ediyor. Hale Soysü bu durumu ‘Ermeni olmadıklarını Ermenice söylüyorlar’ diyerek özetliyor. Kitapta Özkan’ın amcasıyla pazara alışverişe gittiğinde, Ermeni bir satıcıyla olan diyaloguna yer veriliyor. Amcası Ermeni pazarcıya, “Ağbar, Hay es?” diye soruyor, yani “Ermeni misin?” Bu keşif Hemşinlilerin kendilerinin “aslında Ermeni” olduklarını düşünmelerine zemin hazırlıyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda bu keşfin katkısı çok büyük. Doğu Grubu Hemşinlilerinin gündelik hayatta kullandıkları bazı kelimeler şunlar mar (anne), dad (baba), momi (nine), çur (su), dzar (ağaç), tur (kapı) vb… Doğu Hemşin de diğer Hemşinler gibi yaylacılık faaliyetlerini sürdürüyor.
Hemşin Öyküleri, coğrafi sınırları Çoruh’a kadar uzanan, yüksek dağları mesken tutmuş Hemşinlilerin hayatlarından kesitler sunuyor birebir tanıklıklar ve anlatılarla. Bu bilinmeyene doğru bir yolculuk gibi, keşfetme duygusunu yitirmemiş olanlar ve bu coğrafyanın “tek” olmadığına inananlar için iştah açıcı bu derleme öykülerin es geçilmemesi gerekir.
*ubiryol@gmail.com
**Mahir Özkan/ Hemşin Öyküleri/ Aras Yayıncılık
Evrensel'i Takip Et