4 Aralık 2014 00:51

Diyarbakırspor'u bir tek Azrailler terk etmedi

Diyarbakırspor taraftar grubu Azrailler, takımlarını, deplasmanlarını, yaşadıklarını ve maruz kaldıkları ırkçılığı gazetemize anlattı.

Diyarbakırspor'u bir tek Azrailler terk etmedi

Mehmet ASLANOĞLU
Diyarbakır

Son 5 yılda Süper Lig’den 3. Lig’e kadar düştü. Borçları nedeniyle kapanıp, Yeni Diyarbakırspor ismini almak zorunda kaldı. Başta onu bu hale getiren AKP’li politikacılar ve Diyarbakır Valiliği olmak üzere herkes terk etti. Azrailler hariç! Bugün 3. Lig’de bir maç eksiğiyle namağlup unvanıyla, liderin 9 puan gerisinde 3. sırada şampiyonluk mücadelesi veren Yeni Diyarbakırspor’un tutkulu taraftar grubu Azariller’den bahsediyoruz. Takımın kara gün dostu, moral kaynağı Azrailler. Tribünlerde Amed Newroz’nun vazgeçilmez şarkısı ‘Diren ha Diyarbekir’ ve Hernepêş marşıyla yaptıkları tezahüratlarıyla dikkatleri çeken Azrailler. Şimdi nispeten azalsa da her deplasmanda ırkçı ve aşağılayıcı muamelelere maruz kalan Diyarbakırspor ve Azrailler. Tokatspor deplasmanında Mazlum Doğan’ın ‘İhanet Yenilgiye, Direniş Zafere Götürür‘ sözünü pankart olarak açan Azrailler.

IRKÇI SALDIRILAR BİRLEŞTİRDİ

Azrailler tribün lideri Fırat Güneş, Azrailler Basın sorumlusu Veysel Yılmaz (Genco) ve Azrailler üyesi Ferhat Emek ile Azrailler’i, Yeni Diyarbakırspor’u konuştuk. Tribün lideri Fırat Güneş hikayelerini şöyle anlatıyor: ’95’ten beri varız ama Azrailler olarak 2007’den beri. Eskiden Diyarbakır tribünü parçalıydı 5-6 farklı tribün grubu vardı. Rekabet ve çekişme vardı. Sonra Azrailler ve Orijinal 21 grubu kaldık. 2-3 yıl böyle devam etti.’

Sözü Veysel alıyor: ‘2 sezon önce Malatya deplasmanında ağır saldırıya uğradık Malatya taraftarından. Biz Azrailler çok taş yedik. Orda Orijinal 21, saldırganları geri püskürttü. O olaydan sonra dedik ki yaşadığımız şey aynı niye birleşmiyoruz? Bu olaydan sonra birleşerek adımız Orijinal Azrailler oldu. Bir süre sonra da sadece ‘Azrailler’e dönüştü’

HEVSEL DİRENİŞİNDEN KOBANÊ’YE

Fırat Güneş 2007’den beri yeni bir misyon ile tribün kültürü oluşturmaya çalıştıklarını şöyle anlatıyor; ‘Sosyal yaşamımıza yansıyan her şey tribünlerimize de yansıyor. Her ne kadar ulusal basının dikkatini çekmesek de 1 Mayıs’larda vardık. Hevsel Bahçeleri direnişini ziyaret ettik. Kobanê direnişi tribünümüzün ana gündemi oldu. Van depremi ve daha bir çok şey tribünlerimizden yansıdı.’
Ferhat Emek, oluşturmaya çalıştıkları bu yeni tribün kültürü nedeniyle eskiye göre daha fazla kadının tribünlere geldiğini, Diyarbakırlıların ailecek maç izlediği bir ortam yarattıklarını anlatıyor.

2000-2005’li yıllara göre deplasmanlarda daha az ırkçı tepkiler ile karşılaştıklarını söyleyen Veysel, ‘Örneğin geçen yıl Trabzon’da Arsin deplasmanında Trabzonlular bizi çok iyi karşıladı. Yaşlı bir Trabzonlu teyze bizi evine davet etmesi bizi duygulandırmış, mutlu olmuştuk’ diyor. Fırat Güneş ekliyor :‘Yine geçtiğimiz yıl Yozgat’ta Y.Yozgatspor taraftarları otelimize kadar gelip bizi ziyaret ettiler. Kayseri’de de böyle. Bir çok deplasmanda artık daha iyi karşılanıyoruz diyebiliriz. Bizim gelen takımlara ve taraftarlarına gösterdiğimiz misafirperverlik tabi bunda etkili oluyor. Gittiğimiz deplasmanlarda daha olumlu karşılanıyoruz.’

MAZERETİ VAR AMA YİNE DE EN SAKİN TRİBÜN

‘Biz her deplasmana gidiyoruz. Geçen yıl play-off finalinde Konya’ya 15 otobüs gittik’ diyor. ‘30 yıldır bu kirli savaşın ezikliği, stresini, asabiyetini yaşamamıza rağmen diğer takımların tribünlerine göre daha mütevazı, daha fair-play ruhu ile hareket ediyoruz. Savaş içinde doğduk, büyüdük ama yine de sakiniz. 6-7 Ekim olaylarını bile sahaya yansıtmadık. Ki olayların hemen ardından oynadığımız maç Yeşil Bursa ile idi. Bursa maçı olmasına rağmen o gerginliği stada yansıtmadık. Bursa maçında tek bir olayın yaşanmamış olması da bu duruşumuzu gösteriyor’ sözlerini kullanıyor Fırat Güneş.

Veysel, Ankara’da Bugsaş maçında küme düştüklerinde acılarını içlerinde yaşadıklarını 3 otobüs gittikleri bu deplasmanda küme düşünce sadece otobüse dönüp ağladıklarını anlatarak ‘Küme düşünce sağa sola saldıran, taşkınlık çıkaran bir taraftar grubu değiliz.‘


DEVLET SİYASETİ İLE YAŞANAN ACI TECRÜBE

DİYARBAKIRSPOR’un Süper Lig’e yükseldiği ve 1. açılım sürecine denk gelen konjüktürde takımı Süper lige taşıyan başkan ve yönetim uzaklaştırılıp, AKP’li bakan Mehdi Eker’in akrabası Çetin Sümer başkanlığındaki yönetimin, kulübü 2-3 yılda Süper Ligden kapısına kilit vurulan noktaya getirmesinden tüm Diyarbakırlılar gibi Azrailler de bundan sonuçlar çıkarmış. Fırat Güneş ‘Diyarbakırspor’un düşüşünü siyasete bağlayabiliriz. Bize burada devlet takımı, deplasmanlarda ise PKK takımı dendi. İki itham arasında sıkıştık kaldık’ diyor.  Yeni Diyarbakırspor’un Feyzi İlhanlı başkanlığındaki yönetimine güvendiklerini söyleyen Güneş ‘Biliyoruz ki üst liglere çıkınca devlet kulübe tekrar yönelecek. Ancak şu anki yönetimimiz siyasetten uzak, her düşünceden insanın yer aldığı ve kulübü siyasetten uzak tutmaya kararlı ve bu iradeye sahip bir yönetim. Bizim tek isteğimiz Diyarbakır halkı ve tüm Kürt halkının takımın yanında olması.’


‘DİYARBAKIRLILAR KENTİN TAKIMINI TUTMALI’

AMEDSPOR'a bakışlarını da anlatan Fırat Güneş Diyarbakır’ın 2-3 profesyonel takımı kaldırabilecek güçte olduğunu ve Amedspor’un varlığından memnuniyet duyduklarını belirterek ‘ Amedspor’un Galatasaray ile oynayacağı kupa maçı gibi önemli maçlarında destekliyoruz, tribünde yerimizi alıyoruz. Kentimizin takımı’ diyor. Diyarbakırlıların büyük kısmının Galatasaray taraftarı da olduğunu hatırlattığımızda Diyarbakırlıların, İstanbul takımlarını tutmasına tepki gösteriyor Azrail temsilcileri. Fırat Güneş ‘Galatasaray’da bizim için diğer deplasman takımları gibidir. Azrailler olarak, Diyarbakırspor olarak Galatasaray ya da diğer İstanbul takımlarına bir sempatimiz de yok antipatimizde’ diyor ve bir anektod anlatıyor: ‘Süper Lig’de 2009-2010 sezonunda Diyarbakır’daki Fenerbahçe maçında 1-0 önde iken sahaya meşale, torpil atanlar hep Diyarbakır’daki Galatasaray taraftarı idi. O maçı 3-1 kaybettik. Bu nedenle Galatasaraylılık bizim tribünde bize zarar veriyor.’

Evrensel'i Takip Et