6 Aralık 2014 16:54

"Tarz değilsin!"

Moda adı verilen soyut kavram yıllardır kadınların yaşam tarzını etkilemeye çalışıyor. Televizyon programlarıyla insanları tüketim çılgınlığına itiyor.Fakat gerçek hayat bir podyum değil. Emperyalist kan emicilere karşı vatanlarını savunan Kobanêli kadınlar,çocuklar giyecek elbise bulamazken moda programları sizce masum mu?

"Tarz değilsin!"

Ankara Gazi Anadolu Lisesi Ekmek ve Gül Yazı Ekibi

“Moda insanın kendine yakışanı mı giymesidir,yoksa modacının yakıştırdığını mı giymesidir?” klişesiyle eminiz ki hepimiz karşılaşmışızdır. Son günlerde bu klişe cümleyi daha da duyar olduk. Çünkü televizyonda yayınlanan moda programları artık  çok popüler. Teneffüslerde yaptığımız tüm sohbetleri esir altına alacak kadar! Bizler de “moda salgını” üzerine bir iki kelam edelim istedik.

GÜZEL KADIN DEDİĞİN..
Yüzyıllardır kadınlara biçilen bir güzellik anlayışı var. “Güzel kadın” dediğin zayıf olmalı, topuklu ayakkabı giymeli, bakımlı olmalı ama en önemlisi modaya uymalı. Bu anlayış geçmişten beri kadınların hayatını kısıtlıyor. Kadınlar kapitalizmin “sevimli silahı” olan moda ile tüketim ve rekabet hırsına itiliyor. Dün kırmızı etekler modayken bugün bir anda pembe etekler moda oluyor.Hızlarına yetişilemiyor. Moda olan furyaya destek çıkanlardan biri de televizyon programları.Özellikle son zamanlarda sosyal medyayla da ünlenen moda programları gençleri avcunun içine almış durumda. Programdakilerin yaptığı hiçbir hareketin mantıklı bir açıklaması yok ama büyük bir rağbet görüyor. Peki neden?

PLANLI DİYALOGLAR, YAPMACIK TAVIRLAR
Gün geçtikçe devletin yalnızlaştırma politikalarıyla kıskaca alınan gençler (özellikle lise öğrencileri) adeta televizyonlara mahkum. Penguensever kanalların izlettiği parlak hayatlar dikkat çekiyor. Gençler yarışmacılara özeniyorlar. Sergilenen pahalı  ve modaya uygun kıyafetler, ayakkabılar izleyicilere çekici geliyor.Planlanmış diyaloglar,yapmacık tavırlar da bu işin süsü... Bu programların verdiği bir diğer şey de şu. “Kadınlar kıskançtır”, “Bir arada oldukları zaman kavga eder”, “Rekabetçi ve bencildir” fikri.  Oysa biz biliyoruz ki, yanyana geldiğimizde dayanışmanın en güzel örneklerini sergileriz. Tarih boyunca birçok direnişte kadınlar hakları için bir araya gelmiş, bireyselciliğe iten kapitalizme karşı her zaman “birlik” olmuşlardır.
Burjuva kültür inceden inceye yerleşirken akıllara, hayatımıza sessizce giren bu programlara tepki de oluşmadı değil. Rtüğe en çok şikayet edilen program olan “Bu Tarz Benim”  sosyal medyada da mizahla karışık eleştiriliyor. Nur Yerlitaş fotoğrafına yapılan “capsler”, ya da atılan twitlerse bunun kanıtı. Moda adı verilen soyut kavram yıllardır kadınların yaşam tarzını etkilemeye çalışıyor. Televizyon programlarıyla insanları tüketim çılgınlığına itiyor.Fakat gerçek hayat bir podyum değil. Emperyalist kan emicilere karşı vatanlarını savunan Kobanêli kadınlar,çocuklar giyecek elbise bulamazken moda programları sizce masum mu?

Evrensel'i Takip Et