Emeğin saflarında...

Ersin ARICI 
Çağlayan Tekstil İşçisi

Gençken ölenler; Deniz, Erdal, Berkin Ali İsmail ve birçoğu. Gençliğimize vurulan darbeler, onların geleceğimize ektiği, bize miras bıraktıkları mücadele ruhu ve umutları. Ülke tarihinde katledilen çocuklarımız çoktur bizim.

13 Aralık 1980’de idam edilen Erdal Eren; hayatını işçi sınıfına adayan, ölümü genç yaşında kucaklamış, yürekli gencimiz. Bizler onu onurlu mücadelesi ile tanıdık, onu asanlar hala öldürerek gençlerimizi onursuzluklarını günümüze kadar taşıdılar. Erdal Eren’in beni ibreti alem için asacaklar sözü bazı şeylere de açıklık getiriyor aslında. Bugüne bakıldığında Gezi‘de öldürülen gençleri de ibret olsun diye öldürdüklerinin farkındayız.

Erdal’ın mücadelesi o zamandan bugüne daha da büyüdü. Erdal’ın katilleri hala aramızdalar. Roboski’de, Kobanê’de ve Gezi direnişinde aynı yaşta mücadele veren arkadaşlarımızın öldürüldüğünü gördük yine. AKP Hükümeti’nin de önceki hükümetlerden farkı yok. Emri polise vermiş adeta; “Siz öldürün, arkanızda ben varım.” diyor ya da “Ne işleri vardı orada” diye haykırıyor. Onlar ekmek ve özgürlüğü için Erdal gibi alanlardaydılar.

SINIFIN GENÇLİĞİ İÇERİSİNDE...

Çağlayan’da tekstil işçisi olarak çalışıyorum.Bugün tekstil atölyelerinde ailesinin maddi durumu el vermediği için okuyamayan 14 15 yaşlarında çalışmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Bir bakıma onlar da Erdal Eren’le aynı mücadelede saf tutuyorlar ama yüzlercesi, binlercesi bunun farkında değil. Sabah 8 akşam 7 çalışıyoruz, emeğimizi görmüyorlar. 12 saat çalıştırılıp üstüne güvencesiz bir yaşamı öngören sömürücü sisteme karşı bizler de birer Erdal Eren’iz. Çağlayan Tekstil İşçileri Derneği bize, haklarımıza, emeğimize sahip çıkmamız gerektiğini anlatıyor. Genç işçilere anlattığımız her emek mücadelesini yükselteceği olanaklar sağlıyor.

Biz de Erdal Eren gibi bu mücadelede, onun bizlere bıraktığı yerde, sınıfın gençliği içerisinde burjuvaziye karşı iş, ekmek, özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz.