Kim emeğinin karşılığını alıp güzel bir liseye gitmek istemez ki?
İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmak istenmesinin sebepleri bugün açısından kadınların gündelik hayatın her alanında maruz bırakıldığı şiddetin cesaretle aynı kaynaktan beslenmektedir.
Saatlerce çalıştıktan sonra bir yanı ile günümüz bitmiş oluyor. Diğer bir yanıyla da iş yorgunluğu sebebi ile kolumuzu kaldıramayacak halde oluyoruz.
Semt gençleri olarak engellenen isteklerimizi, zorlukları birlikte aşıp gerçekleştirebileceğimizin farkındayız artık. Bulunduğumuz her yeri birlikte güzelleştireceğiz.
Gençlere iyi bir eğitimin yanında fabrikalarda, atölyelerde çalışma koşulları iyileştirilmeli.
Hafta içi okuyorum hafta sonu çalışıyorum. Yenilen emekten içilen süte kadar çiftçinin emeği var.
Haftanın üç günü çalıştığım iş yerinde benimle aynı gün ve saatte çalışıp fakat nedenini bilmediğim bir şekilde benden daha çok para alan garson arkadaşlarım vardı.
Türkiye’nin Libya’daki varlığının amacı doğalgaz, petrol kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek ve Libya’yı kendi güvenilir pazarına dönüştürmek.
Bir genç çırak “mevcut durumu değiştirmek adına ne yapabiliriz?” sorusuna “Biz 1000 TL’ye 10 saat çalışıyoruz abi; neyi, ne zaman değiştirelim?” cevabını verebiliyor.
Sohbetlerimizde sıkça duyduğumuz “Sözleşmenin kaldırılması daha çok öldürülen kadın demek” söylemi, sözleşmeye sahip çıkmanın bir kişi daha eksilmemek için hayati olduğuna dikkat çekiyor.
Şiddetin engellenmesi konusundaki yükümlülüklerin devlete ait olduğunu söyleyen bu sözleşmeye bugün sahip çıkmak, hayatlarımıza sahip çıkmak demek aynı zamanda.
Kendimiz için mi yaşayacağız yoksa bize sunulanla mı yetineceğiz?
Daha fazla “can” katledilmeden bir an önce “hayvan hakları yasası” çıkartılmasını ve değindiğim diğer konular için de gerekli yaptırımların, yasaların uygulanmasını istiyoruz.
Bu ülkede kadının adını bizler mücadelemizle gerçek anlamda duyuruyoruz, duyuracağız. Bizler on yıllardır mücadele ederek haklarımızı almaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi ahlakımıza uygun değil diyenler bu ülkede kadınların öldürülmesine, çocukların tacize uğramasına göz yumuyor.
Eğitim sistemi, bizlerin “işsiz kalmamak”, “geçinebilmek” gibi kaygılarını kullanıp bizleri, bu rekabetçi sisteme adapte olmaya zorlar.
Sevgi olarak nitelendirdiğimiz duygu biz kadınlara zaman zaman baskı ve şiddet olarak geri dönüyor.
Şu an sosyal medya üzerinden yayın yapan “Gazete Agora”yı, ortaya çıkış sürecini ve izleyeceği yolu ODTÜ Sosyoloji bölümü öğrencisi Anılcan Duymaz ile konuştuk.
Büyükada’dan günümüze ‘Etki Ajanlığı’ komplosu
Oligarşi, Faşizm ve Yeni Küresel Koalisyon
Yangın kasıtlı bile olsa katliama dönüşmeyebilirdi
Huzursuzluk ve umut
İnsan olmak
Sözlerin izleri ya da aktivizm nedir?
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Erdoğan, Kartalkaya Otel Katliamı ve Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturmalar üzerinden muhalefeti hedef aldı, "Turpların büyükleri heybede dediğimiz için rahatsız oldular" dedi.
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki bir evde meydana gelen doğal gaz kaynaklı patlamada 1 kişi yaralandı.
Gözaltına alınan gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek'in ifade işlemleri sona erdi. Gazeteciler adliyeye sevk edildi.
DEM Partili Siirt Belediyesine kayyım atandı. Belediye binası polislerce ablukaya alındı. Belediye önünde toplanan Siirtliler "kayyım gasptır" sloganlarıyla iktidarı protesto etti.
Siirt Belediyesine kayyım atanmasının ardından DEM Parti'den yapılan açıklamada "İktidar darbecilikte ısrar ediyor. Muhalif belediyelerin tümü kıskaçta" denildi.
Emek Partisi iktidarı kayyım atamaları ile muhalefetin ortak mücadele edebilme olanaklarını hedef aldığını belirterek ortak tutum geliştirme ve mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Av. Fırat Epözdemir'in tutuklanmasını ve baroya karşı başlatılan ‘operasyonu’ konuştuk.
Avukatlar Devrim Avcı ve Ülkü Şahin; Ayşe Barım'ın 'Etki Ajanlığı amacı itibariyle' denilerek tutuklanması üzerine "Ne derece hukuk dışında olduğumuzun ispatı" dedi.