Unutmayalım ki İsrail- Filistin sorunu bir İslam-Yahudi sorunu değil bir emperyalist sömürü sorunudur. Asıl altta yatan yayılmacı emperyalist sömürü isteğidir.
Haber alma hakkı hepimizin soruysa bu talep etrafında yürümeliyiz, yaşanabilir gelecek için birilerine umut bağlamak yerine umudu dürtmeli ortak sorunlarımızın çözüm öznesi olmalıyız.
Şimdilerde ATÜ öğrencileri bizim yaşadığımız sorunlarla karşı karşıyalar ve onlara eğitimde fırsat eşitliği taleplerinde sonuna kadar destek verdiğimizi ve yanlarında olduğumuzu belirtmek isterim.
İTÜ’de Kanal İstanbul’a karşı bir araya gelen ve projeye karşı İTÜ’lü öğrencilerin sesi olmayı amaçlayan Ya Kanal Ya Geleceğimiz Platformu ile ilk günden bugüne yaptıklarını ve yapacaklarını konuştuk.
İlaç tekelleri fikri mülkiyet haklarından vazgeçilmesi adına yürütülen kampanyaların etkisini kırmak adına büyük bir seferberliğe girişmiş durumdalar.
Bu haftaki "Bir Olay Bir Kavram" sayfamızda neoliberalizm ve uluslararası gündemi sarsan Kolombiya protestolarını tartıştık.
Anayasa Hukuku derslerinde öğretilen birçok temel ilkeye aykırı olan bu kararların, bizlere teorik olarak öğretilenlerle pratikteki halleri arasındaki çelişkileri bir kez daha sorgulatması gerekiyor.
Pandeminin gidişatına göre eğer sınavlar yüz yüze yapılacaksa da okulda herkes mesafesine dikkat etse ve herkesin kendine ait bir bölümü olsa her şey daha iyi olabilir.
“Peki, bu tam kapanmanın hakkını verebildiler mi? Bu kapanma dönemi gerçekten gerçekleştirilebildi mi ya da işe yarayacak mı?” gibi soruları Hacettepe İİBF öğrencileri ile konuştuk.
Biliyoruz ve inanıyoruz ki elbet güneş bizim için doğacak ve burjuvazi elbet kendi karanlığı içinde kalacak.
Emeğin ve üretici sınıfın dönüşümünü tarihin farklı dönemlerinde üretilmiş sanat eserleri üzerinden okumak mümkün.
Patronların kar hırsları, iktidarın yasaları ve emekçilerin ekmek mücadelesi sığar o bir avuç kömürün içine.
Bu sansür genelgesiyle görüntü almanın yasaklanması, hak mücadelesinin olduğu her yerde iktidarın zor aygıtının en sert biçimde kullanabilmesinin garantisini veriyor.
Kadın olmak anne olmaya indirgenemeyeceği gibi anne olmak da “uygun” kocadan yapılan çocuğa, temiz tutulan eve, lezzetli ve sıcak yemeğe sıkıştırılamaz.
1 Mayıs yalnızca bir takvim yaprağı olmadığına göre, artan istek ve özlemler etrafında her günün bir mücadele gününe dönüşmesi gerekiyor. Gençler için başka bir çıkış yolu görünmüyor.
Etkinlik sırasında yaşadığımız baskıları konuşurken arkadaşlarımız ailesi duymasın diye sessiz konuşmak, şifreli konuşmak ya da kulaklık takıp sohbet kısmına fikirlerini yazmak zorunda kaldı.
“Kadınların örgütlü mücadelesinin haklarını yeniden ellerine alacak şekilde sonuçlanacağına dair hiç şüphem yok. Bir arada olduğumuz sürece güçlü olduğumuza inanıyorum.”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı genelgeyle ilgili İletişim Fakültesi ve Gazetecilik Bölümü öğrencilerinin görüşlerini aldık.
Ezdirmemek ne kelime suyunu sıktılar
Yıkım, yoksullaşma ve savaşlar yılı
Ne çabuk unutuyoruz
Bir ödülün hikayesi
2024 biterken
Sorun oyunda mı, oyuncu da mı?
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Narin Güran cinayetinde sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı. Tutuklu sanıklar adliyeye getirildi.
Asgari ücretlinin eline bir kez bile açlık sınırında bir ücret geçmeyecek.
AKP’yi iktidar yapan Erdoğan’ın egemen sınıf ve yönetilenler arasında hegemonik olmayı başarmasıydı. Şimdi kapitalistler de işçi sınıfı da kaygılı.Suriye’de büyük devlet pozlarıyla değiştirmesi zor.
Yeni asgari ücret miktarı asgari ücretlilerin de kamu işçilerinin de emeklilerin tepkisini çekti: "Bir kirayı bile karşılamayan bu ücretle tencerede aş nasıl pişecek?”
Adana'da yeni asgari ücreti değerlendiren işçiler beklentilerinin altında kaldığını vurgulayarak, "Ev geçindirmek bile hayal oldu" diyor.
Sincan'da yeni asgari ücreti sorduğumuz işçi, grevleri yasaklanan metal işçilerini örnek gösteriyor: "Şu cesaretin yarısını göstermiş olsak bambaşka bir hayat yaşardık”.
“Enflasyonu düşürmek için milyonlarca asgari ücretliden fedakarlık beklemek yerine, külliyeye ayrılan bütçeden, yıllardır vergi alınmayan, vergisi sıfırlanan patronlardan fedakarlık istenmelidir.”
M. Ender Öndeş, Yeni Yaşam gazetesindeki köşesinde toplumsal mücadeleler tarihinin bilinen hareketlerinin bilinmeyen kahramanlarını anlattığı yazılarından bir seçkiyi kitaplaştırmış.