Türkiye gençliği, her yerde koşulları değerlendirip talepleri için ve tek adam yönetiminin değişmesi için mücadeleyi büyütmek durumunda.
Mücadelenin programı genç kadınların ellerinde kuruluyor. Pusula, pergel, rüzgâr neye ihtiyaç varsa kadınlar o oluyor, onu kullanıyor ve onu yaratıyor.
Artık bu sefalet düzenine son verilmesi gerekiyor. İşçilerin toplu bir şekilde tıpkı 96 Ünaldı Direnişinde olduğu gibi bir mücadele vermesi gerekiyor.
Hem bu kadar öğrencinin hem de ailelerinin sağlığı söz konusuyken neden hiçbir önlem alınmıyor?
O kadar saat çalışıyorum ama kendi meslek eğitimimle hiç alakası olmayan işlerden sorumluyum. Bu durum sadece benimle de ilgili değil, bunlar bütün arkadaşlarımın sorunu.
Yapımcıların “satması” için sivriltip öznelerin önüne koyduğu streotiplerin ardında yüzyıllardır yaşam mücadelesi veren ve tırnaklarıyla kazıyarak buraya gelenlerin emeği vardır.
Mücadele etmekten vazgeçmeyelim, azim ile örgütlenelim. Unutmayalım; sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Bizler çalıştığımız fabrikada hep birlikte istedikten sonra her şeyi başarabileceğimiz inancına kavuştuk. Örgütlü mücadelenin nasıl kazanımla sonuçlandığını öğrendik.
Tarihin çöplüğünde yeri çoktan hazır olan bu düzeni alt üst edecek fırtınayı büyütelim, hayatın akışına birlikte yön verelim. Işığı güneşe çevirmek bizlerin elinde!
“Bu sınava giren öğrenciler olarak alınan kararın ne gibi bir problemin çözdüğünü ve neden sınava yakın alındığını bilmek istiyoruz.”
Spor her ne kadar ırkçılık karşısında verilen savaşım için önemli bir mücadele alanı olsa da ırkçılığın sürmesi için gerekli koşulların yeniden üretilmesinde de pay sahibidir.
Kötü olan eğitim ve çalışma ortamı daha da kötüleşecek. Sınava giderken yaşatılan bu stres ve kaygı, bizi içine attıkları yarış sisteminin dipsiz kara kuyusu.
İnsanların acı çekmemesi, ölmemesi ve haklarını özgürce kullanabilmeleri için bu düzenin çarkına çomak sokmanın vakti geldi.
Hayatımızın her alanında maruz kaldığımız tek tipçi zihniyeti, okullardaki cinsiyetçi müfredatı, kadınları ve LGBTİ’leri hayattan dışlayan norm ve değerleri çürütmeye mecburuz.
ODTÜ Biyolojik Bilimlerde kadın öğrenciler olarak kurduğumuz, “Biyolojik Bilimler Kadınları” olarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konulu bir etkinlik gerçekleştirdik.
Elbette işçi direnişlerini kazanıma götüren birleşik ve örgütlü olma koşulu, biz gençler için de geçerli.
Gençliğin bu tablodan çıkaracağı ödev emekçi sınıfların genç kuşaklarının “Mücadele eden kazanır” sloganıyla hayat bulan çabasından öğrenerek bu çabayı büyütmektir.
Elde ne var?
Yeni ‘süreç’: Demokratik siyasete kurt kapanı
Kürtler Türkler birbirini sevsin!
'Ekonomi mucizesi' Almanya'ya ne oldu?
Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
İskender Bayhan bebek ölümleri, ailelerin kayıpları ve SGK dolandırıcılığı nedeniyle kapatılan özel hastanelerde sağlık emekçilerinin haksız yere işini kaybetmesini meclis gündemine taşıdı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da gerçekleştirilecek kapalı grup toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Adalet Bakanlığı'nın Özgür Özel'e tutuklanan belediye başkanı Ahmet Özer'i ziyaretine izin vermediği, CHP'nin grup toplantısının bu nedenle Avcılar'da yapılacağı bildirildi.
6 Şubat depremlerinde yıkılan binalarla ilgili davalarda sadece 10 apartmanda 550 kişinin ölümünden sorumlu 42 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verildi.
Esenyurt Belediye Başkanının kumpasla tutuklanarak yerine kayyım atanmasını on binler protesto etti.
İktidarın muhalefete yönelik bir taşla birden fazla kuş vurmayı hedeflediğini söyleyen Siyaset Bilimci İsmet Akça, "İktidar hem CHP hem de DEM Parti’yi sıkıştırmak istiyor" dedi.
Ankara Etlik Şehir Hastanesi emekçileri ağır çalışma kouşulları ve yoğun iş yükünü anlatıyor.
2012’de yüzde 25 fiyatlar düşecek denilerek yapılan hal düzenlemesinin fiyatları düşürmediği ortaya çıktı. Tanzim satış mağazalarında yapılan satışların da…