Okula gidip gelebilmemin günlük maliyeti sadece 26.5 TL. Gün içinde yemek yemekten bahsetmiyorum bile.
Yakın zamanda yol haritası da açıklanmış olan “Emek ve Özgürlük İttifakı” gençliğe seçimle sınırlı kalmayan bir mücadele hattının önemi vurgulamakta.
Sormak istiyorum, nasıl yanımızda olacaksınız? Harcını ödeyemediği için okulu bırakmak zorunda kalan öğrencilere, KYK yurduna yerleşemeyenlere ne gibi bir desteğiniz olacak?
Okul yönetimi, kitaplarla ilgili zorunlu kaldığımız bir durum yaratıp zorunlu değil diyor. Biz de hem zamanımızdan hem de paramızdan oluyoruz.
Ucuz, nitelikli ve sağlıklı yurt hakkımızı için bulunduğumuz alanlarda yan yana gelmek atılacak en önemli adım olarak kendisini de gösteriyor.
Evrimin ışığında tıp bilimine bütüncül bakabilmeyi hedefliyoruz.
İTÜ öğrencileri olarak, bir araya gelebilme alışkanlığımızı bulunduğumuz her alanda geliştirdiğimiz takdirde, yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturabiliriz.
MESEM’lerdeki tüm meseleleri, bizi her gün daha ucuz emek gücüne dönüştürdüğünü ve bu durumun biz mezun olunca kendiliğinden çözülmeyeceğini hatırlatarak tartışmalıyız.
Hem sağlıksız beslendiği hem de stres yaşadığı için çoğu kişide mide sorunları mevcut. Aramızda farklı hastalıkları olanlar var. Hepimizin düzenli ve dengeli beslenme hakkı var.
Fix menü ile yemekler kötü olduğu için bizi ücretli yemeklere mecbur bırakıyorlar, üstelik günlük fişimizle yemek alsak da almasak da o fişi kullanmış sayılıyoruz.
KYK yurtlarında yemeklerde ve kahvaltıda “fix” menüye geçilmesi her öğrenci için sorun oldu. Bu uygulamayla hem doymuyor hem de elimizdeki haklardan da oluyoruz.
Okuduğumuz okula gelirken giydiğimiz kıyafet bu kadar pahalı olmamalı. Benim okulumda ya da sizin okulunuzda bu gibi sorunları ancak hep birlikte aşabiliriz.
Geçtiğimiz aylarda Diyarbakırlı gençlerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’nun verdiği cevaplar gençleri tatmin etmedi, CHP’nin çözüme dair net olmadığını da bize gösterdi.
Nitelikli bir eğitim, demokratik bir üniversite talebimiz dünden bugüne modası geçen bir söylem değil aksine gerekliliğini ve özlemini günden güne daha da duyduğumuz bir taleptir.
Biz öğrenciler yeni dönemde parasız eğitim hakkımız için mücadele etmeli, bilimsel ve demokratik eğitim talebini yükseltmeliyiz.
Sorunlara karşılık gelen talepler, yurt olanaklarının artırılması, her öğrenciye ücretsiz ve nitelikli barınma hakkı tanınması yönünde karşımıza çıkıyor.
ODTÜ Makine Mühendisliği öğrencileri geçtiğimiz dönem taleplerini nasıl kazanmıştı, mücadeleyi ve birlikteliği hangi yollarla inşa etmişti?
Bu sefer bir şeyler değişebilir diye umudum var. Çok yakın bir zamanda belki hepimiz ülkemizi onca yıldan sonra özgür ve mutlu görebiliriz diye umudum var.
Çürüyen sınıfın adaletine karşı…
Kazan Gölü küstü bize!
Çalışma koşullarında esaslı değişiklik işçiye yazılı olarak bildirilmeli
Kolombiya’da oligarşinin müdahalesi
Barış belediyeciliği: Didim
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Okullar yeni eğitim yılına yokluklarla başlıyor. Atama yapılmadığı için öğretmen açığı oluşurken, tasarruf gerekçesiyle temizlik ve güvenlik görevlisi alınmıyor.
Bugün yeni eğitim öğretim döneminin zili çalıyor. Ancak 6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 19 aya rağmen deprem bölgesinde halen okulların durumu belirsiz.
Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Faruk Ercan: “Ana dilinde eğitimin başarıyı artırıyor, ancak öğretmen ve altyapı eksikliği nedeniyle ana dilinde eğitim hakkının önüne geçiliyor.”
Kırtasiye listesini en ucuzunu bulmak için market market gezerek tamamlayan veliler; çanta gibi ihtiyaçlarda da ikinci ele mecbur.
As Plastik’te bir yandan sendikalaştıkları için işten atılan 9 işçinin direnişi sürerken, As Plastik işçileri 19 Eylül’de greve çıkmaya hazırlanıyor.
Avukat, tiyatrocu, iş güvenliği uzmanı ve kültür sanat emekçileri vergide adalet istiyor, dolaylı vergilerin kaldırılmasını talep ediyor.
MKB Rondo işçileri, sendikalaşmanın öncülerinden olan, grev kararı alındığı gün kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden arkadaşları Aslan’ı mücadelelerinde yaşatıyor.
Yunus Cem Çubukçu'nun ‘Zıt Kutuplar’ başlıklı sergisi kent ve doğa arasındaki ilişkinin derinliklerini keşfetmeye, kentsel yaşamın ve doğanın günümüzdeki diyalektiği hakkında düşünmeye davet ediyor.