Sorun kalabalık yerlere gitmemek ve seçimi beklemek ile sınırlı yöntemlerle çözülemez. Saldırı ve provokasyonlara karşı bulunduğumuz alanlarda geleceğimiz ve bugünümüz için mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Burjuvazinin bütün gericiliği geçmişte olduğu gibi yarın da tarihin mücadeleci güçleri tarafından öğütülecek. Ve muhakkak, mücadele eden genç kadınlar, şiddetsiz, sömürüsüz bir dünyada yerini alacak.
Suat Derviş’i konuşurken yalnızca gazeteci-yazar demek haksızlık olur. Komünistti Derviş. Mücadele dolu yılları içinde tavrı her zaman ezilenden yana oldu.
Makbul kadın, kutsal anne, damızlık, namahrem, yük taşıyıcı, ev kölesi değiliz, eşit, özgür, şiddetsiz bir hayat yaratmak isteyen örgütlü güçler olmalıyız!
Gerici iktidarlara karşı tüm dünyada direnen kadınlar ve LGBTİ’lerin mücadeleleri hayatımızın her alanında, bir araya gelebildiğimiz her yerde birleşerek güçlenecektir.
Tek adam iktidarının tüm politikaları, bölgede yaşayan genç kadınların yaşamını daha güvencesiz ve şiddete açık bir hale getiriyor.
Çağrımız, devraldığı ataerkil ilişkilerle birlikte kapitalist barbarlığı tarihin çöplüğüne gönderme; sosyalizm için mücadele etme çağrısıdır.
“Üretimin demokratikleştirilmesi”, küçük girişimciler aracılığıyla büyük şirketlerin teknolojik/yazılımsal atılımlarının ucuzlaştırılması ve esnekleştirilmesini hedeflemekte.
Lenin tarafından ortaya konulan UKKTH, ulusal baskı politikalarının karşısında ulusların nasıl yönetilmek ve yaşamak istediğine özgürce karar verebilme hakkıdır.
Bir meslek lisesi öğrencisi olarak tüm sıra arkadaşlarımı yaşadığımız sorunların arasında bir nefes almak üzere Genç Hayat Şenliği’ne, birlikte öğrenip eğlenmeye davet ediyorum!
Bize bir laptoptan kimsenin anlamadığı bir iş güvenliği slaytı izletiliyor, kaza durumunda ne yapmamız gerektiğini öğrenmeden çalışmaya başlıyorduk.
İhtiyaçlarımızı karşılayamayan KYK kredisine ek olarak birçoğumuz çalışıyoruz. Arkadaşlarımızla eğlenmeye veya hobilerimizi yapmaya vaktimiz de maddi imkanlarımız da yetmiyor.
Parkta dahi arkadaşlarımızla görüşmemiz yasak, sebep ise parkın yurt kameralarının görüş alanında olması! Dikkatinizi çekerim, park yurt sınırları içerisinde bile değil!
“Odamız o kadar küçük ki yeni gelen arkadaşımızın çalışma masası, dolabı ve bazası bile yok. Kıyafetlerini dolaba sığdıramadığı için bir tane valizde kıyafetlerini saklıyor.”
“MESEM de olsa meslek lisesi de olsa nitelikli bir eğitim yok, bizim işçi olmamızı istiyorlar. Okulda da nitelikli eğitim alamıyoruz.”
Kapitalizm koşulları beni, okula devam edebilmek için çalışmak zorunda olduğum ama çalıştığım sürece de okula devam edemediğim bir çelişkinin içine sürüklemişti.
MESEM’e kayıtlı öğrenciler çoğunlukla zorunluluktan bu programda olduklarını ifade ediyor. Ağır sömürü ve baskıya rağmen aldıkları ücret ise asgari ücretin yarısı bile değil!
7 saatlik çalışmanın, hayatımızdan ödün vermenin sonucunda temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bile bizim için halen lüks durumda.
Türkiye’de gazetecilik kamu yararına risk almaktır
Yeni bir çılgınlık döneminde miyiz?
Ruslar Şam'da
Beyana saygı
İçi yavan dışı yalan
Sorun modelde
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Bilirkişi haberi nedeniyle Suat Toktaş'ın tutuklanmasını eleştiren İmamoğlu, "Türkiye bu zihniyete daha fazla emanet edilemez. Bundan kurtulmanın tek yolu erken seçimdir" dedi.
Toplu ölüme yol açan her olay karşısında sessiz kalmasını savunan Erdoğan, “Biz vakur davrandıkça muhalefetin bunu farklı yönlere çekmeye çalışması vicdan fukaralığıdır” dedi.
Kendisiyle birlikte diğer üç arkadaşının da servisliğini yapması için bir araba tahsis edilmiş. Ancak araba için “Neredeyse sağlam bir yeri yok” diyor Feridun.
İktidarın patronlara bedava işçi olarak sunduğu MESEM’li çocuklar, ara tatili de sanayide çalışarak geçiriyor. 15 yaşındaki MESEM’li Uğur anlattı: Tatil yok, çalışma koşuları ağır, ücret düşük...
Bunca kıyım ve acı kaderimiz değil. Bu hep böyle olmak zorunda değil.
Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı, “İkinci Gezi’yi çağırıp muhalefete nihai darbe vurmaktan ziyade, başta Şimşek programıyla artan hoşnutsuzluğun politize olmasını şimdiden engellemeye çalışıyorlar” dedi.
Diyarbakır Yenişehir Millet Bahçesi’nde sohbet ettiğimiz yurttaşlar geçen 4 ayda barışa ve çözüme dair var olan umudunu yitirmiş durumda.
Mimar Osman Güdü, “Melen Çayı’na Düzce’deki mahallelerin kanalizasyonları, sanayi tesisi atıkları ve kimyasallar dökülüyor. Çayın yakınlarındaki yapılaşma da cabası” dedi.