Bizi hayatın içinde bu koşullara iten, normali buymuş gibi sunanlara karşı yapacağımız şey yan yana durmak. Bir kenara attığımız soru işaretlerini sen süpürürken faraşı ben tutacağım.
Her yere 777’leri yazsak da değişen, düzelen bir şeyler göremedik. Ancak içinde yaşadığımız sistemin “bug”ı birlikte ve sürekli mücadelemiz onu biliyoruz, biz oradan devam.
Kampüslerin güvenli hale gelmesi talebinin öğrenciler içinde örgütlenmesi ile CİTÖB'ler ve kadın toplulukları kuruluyor ve varlığını sürdürebiliyor.
Kadınların yaşadığı sorunları, yine o yerdeki kadın toplulukları üzerinden tartışmak ve çözümler geliştirmek gerekiyor.
Hayatlarımızı iyileştirmek, şiddetin duvarını yıkmak, yaşam alanlarının kadınlar için "güvenli" hale gelmesini istiyorsak mücadelede buluşmak zorundayız.
İngilizce kursuymuş, bir müzik aleti çalmakmış, dans kursuymuş… Hayal oldu. Antidepresan kullanımı tavan yaptı. Bu hep böyle mi gidecek? Yok daha neler…
“Eczacılık öğrencileri olarak alandaki sorunları çözmek için çabalıyoruz ki eczacılar olarak mesleğimizi daha iyi yapabileceğimiz, daha iyi hizmet verebileceğimiz yıllar görebilelim.”
TTB’nin üzerindeki baskılar benzer şekilde iktidarın politikalarına boyun eğmeyen, muhalefet eden her odaya yöneliyor. Dolasıyla saldırıların hedefi toplumsal muhalefet ve onun örgütleri.
Ya sorunların katlanarak artacağı gerçeğiyle uzlaşacağız ya da önümüzdeki döneminin sancılı olduğunu bileceğiz ve geleceğimiz için bu sancıları dindirmek için mücadele edeceğiz.
Staj yaptığım anaokulunda “Su nasıl içilir?” adlı bir etkinlik yapıldı. Beş yaşındaki çocuklara su içmeden önce “Bismillah”, sonra “Elhamdülillah” demeleri gerektiği öğütlendi.
25 Kasım’larda hissettiğimiz güveni kendimizi en yalnız hissettiğimiz günlerde bile duyabilmenin yolu, el ele bir mücadele örgütlemekten geçiyor.
Devrim tarihin coşkusudur ve bu coşku, kim nasıl tanımlarsa tanımlasın, yürümeye, devinmeye, çamura batıp çıkmaya, içine kapanıp ferahlamaya, sersemleyip ayaklanmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı ve bakan ziyaretleri, öğrencisiz akademik yıl açılış törenleri, provokasyonlar, kantin-yemekhane zamları… Gelin, son bir ayda İÜ’de neler yaşandığına bakalım.
Bize derslerde öğretilen, kamuoyunun doğru ve tarafsız haber alma hakkının savunulmasıyken yasaya eklenen 29. maddeyle bu tamamen engellenmek isteniyor.
Milli görüş gömleği ve Colani'nin kravatı
Kendi başına
Uykusuzluk üzerine
Kars’ta sinemanın birleştirdikleri: SineKars
Bağlantılar | Zarardan kâr umudu, kayıtsızlık ve insanın doğası
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Urfa'da partisinin kongresinde İbrahim Tatlıses'in “Önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığına var mısınız?” sorusuna “Sen varsan varım” yanıtını verdi.
Seyrantepe Spor Kompleksinde yapılan AKP Diyarbakır İl Kongresinde kitle zayıf, coşkusuzdu. Barış mesajları bekleniyordu ancak Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişinden hiçbir vaat çıkmadı.
DEM Parti İmralı Heyeti, Edirne Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile görüştü. Sırrı Süreyya Önder görüşme sonrası “Sürece destekleri tam" dedi.
2025 için açıklanan 6 aylık zam oranlarının arttırılması talebiyle 5 kamu emekçisi konfederasyonu 13 Ocak'ta iş bırakıyor. İzmirli kamu emekçileri: “Sefalet zammına karşı şimdi birleşme zamanı.”
Tüm bürokratik, rekabetçi kaygıları bir kenara iterek her gün işimizi birlikte ürettiğimiz mesai arkadaşlarımızla insanca yaşam ve adil bir vergi düzeni için birleşmeliyiz.
İmralı heyetinin Selahattin Demirtaş'la, görüşmesinin ardından ilk açıklama geldi.
Akdeniz Belediyesi önündeki eylemde konuşan EMEP Genel Başkanı Aslan, “Adım atması gereken iktidardır, Cumhur İttifakıdır, devlettir. Kürt ve Türk halkı her zaman barıştan yana olmuştur” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, AKP Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.