Bu sistem, tek bir asansörden bir cinayet aleti yarattığı koşullarla çepeçevre sarılmıştır.
Mevzu, çıkar olduğunda “demokrasinin sınırlarını” görmek mümkün hâle geliyor. Batı, Ukrayna’da da “barış” adı altında Rus düşmanlığı örgütlemiş ve kendi mevzilerini korumuştu.
“Üst akıl” gibi hareket etme alışkanlığı, eylemi dar bir alana sıkıştırma zemini, gençlik mücadelesini ileriye çeken bir yerde duramaz!
Şimdi, ileri bir adım atmanın vakti. Bunun yolu, dün birlikte eyleme indiğimiz arkadaşlarımızla, forumlarla ve yurt temsilciliğiyle birliklerimizi sağlamak.
Asgari ücretle geçinen bir emekçi çocuğunun ailesi aylık 800 lirayı karşılayamıyor. Bu öğrencilerse okullarda öğle arasında yemek yiyemiyor.
Bakıldığında büyük şeyler istemiyoruz. Sağlam asansörler, sağlıklı yemekler, saatlerce yürümek zorunda olmadığımız duraklar, yerleşebileceğimiz ve çalışmaya uygun yurtlar istiyoruz.
Biz okumaya gelen, ailelerinden ayrı birey olmaya çalışan bu ülkenin geleceği olan gençleriz. Bir asansör ihmaline, bir gıda zehirlenmesine kurban edilecek öğrenciler olmamalıyız.
Yurda 5 dakika geç gelsek yapılacak ahlak bekçiliğini değil, canımızın korunacağı ve rahatımızın sağlanacağı bir yurt yönetimi istiyoruz.
Krizi, pandeminin ve kimi üretim-tedarik sorunlarının oluşturduğu, çözümünün de kemer sıkmaktan geçtiği iddia ediliyor. Gerçekler, derslerimizde anlatılanların tersini gösteriyor.
Bulunduğumuz her yurtta, sorunlarımızı en temelden tartışabileceğimiz, taleplerimizi ve haklarımızı dile getirebileceğimiz temsilcilikler kurmak bu mücadelenin bir ayağını oluşturuyor.
Öğretmenler, öğretmedikleri konuların cevabını bizlerden istiyor.
Özgürce konuşabileceğimiz, etkinliklerimizi gerçekleştirebileceğimiz bir kulüp ortamı istiyoruz ve bunun önüne geçilmesine izin vermemek için kulüp faaliyetlerimizde ısrarcıyız.
Başta bireysel çözüm yolu aradık ama maalesef ki bu yollar yalnızca günümüzü kurtarmaya yarıyor, yarın olunca yine aynı sorunla baş başa kalıyorduk.
Sınıflar mücadelesi ve üretim araçlarının gelişmesi, ilerlemenin arkasındaki motor güçtür. Marx'a göre tüm bir tarihi, “Üretim araçlarına kim sahip olacak?” sorusu oluşturur.
Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Yıldız Silier görevden alındı. Boğaziçi’nde görevine son verilen tam zamanlı akademisyen sayısı 5’e çıktı. Bu, bilime ve özgür düşünceye bir saldırı.
Hem Boğaziçi’nde hem de tüm Türkiye’de hayatları saldırı altında olan öğrenciler kampüslerinde, yurtlarında tepkilerini koyuyor ve her geçen gün mücadeleyi daha da büyütüyor.
Yurtlarımızdaki öğrencilerin taleplerinin ve şikayetlerinin yetkililere aktarılması ve birlikte hareket edilebilmesi için ÖTK’nin yurtlarımızda da aktif olması gerekiyor.
Bugünkü sorunlar, elimizde demokrasinin sadece kırıntısının kalması, tek başına AKP’nin eseri mi yoksa cumhuriyetin attığı temellerin ve gelişiminin sonucu mu?
Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri
2025’te erdem, dayanışma ve örgütlülük biriktirmek
Kırk katır veya kırk satırı seçmemenin yolu
2024 ve ABD’nin parçalı, partisiz emek hareketi
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan İmralı'da dün Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmeye dair yazılı açıklama yaptı.
Öcalan ile görüşen Pervin Buldan, "Yılbaşı ertesi siyasi partilerden randevu talep edeceğiz. Görüşmelerimizi gerçekleştirdikten sonra muhtemelen kısa süre sonra tekrar İmralı'ya gideceğiz" dedi.
DEM Parti eş genel başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan'ın açıklamasını "tarihi bir fırsat" olarak değerlendirerek Meclise büyük sorumluluk düştüğüne vurgu yaptılar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Abdullah Öcalan'dan gelen mesaj üzerine "Başından beri çözüm zemininin TBMM olması gerektiğini savunuyoruz. Sürecin şeffaf yürütülmesinden yanayız." dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Öcalan'ın açıklamasını "Bahçeli'nin çağrısına pozitif bir yaklaşım" olarak değerlendirdi. Bahçeli'nin değerlendirme yapmasının beklenmesini işaret etti.
Uluslararası yardım grupları tutuklanan Kamal Advan Hastanesi Yöneticisi Dr. Hüsam Ebu Safiye’nin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Çeşme Ilıca Yıldız Burnu'nda denize beton dökülmesiyle gündeme gelen Demirok Şirketi'nin rezidans inşaatı, "kıyı kenar çizgisi" nedeniyle durduruldu.
ÇEDES kapsamında Manisa Kula Jeopark Ortaokulunda yapılan bir gösteride kanlı kefen, kesik kol, kesik bacak ve silah yer aldı.