1 Mayıs alanındaki talepleri görünce hepimizin aynı sorunları yaşadığını ve asla tek başımıza olmadığımızı anladık.
İş güvenliğine dair hiçbir önemi denetlemeyen, ölümlere gözünü kapayıp “fıtrat” olarak gören dönemin AKP iktidarı, patronlarla beraber işçilerin sömürüsünün yapı taşlarını döşüyor.
2024 1 Mayıs’ında ancak kendi alanlarında güçlenerek, kendi birlikleriyle alanların bir parçası olma deneyimi edinerek kaygıların aşılabileceği bir kez daha görüldü.
Bugünün ihtiyacı; bir araya geldiğimiz durumda “onlara” atfettiğimiz güçten çok daha fazlasına sahip olabileceğimize inanmakla başlıyor.
Mehmet Şimşek’in bizi “ikna edilememiş yerliler”, uluslararası sermayeyi ise kurtarıcı görmesi, bir tesadüf veya yanlış analiz değil, kapitalizmin “gelişiminin” bir getirisidir.
ODTÜ öğrencilerinin mücadelesi nöbette görünenden çok daha fazlasını taşıyor. Komiteler kuruluyor, topluluklar seferber oluyor, forumlarda şenliğin nasıl kazanılacağı tartışılıyor.
Bizlere ait olan üniversitelerde öğrencilerin her taleplerini, ihtiyaçlarını, haklarını kazıya kazıya almak zorunda kalmaları bence birçok şeyin yanlış gittiğinin kanıtıdır.
De Beers Group, yakın tarihteki en başarılı pazarlama propagandalarını birini gerçekleştirerek, elması bir ziynet eşyası haline getirdi.
İşçi-emekçilerin, semt gençliğinin, öğrencilerin ve kadınların taleplerinin birleştiğini gördüm.
Bu benim ilk 1 Mayıs'a katılışım ve son da olmayacak.
Maarif Taslağı, tek din/mezhep anlayışıyla ülkemizin gerçekliklerini çarpıtıyor. Bizse, iktidarın tarihine karşı öğrenci mücadelelerinin tarihini koymalıyız.
Bireylerin yaşadığı umutsuzluk ve çaresizlik duyguları, siyasi ve ekonomik sistemlerin başarısızlıklarını yansıtır.
Amerikan üniversitelerini fonlayan, teknoloji şirketleriyle yakın ilişkilere sahip İsrail destekçisi sermaye, Filistin eylemlerini sonlandırmak adına ellerinden geleni yapıyor.
Erciyes Üniversitesinin Ziraat Fakültesi serasını ve laboratuvarını kullanıyoruz, bu durum ulaşımdan eğitime kadar bizi olumsuz etkiliyor.
Bu seneki 1 Mayıs’a işçilerin katılımı azdı, bu da ben ve öteki arkadaşlarıma daha fazla iş düşüyor demek.
Oradaki herkes susmaktan ve susturulmaktan bıkmış elinden kayıp gidenlerin farkına varmış kişilerdi.
Ardımızda bıraktığımız 1 ve 6 Mayıs Türkiye gençliğinin siyaset yapma iddiasını büyütecek iki önemli gündü.
Gerçek bir yüzleşme iktidarla, devletle, bunların kaynağındaki sınıflı toplumla ve bunların eleştirisinden elde edeceğimiz bir eşitlik ve özgürlük talebiyle mümkün olabilir.
Türkiye’de gazetecilik kamu yararına risk almaktır
Yeni bir çılgınlık döneminde miyiz?
Ruslar Şam'da
Beyana saygı
İçi yavan, dışı yalan
Sorun modelde
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Emek Partisi Gebze'de grevdeki Green Transfo'nun önünden "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş" kampanyasının başlangıcını gerçekleştirdi.
AKP döneminde özel okul sayısının 6 kat artmasıyla övünen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin itiraf gibi açıklama yaptı, “Özel okullara yönlendirmekle eleştiriliyoruz”
Mehmet Şimşek, 2025'te sıkı maliye politikalarına 'devam' dedi. Gelir dağılımında 'adaletin geliştiğini' iddia eden Şimşek "dezenflasyon" süreci politikalarını anlattı.
AKP sözcüsü Ömer Çelik’in "İmralı trafiği bitti" açıklamasına yanıt veren DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Biten bir şey yok. Bir başlangıç olsun diyoruz ve tecrit de kalksın" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde konuştu.
DEM Parti, CHP, EMEP ve Yeni Yol grubu, kayyım atamalarına karşı İçişleri Bakanlığı önüne siyah çelenk bıraktı.
İstanbul Barosu Fırat Epözdemir'in tutuklanmasını protesto etti. Açıklamada Epözdemir'in tutuklanmasının hukuksuz olduğu belirtilerek; baronun hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceği söylendi.
Mardin’de evinde oyun oynarken aniden fenalaşan 9 yaşındaki Elif Tekin, hayatını kaybetti. Tekin'in kesin ölüm nedeni, otopsinin ardından belli olacak.