Emperyalistlerin çıkarları için bize biçtiği savaş ve yıkımı yaşamamak için Türkiye gençliği tutarlı bir anti-emperyalist çizgide Siyonist işgalin sona ermesi için çabalamalıdır.
Bir vakitler insan aklının en soylu ürünü olan bilim şu anda kapitalist egemenlerin bir aracı.
Üniversite eğitimi almak isteyen gençler, borçlandırılıyor ve üstüne bir de fahiş barınma ücretleri ödemeye zorlanıyor. Bu düzen, sermaye sınıfına hizmet eden bir “eğitim pazarı” yaratıyor.
Bugün 10 Ekim’i geçmişin kanlı ve karanlık bir sayfası olmaktan çıkarmanın yolu, bu iktidara karşı laik, demokratik, barış dolu bir gelecek kurma mücadelesinden geçiyor.
Geçen yılki başarılı boykot ve Sosyoloji ve Tarih öğrencilerinin kararının verdiği cesaretle bu dönem, bölümüzdeki bir atanmışın dersini boykot etmeye oy birliğiyle karar verdik.
Seküler bir kimliğe bürünmüş olan, bizi taleplerimizden uzaklaştırmaya, aldatmaya çalışan milliyetçiliği tarih biliminin ışığıyla mahkûm etmekten başka çaremiz yok.
Çalışma saatlerinin düşürülmesini tartışırken aptal yerine düşmemek için, öncelikle, fazla mesai saatlerinin ödendiği bir ülkede yaşamak gerekir!
Haklarımızın hepsini mücadelemizle kazandık. Bugün de üniversitelerimizde yapmamız gereken ülkenin dört bir yanında hakları için mücadele eden işçiler gibi mücadele etmektir.
ÖTK aracılığıyla aldığımız kararla Tarih Bölümü öğrencileri olarak, bölümümüzün bileşenlerinin iradesine aykırı olarak atanan “paraşüt” hocalar tarafından açılan dersleri boykot ediyoruz.
7’li sistem sadece bizde değil birçok fabrikanın gündemindeydi. Eğer biz mücadele etmemiş olsaydık birçok fabrika da geçecekti fakat bizim grevimizden sonra vazgeçtiklerini duyduk.
Hayat kalitemizden ödün vermeyi bırakıp taleplerimiz doğrultusunda hep beraber istikrarlı bir mücadele örmeliyiz.
Bileşenlerin taleplerinin yok sayılmadığı, demokratik, özerk bir üniversite için mücadelemizi yeşertiyoruz ve güçlendiriyoruz, boykot ediyoruz!
Tarihimiz de gösteriyor ki biz yönetimde söz sahibi olmadıkça yaşam koşullarımız gittikçe kötüleşecek. Demokratik üniversiteleri ancak bizler inşa edebiliriz.
Bir yanda vergi vermeyen, yüz milyarlarca lira teşvik alan sermayedarlar varken, diğer yanda öğrenciler okumak yerine işe girmek zorunda kalıyor.
“Tek bir toplulukla dünyayı mı değiştireceğiz?” diye düşünmeden aksiyon alıyorum. Çünkü bu eylemin henüz sesini çıkarmaya korkan diğer yoldaşlarımıza cesaret vereceğini biliyorum.
Temel bilimlerde staj yapmak deneyim kazanmaktan çok sermayenin arka bahçesine dönmüş günümüz akademisinde yaratılan rekabet ortamında ayak işi yapmak demek.
Kadınların mücadele hattını; CİTÖK’lerin yönetiminde söz hakkı istediğimiz, ÖTK’leri aktifleştirdiğimiz, güvenli kampüs talebini tekrarladığımız bir yere koymak önem arz ediyor.
Üniversite mimarisindeki eksiklikler, dönüşümler; hükümetin planlı bir programının sonucu. Düğümü açmanın “temeli sağlam” çözümüyse öğrencilerin seslerini birbirine duyuracakları organların oluşması.
Enflasyon eşitsizliği
Kim izin veriyor?
Tırmandırarak gerilimi azaltmak
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Temizlik ve güvenlik personeli görevlendirilmeyen devlet okullarında öğretmen açığı da büyük. MEB 512 gündür tek bir öğretmen atamazken açık nedeniyle derslere branş dışı öğretmenler giriyor.
Emek Gençliği MYK Üyesi İrem Taçyıldız, üniversitelerde yaşanan barınma, beslenme ve ulaşım sorunlarına karşı kampanya başlattıklarını duyurdu.
Bilkent Üniversitesinde saatte bir olan ring seferleri “tasarruf” amacıyla 3 saatte bire düşürüldü. Bu karara tepki gösteren Bilkent öğrencileri protestolarla kararı geri aldırdı.
Karşıyaka Belediyesine bağlı Kent AŞ'de çalışırken işten atılan işçilerin direnişi 53 günü geride bıraktı.
“Hevi” filminin oyuncularından Deniz Sal: "Yaşanan yoksulluk, tercih edilen bir şey değil. Onlara dayatılan bir şey. Bölgenin gerçeklerinden biri bu."
YYÜ öğrencisi Rojin Kabaiş’ten 27 Eylül’den bu yana haber alınamıyor. Sürecin yakın takipçisi olan Van ÖHD Kadın Hakları Komisyonundan Av. Ebru Demirtepe ile sürece dair konuştuk.
Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç: “AKP o ötelenmiş yeri bile makbul bulduğu Kürt’e veriyor.”
İsrail ordusu, İran'dan İsrail'e doğru çok sayıda füze atıldığını duyurdu. ABD yetkilileri füzeleri durdurmak için İsrail'e yardımcı olduklarını açıkladı.