Dünya halkları bizlere bir yol çizdi. Daralan çemberi yıkıp geçmenin yollarını bize gösterdiler. O yüzden söz sırası artık bizde.
Tutarlı bir antiemperyalist tutum, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye’yi savunarak, bölgede ve Türkiye’de emekçilerin uluslararası çıkarlarını ve sınıfsal dayanışmasını merkeze alarak mümkün olur.
Yalnız bırakılmaya çalışıldığımız bu savaşta yan yana geldiğimizde gerçekten özgür bir geleceği kurabileceğiz.
“(İntiharlar) özellikle, sanayinin durgun ve krizde olduğu dönemlerde, kıtlık ve karakış yıllarında belirtiler salgına dönüşür.”
Bir yandan tatili etkinliklerle değerlendirmemiz söylenirken bir yandan da eğitim sistemimiz gereği ödevlerimizle, projelerimizle, sınav kaygımızla baş etmemiz gerekiyor.
Ara tatil boyunca yapılacağı duyurulan sosyal etkinlikler belli başlı liselerle sınırlı kaldığını ve genelde nitelikli okullar üzerinden hayata geçirildiğini gördük.
Elazığ'dan Ekin Temmuz Saltık yeni uygulanan ara tatilin liseli öğrenciler için nasıl geçtiğini yazdı.
"Meslek lisesi öğrencileri okumak, meslek öğrenmek için gittikleri bu okullarda ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadırlar. "
"İstediğimiz sosyal bir etkinliğe dahi katılamıyoruz çünkü yok!"
Bir sanatçı eserini neden kendi elleriyle yok eder?
Ekmek derdi, yaşam kavgası peşine düşmüş çocuklar için Dünya Çocuk Hakları Günü’nün de pek bir karşılığı olmuyor.
Bölge gençleriyle temsiliyetlerini nerede gördüklerine, demokratik hak arayışında ortak mücadeleye nasıl yaklaştıklarına, giderek artan gelecek kaygısına dair görüşlerini topladık.
Fransa'da da Türkiye'de de egemen sınıflar çeşitli mücadeleler sonucu kazanılmış hakları geri almaya çalışıyor veya bu hakların kazanımı için girişilen mücadeleyi engellemeye çalışıyor.
Çevre sorunlarının kaynağının tek tek insanlarmış gibi gösterilmesi de bu sorunun asıl kaynağı olan sistemin, kendi devamlılığını sağlamak üzere ürettiği mevcut politikaları görünmez kılmak oluyor.
“Meslek hayatımızda da bilimsel eğitimin eksikliğinin yansımalarını göreceğiz: Bilimin öğreticileri olmaktansa, psikolojik baskıya maruz kalan, geçim sıkıntısıyla boğuşan hizmet çalışanları olacağız.”
"Okuduğumuz kitap ve dergilerin içeriğine ve yayın evlerine bakıp yalnızca istedikleri kitapları içeriye sokmamıza izin veriliyor."
"Kendimi üzmemek adına geleceği düşünmüyorum."
Şimdi kendisi için söylenen “gelecek garantisi”, “her yerde iş var” söylemlerinin yerinde ancak yeller esiyor. Bahsettiğimiz bölüm tabi ki de İnşaat Mühendisliği Bölümü.
Grev hak, yasak hukuka aykırı
ABD emperyalizminin Suriye’ye karşı uzun savaşı
Başarısız devletin yıkılışı mı, yeni bir felaketin başlangıcı mı?
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı tekellere ait devasa kârlar elde eden 8 işletmedeki grevi ‘milli güvenlik’ gerekçesi ile yasakladı.
Faiz miktarları yükseldi, ihtiyaç kredisi miktarı azalmadı. Kredi ödemeleri kolaylaştırıldı, yasal takibe düşen kredi miktarı azalmadı. Emekçiler, kredi borcunu yeni krediyle ödeyerek geçim sürdürüyor
2001 krizi sonrasında neoliberal uygulamaların başka coğrafyalara göre görünürde daha az tepki çekmesinin arkasında sadece Türkiye otoriterliğinin baskıcı yüzünü aramak yeterli olmayacaktır.
Bugün bizlere düşen asgari ücret alan-almayan ayrımı gözetmeksizin, asgari ücrete gelecek olan zammın tüm ücretlere etkisini gözeterek birlikte mücadele etmektir.
As Plastik'teki grev süreci yasaların patronlara tanıdığı imkanlardan sendikalardaki bürokratik yapıların işçi hareketine verdiği zarara kadar birçok soruya yanıt veriyor.
Avrupa'nın Gündemi'nde bu hafta Suriye'deki gelişmelerin yansımaları var. Hem mültecilerin durumu hem de Suriye'deki İslamcı hükümetin nasıl olacağı tartışılıyor. Fransa'da ise hükümet krizi sürüyor.
Devlet engelli çocukları görmezden gelirken kadınların sırtındaki yük katbekat artıyor. 26 yıldır otizmli çocuğuna bakan Saliha, bu yıl yüzde 98 engelli çocuğunun maaşının kesildiğini anlatıyor.
Erdoğan'ın kararıyla grevlerinin yasaklanmasına ilişkin açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, yasağı tanımadıklarını söyledi: “Grevlerimiz sürecek.”