25 Temmuz 2011

‘İnsanları sevmekle başlar yaşamak’

“Barış, Kardeşlik ve Demokrasiye”ye en çok gereksinim duyduğumuz şu günlerde, bence, bir konuya hiç önem vermiyoruz. O da: “SEVGİ”…
1980 yılında Dr. Mara Maleeva’yı, tüm yaşamını, yaptıklarını anlatan bir kitap yayınlamıştım: “İnsanları Sevmekle Başlar Yaşamak” (V.Maleeva, T.Vodeniçarov, G.Stoyanov. Habora Yayınları.)
12 Temmuz 1911’de doğan ve 23 Ekim 1971’de ölen Mara Maleeva’nın çocukluğu, öğrenim yılları, sonra Bulgaristan’ın çeşitli köylerinde doktorluk görevinde ve Partinin (BKP) hizmetindeki çalışmaları anlatılıyordu. Mara Maleeva yaşamanın insanları sevmekle başladığını ve geliştiğini her yerde anlatıyor ve eyleme geçiriyordu. “İnsanları sevmek” onun için kutsal bir görevdi.
Dr.Mara Maleeva bir komünistti, bir partiliydi ve hepsinden önemlisi bir insandı.
Elimde başka bir kitap var: “Hayata yön veren öyküler” (Akın Alıcı), Epsilon Yayınevi, 2004). Bu kitaptan bir anekdotu aynen alıyorum:
“Japon mimarlardan biri evini baştan aşağıya yeniliyordu. Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvarla irtibatlı bölümünde, iç kısmında, iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir kertenkele buldu. Biraz daha dikkatle bakınca kertenkelenin canlı olduğunu fark etti.”
“Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü.”
 “‘On yıl önce yapılan eve kapısı takılırken dışardan çıkarılan bir çivi, o an kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı’ diye düşündü Japon mimar.”
 “Peki nasıl olmuştu da bu kertenkele, bir santim boyu bile kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda on yıldır canlı kalmayı başarmıştı?​”
 “Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izlemeye başladı. Bu kertenkelenin, sadece havayla beslenemediğine göre, bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu.”
“Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu. Japon mimar, nereden çıktığını fark etmediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü. Gelen kertenkele, yerinden kıpırdayamayacak olana ağzıyla yiyecek taşıyordu.”
“Bu kertenkele belki diğerinin annesiydi, belki eşi, belki de arkadaşı… Kim bilir? Ama bilinen bir şey var ki aralarında güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşımasına neden olmuştu…”
Bir tarafta örnek bir komünist, örnek bir partili ve örnek bir insan. “İnsanları sevmekle başlar yaşamak” diyor ve dediklerini uyguluyor. Bu yüzden de ülkesinin “Bir numaralı kadını” olarak öne çıkıyor. Ama bu başarılarından yola çıkarak ne kibirleniyor, ne de gösteriş yollarına kaçıyor. Çünkü o insanları seviyor ve yaşamın ancak bu yolla olacağına inanıyor.
Öte yanda bir canlı, sevgiyi bilen bir kertenkele…
Ülkemize dönersek… “Barış” diyoruz, “Kardeşlik” diyoruz, “Dostluk” diyoruz, “Demokrasi” diyoruz. Ama bunların içinde “Sevgi”yi göremiyorum, ben.
Bir genç kızımıza, Kürtçe şarkı söyledi diye tavır alınıyor, bir sanatçı bıçaklanıyor, aydınlar öldürülüyor, emekçiler inşaatlardan tersanelere kadar birçok yerde “Cinayet” sayılabilecek bir biçimde ölüyor, gencecik çocuklar bir kirli savaş yüzünden yok oluyor…
Barış, kardeşlik, dostluk ve demokrasi umutları gittikçe uzaklaşıyor.
Çünkü bu topluma, yaşamanın ancak insanları sevmekle olacağı öğretilmemiş.
Neredeyse bir “Kertenkele sevgi”sini bile bilmiyoruz.


Türkiye Mezarlığı

2011’in ilk 6 ayında:
Çatışmalarda ölen güvenlik güçleri: 12
Çatışmalarda ölen PKK militanı: 49
Faili meçhul cinayet vd.: 11
Mayın yüzünden: 5
Resmi hata sonucu: 18
Asker, polis intiharı: 15
Kadın intiharları: 36
Çocuk intiharları: 18
Erkek intiharları: 27
Kadınlara yönelik cinayetler: 121 ölü…
Ve her yıl:
İş kazalarında ölenlerin sayısı 5 haneli rakamları geçiyor.
Trafik kazalarında ölenlerin sayısı, Kurtuluş Savaşı’ndaki toplam ölü sayısını geçiyor.
Yaklaşık 200 motosikletli kurye trafik kazasında ölüyor.
900 kişi denizde, gölde, ırmakta boğuluyor…

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et