01 Ağustos 2011 08:50

Ağustos Ayının Anımsattıkları

Ağustos Ayının Anımsattıkları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ağustos ayı insanlık tarihinin onulmaz acılarını taşır bağrında. 2. Dünya Savaşında Nazilerin Auschwitz esir kampındaki kıyımları, ABD’nin, Japonya’nın iki kentini yerle bir eden nükleer bomba saldırısı Ağustos aylarında gerçekleşti. 1944 yılı Ağustosunda Auschwitz’de 300 bini aşkın insan birkaç gün içinde gaz odalarında can verdi. Ne yazık ki tarihten ders almıyor insanlık. Irkçılık 21. yüzyılda da yükselişte. Irkçılığın ardılları günümüzde milliyetçilik kisvesi altında göçmenlere, farklılıklara karşı nefret ve şiddet kusmayı sürdürüyorlar. Norveç’te yaşanan katliamının aktörü Breivik bunlardan yalnızca biri. 6 Ağustos 1945 ise insanlığın hiç unutmaması gereken bir tarih. O sabah Japonya’nın Hiroşima kenti atom bombası ile tanışır. Üç gün sonra da bir başka kent Nagazaki bu yeni nükleer bomba ile yerle bir edilir. ABD’nin ilk kez denediği Atom bombası bu iki kentte çoluk-çocuk, erkek, kadın ayrımı gözetmeksizin iki yüz binden fazla  kişinin ölümüne neden olur. Sağ kalabilenler de  şanslı sayılmaz. Radyasyonun etkisi her iki kentte de kuşaklar boyu sürecek hastalık ve sakatlıklara yol açacak, kentlerin doğasını ve bitki örtüsünü bozarak kökünden değiştirecektir. Japonya kentlerine atılan atom bombasının, Amerika ve Avrupa’da yankıları büyük oldu. Amerika basınında destek yazılarına karşılık Başkan Truman’a ve hükümetine yöneltilen sert eleştiriler de yer aldı. Eleştirilerin dozu yükselince general Mac Arthur 19 Eylül 1945 de işgal kuvvetleri komutanı sıfatıyla bu tür haberlerin yayınlanmasını yasakladı. Sansür, Hiroşima ve Nagazaki kurbanlarına ilişkin her tür haber ve görüntüyü içeriyor, hatta tıbbi araştırma haberlerinin yayınlanmasına bile izin vermiyordu. Başkan Truman ise korkunç kıyımı zafer olarak niteliyor, şampanya ile kutlarken 20.000 TNT gücünde tahrip gücü yüksek bir bombayla savaşı sonladık müjdesini veriyordu dostlarına.
İnsanlık utançlarının, insanlık ayıplarının sonu gelmiyor. Dedik ya insanlık tarihten ders almayı da beceremiyor. Neoliberal ekonomik sistemin egemen olduğu Yeni Dünya Düzeni politikalarında böyle insanlık dramları törensel anmalarla geçiştiriliyor. Uluslararası medyalara haber bile olmuyor. Japonya somut bir örnek olarak duruyor önümüzde. Atomun yıkımını geçen süreç içinde görmezden gelen Japonya şimdi bir doğal afet sonrası nükleer santrallerinden yayılan radyasyonla boğuşuyor. Gezegeni insan eliyle yok olma sürecine sokan vahşi kapitalizmin çokuluslu şirketleri, az gelişmiş ülke halklarının yaşadığı toprakları nükleer atık depoları haline getirmekten çekinmiyorlar. Petrol türü çıkar amaçlı savaşlarda Ortadoğu’ya armağan edilen misket bombaları ve kara mayınlarından ölen ve sakat kalanların hesabı ise sorulamıyor artık. Ne Birleşmiş Milletlerde, ne de medyada. Silah üreticisi ve satıcısı varsıl sermayedarlar ve şirketleri medya eliyle daha ne kadar halklara iyiliksever, sevimli insanlar olarak sunulacaklar. Nükleer santrallerle gelişmekte olan ülkelerin doğası, ormanları, su kaynakları ve de insanları kazanç adına ne zamana dek zehirlenecek. 6 Ağustoslar, bu sorular üzerinde kafa yormamıza yardımcı olmalı en azından.
Yazıyı Brecht’ten bir şiirle sonlayacağım. A. Kadir ve Asım Bezirci’nin çevirilerinden sunuyorum. “İyilik Neye Yarar?”

İyilik neye yarar,
öldürülürse iyiler çarçabuk,
ya da iyilik görenler ?

Özgürlük neye yarar,
yaşarsa bir arada
özgürlerle tutsaklar

Akılsız olmak madem ekmek sağlar harkese
akıl neye yarar?
    
İyi insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!

Özgür insan olacağınıza
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun!

Akıllı insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
akılsızlık  zararlı olsun!

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa