03 Ağustos 2011 09:36

Cıyyk

Cıyyk

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Uzun bir aradan sonra nihayet güneş yüzünü gösterdi. Hava 20 derece ama Bayern’in 20 derecesi bizim Güneydoğu’nun 40 derecesinden beter. Gölgelerden yürümeye çalışarak Karlsplatz’a ulaşıyoruz. Her çeşit genç, yaşlı, kadın, erkek havuzun cılız sularının yarattığı ufak esintinin verdiği serinliğin yardımıyla öğrenci grupların doğaçlama gösterilerini izliyor.
Yaya yolunu takip ederek çarşının derinliklerine doğru dalıyoruz. Kulağımıza gelen yüksek seslerden caddedeki çoğunluğun İtalyan ve İspanyollar olduğu sonucunu çıkartıyoruz. Sokak kahveleri tıka basa dolu. Bütçesi kısıtlı olanlar belediyenin ağaç gölgelerine yerleştirdiği şezlonglara yerleşmişler. Şezlong kapamayanlar çaktırmadan şezlong sırasına girmiş, oturan şanslıya psikolojik baskı uygulamayı deniyor.
Mağazalar daha çok kadın müşterilerle dolu. “Kadınlar cansız, erkekler canlı şeylere daha çok ilgi duyuyor” diyor Peter sırıtarak.
Hedefimiz ünlü Viktulien Markt. Marien Platz’ta belediye binasının önünde birikmiş kalabalık saat başı küçük bir gösteri yapan saat kulesi kuklalarını izleyebilme telaşında. Hemen yanıbaşımızda kaskatı kesilmiş ve kutusuna para düştükçe paranın iriliğinden çıkan sesin büyüklüğü ile artan kesik hareketlerle kıpırdayan yeşil renkli adem oğlu güneşe aldırmadan ekmek ve bira parasını çıkartma derdinde. Arap çocuklar avuçlarına doldurdukları 50 centlerle yeşil adamı hoplatmanın sevinci içinde babalarına poz veriyorlar. Her 10, 20 cente bir iki el hareketi ve cıyyk diye çıkan bir ses.
Meydan göstericileri arasında sessiz bir anlaşma var. Birinin gösterisi bitmeden diğeri başlamıyor. Eski doğu bloku ülkelerinin göstericileri daha çok keman, akordeon çalıyor.
Yeşil adam sigara molası verdiğinde az önce yanımızda normal biriymiş gibi duran diğeri dizlerine kadar bir kutunun içine girip, kutunun üzerine yerleştirdiği postal benzeri ayakkabıların yarattığı yanılgıyla cüce şirinliğini kullanarak üç, beş cent peşine düşüyor.
Sigara molasındaki yeşil adam molada ciddi. Sanki az önce 30 cente cıyyk’layan kendi değilmiş gibi 3.30’a aldığı buz gibi buğday birası ile gelecek gösterisine enerji topluyor. “Bir buz gibi biranın zevki için 20 kez cıyyklamak” batı düşüncesi ile “Ne buz gibi meşrubat içerim ne de cıyyklarımın” doğu düşüncesinin kıyaslaması geçiyor aklımızdan hızla.
Enerjimizin son kırıntılarını kullanarak Viktulien Markt’a ulaşıyoruz. Meydan dolu. Masalar, sandalyeler, kaldırımlar, her yer dolu. En sempatik yüz ifademizle masasında 3 sandalye boş kalmış Alman çiftin yanına ilişiyoruz. 15 masaya tek başına bakmaya çalışan İtalyan suratlı garson meydanın en mutsuz adamı. Masamıza geldiğinde sipariş verebilme süremizin en fazla 12 saniye olduğunu bildiğimizden hızla içecek listesini karıştırıyoruz. Pahalı markalı mağaza paketleriyle sadece gözleri görünen kadınlarıyla  orta doğulular geçiyor önümüzden. Erkekler kolsuz tişortu tercih etmiş. Peter’in “Hadi tamam, bu sıcakta  çarşafı inancı için giyiyor. Peki kocası en azından onun durumuna ortak olmak için neden  ceketli dolaşmıyor? Ceket yasak mı?​” sorusuna tam cevap verecekken garson yanımızda bitiyor. Süremiz kıstlı. Hep bir ağızdan bağrıyoruz cıyyk diyen yeşil adamın keyfini yaşamak için.
3 Helles.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa