8 Ağustos 2011
DİĞER YAZILARI

Bir problemin çözümü; öncelikle söz konusu problemin net biçimde tanımlanması ve problemi ortaya çıkartan nedenlerin sorgulanıp bu nedenlerin ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi ile mümkün. Bunun yapılabilmesi için de öncelikle nesnel ve gerçekçi bir yaklaşıma ihtiyaç var. Gündelik hayattaki bazı olaylar, konuşmalar ve inanışlar zaman zaman gerçeğin üzerinde tül etkisi yaratarak; onu, olduğundan farklı görmemize veya hiç görmememize yol açabilir. Toplumda yaşayan bireyler olarak gerçeği gör(e)mediğimiz durumlarda, gerçekliğin yerine “görüntü” geçmektedir. Görüntünün zihnimizde gerçeğin yerini aldığı durum “bizim için gerçek olan” ile sahiden var olan arasındaki ayırımın silikleştiği ve dolayısıyla yaşadıklarımızın halüsinasyona dönüştüğü bir vaziyet oluşturmaktadır.  Bu hipnoz hali, problemin gerçek çözümüne uzanan basamaklar olan nedenlerin çözümü yerine problemin bizde yarattığı etki olan sonuçlara odaklanmamıza yol açmaktadır. “Neden” sorusunun rafa kalkmasına yol açan bu “sonuç odaklı” hareket, nedenlerini hiç kavrayamadığımız bir bilinmez olarak “iyilik” veya “kötülük” beklediğimiz bir kadere dönüştürür artık tüm sonuçları bizim için.
***
Son günlerde kriz üzerine yazılıp çizilenlere, hükümet yetkililerinin, Merkez Bankası temsilcilerinin, ekonomi bakanlarının (zira ekonominin her alanına bir bakan atandı) demeçlerine baktığımızda kriz olgusunun, tamamen varlık-yokluk üzerinden tanımlandığını görebiliriz. “Kriz var” ya da “kriz yok” biçimindeki tanımlamalar “sürekli kriz” halini kendi özgün işleyiş mekanizmaları (üretim, bölüşüm ve dağılım ilişkileri) ile var eden kapitalist üretim ilişkilerinin gündelik hayatımız üzerinde yarattığı çok parçalı ve her alana yayılan etkileri görmememiz ya da yanlış görmemize “olanak” sağlıyor.
***
Hekimlik mesleğinin ve tıp biliminin kurucusu sayılan Hipokrat, krizi, hastalığın hamlık ve pişme adımlarından sonra gelen son aşaması olarak tanımlar. Hipokrat meslektaşlarına iyileştirmeyi hızlandırmaya veya semptomları ortadan kaldırmaya çalışmamaları gerektiğini, tersine onları olgunlaştırmaları gerektiğini öğütler. O’na göre; bir apse başlangıçta henüz hamdır ve drene edilmesi mümkün değildir. Daha sonra pişer, içinde cerahat oluşur ve apse en zayıf noktasından baş verir. İşte bu anda (kriz anı) apse sıkılırsa ya da bisturi ile yarılırsa cerahat tam olarak temizlenecek ve iyileşme tam olacaktır. Hipokratın milattan önce 5. yüzyılda söyledikleri bugünün ekonomi dünyası için tam olarak geçerlidir. Elbette krizin hiç yaşanmaması da mümkündür. Ancak bu kriz/hastalık yaratan etkenlerden uzak durarak mümkün olabilir. Bir yandan –Kütahya’da olduğu gibi- toprağa zehir akıtıp bir yandan hastalanan insanları tedavi etme uğraşı çelişik bir durumdur.  
***
Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında arz-ı endam eden burjuva iktisatçıları, krizin belki de yeni ve sağlıklı bir ekonomik ilişkiler bütününü yaratacak dönüm noktası olabileceği gerçeğini görmeden ya da görüp de görmezden gelerek; gündelik ve lokal reçeteler sunmaktalar. Bu reçeteler “ne ondurur ne öldürür” cinsten. Oysaki sorunu gerçekten çözmek istiyorsak iki tip yaklaşım içinde olabiliriz: Ya kriz anının hiç yaşanmaması için sermaye birikimine dayalı ve bu birikim için insanı ezip geçen kapitalist üretim ilişkilerini tümden reddetmeli ve teşhir etmeliyiz ki böylelikle “hastalıklı” gelişimi engelleyebiliriz ya da bu aşamaya kadar sustuysak söz konusu ilişkilerin yarattığı krize merhem olmamalı, krizin ekonomik cerahati boşaltmasına olanak sağlamalıyız.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et