1 Eylül 2011

Heyecanımızla geldiğimiz Türkiye Gençliğinin Özgürlük Buluşması, yorgunluk ve mutluluğumuzla sona erdi. Kamptan önceki hayatta, belki de yatağını toplamayan bizler, kendi geleceğimizi kurduk kampta. Daha önceleri hayatımıza dair karar almakta belki de etkisiz eleman sıfatı taşıyan biz, temizliğinden güvenliğine, yemekhanesinden kampın programını birlikte ele aldık, en iyisi olması için çabaladık. Ülkedeki savaşa karşı barışı, kardeşliği ve dostluğu benliğimize işledik. Direnişçi işçilerle buluştuğumuz kampta, işçi sınıfına daha ileriden bağlanmayı, mücadele birikimlerini tartışmayı ve birleştirmeyi denedik. Doğanın katliamına karşı, yaşam alanlarının korunması için mücadele etmenin önemini ve gerekliliğini altını çizdik. Bilimin içini boşaltmaya çalışanlara karşı, evrimin gerçekliliğini ve anlatılmasının, öğrenilmesinin gerekliliğini ortaya koyduk atölyelerde.
Belki de ülkede de artan savaş  çığırtkanlığına en iyi cevap olmuştur kamp. Kürt sorununun demokratik halkçı çözümünü bir kenara atan hükümet ve bu sorun etrafında her şekilde birleşen sermaye partilerine bir tokat gibi gelmiştir gençliğin ‘Barış’ şiarı. Kampta yapılan tartışmaların sonucunda kardeşliğin ve barışın mümkün olabileceğini gösteren bizler, geleceğimiz açısından da oldukça önemli bir adım atmış olduk. 1 Eylül Dünya Barış gününde binlerce kişinin alanlara çıkması, operasyonların son bulmasını isteyenlerin sayısının günden güne artması ve Tayyip Erdoğan’ın bunları isteyenleri ülkeyi bölmek amaçlı kişiler, gruplar olduğunu söylemesi halkın gözünde bir yeri olmayacaktır.  Her milliyetten ve inançtan bizler Türkiye Gençliği olarak yıllardır süren bu savaşın artık son bulmasını istemekten ve bunun için mücadele etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını bilmeliyiz. Barışın sesini kısmaya çalışanlara, bunun mümkün olmayacağını düşünenlere, gerçekleştirdiğimiz kampı örnek göstermek anlamlı olacaktır. Bir Rizeli genç ile Diyarbakırlı gencin birlikte kol kola horon çekip, Kürtçe türkü söylemeye çalışmasının neye hizmet edeceğini tekrar okumak ve anlatmak gerek. Ve bunu yaptığımız oranda Türk ve Kürt halklarının gönüllü birlik esasında kardeşçe yaşamasının önünü açmış olacağız.
Seneye daha güçlü, daha görkemli bir kamp gerçekleştirmek için, ülkedeki demokrasi mücadelesini yükseltmek, Kürt sorununun halkçı demokratik çözümünden yana olmak ve geleceğimizi işçi sınıfı saflarına daha ileriden bağlayarak gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Bunu yapabilirsek gelecek günler daha da aydınlık olacaktır.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et