Okan Bayülgen kuralları
Fotoğraf: Envato
Okan Bayülgen, televizyonun en yaratıcı adamı, en asi çocuğu, en reyting canavarı, en çalışkanı, en karizmatiği, en muhalifi, en orijinali, en yaramazı olmayabilir. Ama en kafası karışık adamı olmaya en güçlü aday. Çünkü hep yaptığı alışkanlığı, bunların hepsi birden olmaya çalışmak.
Oysa aynı anda herkese öğütler dağıtıp, yetkisini kullanarak ezip bir yandan yaramaz çocuk gibi davranmak bir yerlerden fire verecek bir özellik. Herkesi eleştirip kendisi eleştiriye gelememek gibi bir lanet, televizyon macerasına yıllardır eşlik ediyor.
Bir yandan her sezon bir yenilik yapmayı beceriyor Bayülgen, bu seneyi de bir kısa film yarışmasının jürisinde karşıladı. Artık, birkaç haftası geçtikten sonra, yarışmada yine hem her şeyi öğreten, hem kuralları yıkan adam rollerini birden üstlenmeye soyundu bile. Neyse ki neye niye çatacağı belli olmayan Hıncal Uluç da ortalarda yok.
Böylece geçen akşamki “komedi temalı” program, kaç haftadır yapılan en gergin program olmayı başardı. Aynı programda hem diskalifiye olanlar, hem yarışmadan çekilenler oldu, tartışmalar uzadıkça uzadı.
Programın formatına göre, yarışmacılardan o hafta için birtakım unsurları içeren filmler yapması isteniyor. Türü, kullanılacak nesneleri, mekanı vs. belirleniyor. O akşam da yarışmacıların çoğu, bunlara uyarak bir haftalık sürede ellerinden geleni yapmaya çalışmıştı. Yetenekli oldukları ortada olan genç yarışmacıların en çok yeterince düşünecek zamanı olmadığı çok belli oluyordu, normal olarak. Bir yarışmacıya jürinin “Biz komedi istedik böyle mi olacaktı” diye başlayan tavrı, bir anda büyüyen tartışmanın kapısını araladı. Okan Bayülgen, “Aferin böyle, kalıpları yıkın, kurallara uymayın” öğütleri eşliğinde, yarışmacıya beklenmedik bir yüksek puan verdi. Bu kez de, diğer yarışmacılar enayi yerine konduklarını düşünerek durumu protesto ettiler, biri yarışmadan ayrılmaya karar verdiğini açıkladı. Bir hafta önce kuralları açıklayan Okan Bayülgen, bu sefer “Ben size kurallara uymayın diyorum” diyen adam rolünü üstleniverdi.
Giderek hem daha uzlaşmacı, hem daha öfkeli bir adama dönüşmesi, bu çelişkisini bir türlü çözememesinde yatıyor olabilir. Belki de bu çelişkisiyle barışması en iyisi olurdu ya, o zaman hâlâ aynı iştahla bunları yapabilir miydi?
Kurallarla ilgili derdi de öyle. Yıllardır kendisinin de oluşturduğu kuralları var ve Okan Bayülgen kuralları, Türkan Şoray kanunları gibi tek yanlı, yapılmayacak şeyleri içermiyor. Magazinin şiddetli muhalifi olduğunu söyleyip, her hafta mankenleri, dandik popçuları programına çıkarması, aslında bir altın kuralın, “reyting kuralının” bir parçası oldu hep. O, huysuzluğuyla, onlarla da dalga geçerek bunu kendine uydurmaya çalıştı. Ama kural, kural olarak kaldı.
Protestolu programda yarışmacılardan birine ilk sorduğu sorunun “Az önce içeride protesto edenler arasında var mıydın?” olması gibi. Aslında, devamında “Tabii ki olacaksın” diyesiymiş, ama yarışmacı gencin bu soruyu bir gözdağı olarak algılamak için her türlü nedeni vardı.
Konumu, bütün kontrolü elinde tutuyor oluşu, “huysuzluklarını” da baskıya dönüştürüyor aslında. Ama o bunu anlamazsa, daha çok kişiyi farkında bile olmadan azarlayıp korkutacak.
O konumuyla “Kuralları yıkın” dedi ya, gelecek hafta jüriye hoş görünmek için kural yıkmak ödeviyle karşı karşıya kalan yarışmacılar, kim bilir ne kadar sınırlarını zorlayacaklar.
Her hafta “Bu film böyle yapılmaz”, “Biz şöyle istedik, sen böyle yapmışsın”, “Bunun türü şu mu bu mu” sorularıyla sıkıştırdıkları gençleri, aslında giderek yaratıcılıktan uzaklaştıran bir yarışmaya dönmüştü ‘Çek Bakalım’. Meğer, şarkı yarışmalarında yarışmacıların ayakkabısının kıyafetine uygunluğu ile uğraşarak yarışmacıları bir kalıba sokan jüriler ne iyiymiş. Giderek hepsinin aynı üslupla aynı filmi çekeceği bir sonuca doğru ilerlerken, neyse ki buna ne yarışmacılar tahammül edebildi, ne de geçen haftaya kadar onlara ne yapacaklarını söyleyen jüri.
Ama hem var olan, hem uyulması beklenen, hem yokmuş gibi davranılan, hem yıkılması istenen Okan Bayülgen kurallarıyla kim ne kadar baş edebilir, onu bilen yok.
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59