Emek düşmanıydı, ayrımcı da oldu!
Fotoğraf: Envato
“Torba Yasa” diye bilinen ve akla gelen gelmeyen pek çok yasayı bir anda değiştiren, emek düşmanı maddelerle de kendisini her dem yeniden anımsatacak maddeleriyle tarihe geçecek yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’ndan geçirildi. Eğer Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de itiraz etmez, onaylarsa, 15 gün içinde “torba yasa tasarısı” artık yasa haline gelecek.
Evet, “torba yasa”yı cumhurbaşkanı henüz imzalamamış olduğuna göre, ülkemizin emek güçleri, bugüne kadar koyamadıkları ağırlıklarını yeterince ortaya koyabilirlerse, hâlâ bu tasarının geri döndürülmesi olanaklıdır.
Ancak, şunları şimdiden söyleyebiliriz:
Bu tasarının yasalaşması için gece gündüz çalışan AKP’li vekiller ve onlara destek veren diğer partilerden vekillere onları hâlâ destekleyen emekçilere “torba yasa” hayırlı olsun!
Bu tasarının yasalaşma sürecinde, kimisi bu yasayı açıkça destekleyen, kimisi görmezden gelerek gizli destek veren, kimisi de aczinden dolayı ses çıkarmayan sendika yöneticilerine de bu yasa hayırlı olsun!
“Hayırlı olsun!” Çünkü;
- Bundan sonra esnek çalışma dayatmasıyla karşı karşıya gelen her işçi ve kamu emekçisi,
- “Geçici görevlendirme” adı altında sürgüne gönderilen her memur,
- “Senin çalışacağın kadro iptal edildi” denilerek “havuza” alınıp sonra da 4-c statüsünde çalışmaya zorlanacak her işçi ve kamu emekçisi,
- Aldığı asgari ücret bile çok görülerek asgari ücreti düşürülen yüz binlerce genç işçi (16-18 yaş arası genç işçiler) ve çıraklar,
- 4-c statüsünde çalıştırılmak üzere Emniyet ve Milli Eğitim Bakanlığına aktarılacak her belediye işçisi,
- Patronların payına düşen sigorta primlerinin bile hazineden ödenmesini sağlayarak, hazinenin yağmalanmasından doğan açığı kapatmak için alınacak vergi ve zamlardan etkilenen her emekçi,
- Fon patronların yağmasına açıldığı için “İşsizlik fonu”nda gerektiği gibi faydalanamayan her işçi, hem bu yasayı çıkaran vekilleri hem de yasanın engellenmesi için emekçilerin birleşip mücadele etmesini önleyen sendika bürokratı yöneticileri her vesile ile anacaklar, hatırlarını soracaklar, yakınlarının kulaklarını çınlatacaklardır!
“Torba yasa tasarısı”nı görüşmesi sürecinde vekiller sadece patronların isteklerine duyarlı oldular ve emekçilerin, sendikaların taleplerini reddetmekte hiç tereddüt etmediler. Ancak bu sadece emek düşmanı maddelerde olmadı. Bu yanlı davranma emek düşmanlığı ile de kalmadı; emek düşmanı maddeleri geçirmek, hazine ve işsizlik fonu yağmasını örtmek için konan “öğrenci affı”ı da bu yanlılık, ayırımcılığa, bölücülüğe dönüştü.
Maddeye, “Terörle mücadele kapsamındaki suçlardan ceza alan öğrencilerin ‘öğrenci affı’ndan yararlanmayacağı” şartı eklenerek, tarihsel bir leke sürüldü TBMM’ye! “
Maddeye bu şartın eklenmesinin gerekçesi de doğrusu “kara mizah” örneği: “Eğer bu şart konmazsa Abdullah Öcalan da bu ‘af’tan yararlanır”mış!
“Yararlansa ne olacak; kişiye göre yasa çıkarmayı insanlık bırakalı 500 yıl oldu” denebilir. Ama beylerin amacı farklı! Burada yapılmak isten, çok büyük çoğunluğu Kürt kökenli olan yüz bin dolayında eski öğrencinin aftan yararlandırılmamasıdır!
Ve bundan daha tehlikeli bir bölücülük, Kürt gençlerini dağa yöneltmek için bundan daha etkileyici bir tahrik bulunamazdı. Çünkü Meclisin bu kararı genç Kürtleri daha çok bileyecek, zaten pek çok adaletsizlikle, ayırımcılıkla karşı karşıya kalan Kürt öğrenciler bir de böyle “öğrenci affı” denilen bir aftan bile yaralanamazsa hangi duyguyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına bağlanacaklardır?
Hele bu Kürt öğrencilerin “öğrenci affı” dışında tutulmasında Meclisteki üç “büyük” partinin ortak tutumu olduğu göz önün alındığında bu “tahrik”in, “ayırımcılığın” şiddeti de kat be kat artmaktadır.
“Torba yasa”, “emek düşmanı” olarak girdiği Meclisten aynı zamanda ayrımcı, bölücü bir yasa olma karakterini kazanarak da çıkmıştır.
Bunu başaranlara da hayırlı olsun “torba yasa”!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00