DİĞER YAZILARI
Selçuk Yula 12 Ağustos 2013
Ayaklardan başlara 1 Temmuz 2013
Direnişin aynası 10 Haziran 2013
Züğürdün çenesi 20 Mayıs 2013
Şemsiyenin altı 15 Nisan 2013
Kara para 25 Şubat 2013
Hangi yemeği yemeli?.. 18 Şubat 2013
Hangi suyu içmeli? 11 Şubat 2013
Şahin demokratlar 4 Şubat 2013
YAZI ARŞİVİ

Uğursuz 12 Eylül darbesinin üzerinden 31 yıl geçti ama darbenin izleri silinmedi. Çünkü darbe halen sürüyor. İktidara yamalı liberaller ve solcu eskileri ne kadar demokratikleştiğimiz üzerine vaazlar verse de, bu ülkede faşist diktatörlük olanca zalimliğiyle devam ediyor.
Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklu subay eşleri bir platform oluşturmuşlar, adı “Vardiya Bizde” platformu. Eşlerinin durumlarından yakındıkları iletileri bana da gönderiliyor, her ileti gibi onları da dikkatle okuyorum. Hayat öğreticidir, hayatın akışı içinde herkes her şeyi öğrenmek zorunda kalabiliyor.
Mahpusluğu az çok biliriz, mahpus ailelerine dokunulmaz, dil uzatılmaz.  Zaten “Bize bunlar yapılırken aklınız nerdeydi?​” türünden bir ucuzluğa devrimciler hiçbir zaman girmezler. Bize düşen, ihtilallerin evlatlarını da yediğini o ailelere hatırlatmaktır.
Çağdaş toplumlarda, halkın askerlerle çok sık karşılaşmaması gerekir. Bizde ise, Osmanlı döneminden beri asker her zaman halkın tepesindedir, asker halkın üzerinde bir yerlerde durur. Peki bu asker aslında kimin askeridir?
Ülkenin dereleri, ovaları talan ediliyor; köylüler de bu talana her yerde karşı çıkıyor. En son örneklerini, Gerze ve Tortum’da yaşadık; ekmeğini ve geleceğini savunan yoksul köylülerin kafasından, askerin dipçiği eksik olmuyor. Bu askerler İsrail’den mi geliyor? Güneydoğu’da yurttaşları kurşuna dizip toplu mezarlara gömenler kimin askeri, Esat’ın askerleri mi, yoksa Kaddafi’nin mi?. Örnek çok, ama yer yok.
Geçmişte yan yana yürüdüğümüz birçok yol arkadaşımız AKP ile rütbelilerin arasındaki kayıkçı kavgasında taraf oldular, ulusalcılığın batağına girdiler. Mehmetçik yazarların köşelerini  İnternet’ten birbirlerine göndere göndere derin bir militarizm sevdasına kapıldılar. Peki sevdalandıkları askerin kimin askeri olduğunu biliyor mu bunlar? Ya da ne çabuk unuttular?
Rütbelilerle iktidarlar her zaman iç içedir, bunun en net kanıtları şu anda Ankara’daki 12 Eylül Utanç Müzesi’nde sergileniyor. Darbe sonrasındaki 31 yılın tüm ittifakları, katillerin hangi devlet kademelerinde çöreklendiği, her şey orada açıkça görülüyor.  Militarizmin sevdalıları bu sergiyi gezerse hayata bakışları değişir mi bilemem ama, kafalarındaki bazı taşların yerinden oynaması mümkündür.
Bu günlerde, ülkenin her köşesinde darbelere ve diktatörlüklere tepki sesleri duyulacak, yarın ise birçok kentte protesto mitingleri yapılacak. Darbe darbedir, askerisi sivili olmaz.  Darbeden şikayeti olan her kesim, yarın yapılacak mitinglerde darbecilere karşı demokrasi saflarında durmalıdır.
Buna Saddam’ın askerleri de dahildir, onların yakınları da.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et