Füze kalkanları hangi mezhebin eseri?
Fotoğraf: Envato
İnsan davranışlarında düşünce, ideoloji, inanç gibi bir çok etken belirleyicidir. Mezhep de, inanca dayalı bir alt düşünce sistematiği olarak birilerinin duyarlılıkları üzerinde etkili olabilir. Bu durum peşinen kınanacak bir tutum değildir. İnançların tutarlılığı, bilimselliği, akılcılığı üzerinden tartışma yapmak ise başka bir tercihtir ve beraberinde başka gelişmeleri getirebilir.
CHP Genel Başkanı gerçekten ailesinden kaynaklı inançsal arka planını ne kadar önemsiyor bilmiyoruz. Seçimlerde Başbakan Erdoğan’ın tahkir edici söylemlerine cevap vermemesini bu konuyu çok önemsemiyor olabileceğine yorabileceğimiz gibi, siyaseten kaybettireceği gerekçesi ile utangaç davranma eğilimi olarak da ele alabiliriz.
Suriye konusunda iktidardan farklı düşünmenin inançlar üzerinden ele alınması şaka ya da saplantı düzeyinde değerlendirilmesi gereken bir analizdir. Çin ya da Rusya, Libya konusunda farklı turumlar aldığında bunun inançlarla izahını yapmak ne kadar anlamlı ise, Irak savaşında tezkereye karşı çıkanları mezhebi tercihlerle ilişkilendirmek de aynı ölçüde anlam ifade edebilir.
Yok eğer mantığınızı tümüyle bu eksende kurgulamakta kararlı iseniz elbette buna dair reel politik ipuçları da yakalayabilirsiniz. Amerika dış politikasında etkili kimi lobilerin inançsal hatta mezhebi tercihlerinin son derece etkin olduğuna dair çok sayıda araştırma yayınlanmıştır. Bir an için ekonomik ya da başka planları görmezlikten gelerek sadece mezhebi tercihlerin politika üretim süreçlerini şekillendirdiğini varsayalım.
Bu durumda örneğin Türkiye topraklarına konumlandırılacak olan füze kalkanı ya da erken uyarı radar sistemleri ile ilgili ne düşünmemiz gerekir?
Sistemin en yoğun olarak İran’ı kaygılandırdığında hiç şüphe yok. Bu duruma kapı açan Türkiye siyasetinin, Sünni refleksler ya da daha doğru ifade ile anti Şii tercihlerle bu yola girdiğini söyleyebilir miyiz?
Somali Müslümanlarının mezhebi insani yardım çalışmalarında kaç kişinin aklına gelmiş olabilir?
Örneklere dayalı soruları daha fazla uzatmaya gerek yok sanıyorum. Hüseyin Çelik’e dönüp “Dervişin fikri ne ise zikri de odur” diyecek bir muhalefet dili ne yazık ki henüz gözükmüyor.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00