9 Eylül 2011

Füze kalkanları hangi mezhebin eseri?

İnsan davranışlarında düşünce, ideoloji, inanç gibi bir çok etken belirleyicidir. Mezhep de, inanca dayalı bir alt düşünce sistematiği olarak birilerinin duyarlılıkları üzerinde etkili olabilir.  Bu durum peşinen kınanacak bir tutum değildir. İnançların tutarlılığı, bilimselliği, akılcılığı üzerinden tartışma yapmak ise başka bir tercihtir ve beraberinde başka gelişmeleri getirebilir.
CHP Genel Başkanı gerçekten ailesinden kaynaklı inançsal arka planını ne kadar önemsiyor bilmiyoruz. Seçimlerde Başbakan Erdoğan’ın tahkir edici söylemlerine cevap vermemesini bu konuyu çok önemsemiyor olabileceğine yorabileceğimiz gibi, siyaseten kaybettireceği gerekçesi ile utangaç davranma eğilimi olarak da ele alabiliriz.
Suriye konusunda iktidardan farklı düşünmenin inançlar üzerinden ele alınması şaka ya da saplantı düzeyinde değerlendirilmesi gereken bir analizdir. Çin ya da Rusya, Libya konusunda farklı turumlar aldığında bunun inançlarla izahını yapmak ne kadar anlamlı ise, Irak savaşında tezkereye karşı çıkanları mezhebi tercihlerle ilişkilendirmek de aynı ölçüde anlam ifade edebilir.
Yok eğer mantığınızı tümüyle bu eksende kurgulamakta kararlı iseniz elbette buna dair reel politik ipuçları da yakalayabilirsiniz. Amerika dış politikasında etkili kimi lobilerin inançsal hatta mezhebi tercihlerinin son derece etkin olduğuna dair çok sayıda araştırma yayınlanmıştır. Bir an için ekonomik ya da başka planları görmezlikten gelerek sadece mezhebi tercihlerin politika üretim süreçlerini şekillendirdiğini varsayalım.
Bu durumda örneğin Türkiye topraklarına konumlandırılacak olan füze kalkanı ya da erken uyarı radar sistemleri ile ilgili ne düşünmemiz gerekir?
Sistemin en yoğun olarak İran’ı kaygılandırdığında hiç şüphe yok. Bu duruma kapı açan Türkiye siyasetinin, Sünni refleksler ya da daha doğru ifade ile anti Şii tercihlerle bu yola girdiğini söyleyebilir miyiz?
Somali Müslümanlarının mezhebi insani yardım çalışmalarında kaç kişinin aklına gelmiş olabilir?
Örneklere dayalı soruları daha fazla uzatmaya gerek yok sanıyorum. Hüseyin Çelik’e dönüp “Dervişin fikri ne ise zikri de odur” diyecek bir muhalefet dili ne yazık ki henüz gözükmüyor.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et