4 Mart 2011

Kadınlar, Aleviler ve sokakta beklenenler

Bir yandan her gün kadına yönelik şiddet haberleri alıyoruz diğer yandan hafta sonunda  8 Mart dolayısı ile ülkenin dört bir yanında kadın yürüyüşleri yapılacak. Kadın mücadelesinin geldiği nokta ve kazanımları şüphesiz ciddi bir anlam içeriyor. Dahası toplumsal alanda örgütlü mücadele yürüten bir çok çevre ile kıyasladığınızda umut verici, örnek oluşturacak mesafeler alındığı ortada.

Her alanın kendine göre riskleri, handikapları, avantajları, imkanları var şüphesiz.

Karadeniz başta olmak üzere çevre misyonu ile  yola çıkan bir çok yerel çalışma köylü hareketlerine dönüşmüş durumda. Daha önce kısmen daha elit ve mağdurlardan kopuk yürüyen çalışmalar, şimdi öznesi mağdurlar olan bir dinamizmi ortaya çıkarttı. Suyun insan hayatında ne kadar vazgeçilmez anlam ifade ettiğini bizzat yaşayarak öğrenen  köylüler, bunu tüm ülkeye ve ülkeyi yönetenlere de öğretmekte kararlı gözüküyorlar. Önümüzdeki günlerde sokağa taşacak hak arama mücadelesi ve sokakta taşınacak direniş bayrağını onlar devralacaklar.

Aleviler  “demokratik anayasa” talebi ile İzmir’de buluşacaklar. Sadece kendi sorunlarının çözümüne değil, ülkenin bir bütün olarak demokratikleşmesine yönelik talepler gün geçtikçe daha net biçimde kendini hissettiriyor. Devletin tüm inançlara eşit mesafede durması ve inançların özgürce kendisini ifade edebilmesi eksenli çözüm perspektifi anayasal beklentinin temel dayanaklarından birisini oluşturuyor.

Kürtler ülkenin batı illerinde de daha adresi net eylemler yapıyorlar. Yine ön saflarda kadınlar, barış anaları var. Bazı medya organları görmemekte ısrarlı davransa da toplumsal zeminde ciddi bir hareketliliğin başladığı açıkça görülmektedir. Bu dalganın sadece seçime endeksli olduğunu sanmak oldukça yanıltıcıdır. Hatta seçimlerden sonra çok daha yüksek doz ve yaygınlıkla devam etme ihtimali kendini hissettirmektedir.

Ortadoğu’da yaşananları, hâlâ “Bize bir şey olmaz” refleksi ile göğüslemeye çalışan iktidar algısı ile, halklara olan güvenini, inancını kaybetmiş muhalifleri bir kenara bıraktığınızda ciddi bir sürecin arifesinde olduğunuzu okuyabiliyorsunuz.

Küçük hesaplar ve bildik maniple etme girişimlerine rağmen, dünya, uygarlıklar beşiği olan coğrafyada yeniden şekillenecek bir tarihin yazılacağı günlere gebedir.

Herkes hesabını bu dalgayı dikkate alarak yapmak zorundadır.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et