19 Eylül 2011

Direnen Gerze

Gerze’nin yaşamımda ayrı bir yeri vardır. Yıllarca önce, bir şair arkadaşımın aracılığıyla Hür Gerze gazetesini yayınlayan, sahibi, yazı işleri müdürü, dizgicisi, daha doğrusu her şeyi olan Hasan Sayar’la tanışmıştım.
Giderek iyi birer dost olmuştuk ve ben İzmir’den Hür Gerze’ye de yazmaya başladım.
İki kez Gerze’ye gittim. İlkinde yalnızdım, ikincisinde eşim Nesrin de vardı. Hasan Sayar ve eşi öylesine yakınlık gösterdiler ki…
Bir gün, bir açık hava gazinosunda, Sinop’ta yapılması düşünülen nükleer santralle ilgili bir toplantı yapıldı. Kaymakam ve Belediye Başkanının da içinde bulunduğu Gerzeliler gazinoyu doldurmuştu. Nükleer santralin zararları anlatıldı. Sonunda Kaymakam çıktı mikrofonun önüne. “Herkese çok teşekkür ederim, bilmediğim öylesine önemli şeyleri öğrendim ki,” dedi.
Aradan yıllar geçti. Yeşilin, doğanın en güzelinin olduğu Karadeniz Bölgesi’nin bu güzel beldesinin canına okumak istiyorlar. Karadeniz’in en doğusundan, en batısına kadar, nerede bir doğa zenginliği, doğa güzelliği varsa, bu adamların, bu “Betonsever”lerin amacı onları yok etmek…
Şimdi Gerze’nin Yaykıl köyüne el attı çevre düşmanları, doğa hainleri. Köyün Çakıroğlu mevkiinde yapılması tasarlanan termik santralin kurulacağı yerde nöbet tutan çevreciler, sondaj çalışması için gelen kamyonları, makineleri engelledi. Ağustosun son günlerinde olan bu olay üzerine hemen jandarma ve polis güçleri geldi. Saldırdılar çevrecilere ve 4 kişi yaralandı.
Yusuf Gürsucu (Emek Hareketi Çevre Komisyonu), “Sinop Gerze’de neler oluyor!” başlıklı yazısının (Evrensel, 7.9.2011) girişinde şöyle diyor: “Anadolu Grubu Enerji Koordinatörü Tuğban İzzet Aksoy bir açıklamasında ‘Gerze enerji santrali için 3-4 yabancı şirket ile görüşme halindeyiz,’ derken yanındaki diğer kişi olan Anadolu Grubunun Sahibi Özilhan da ‘Önce Gerze’de projeyi başlatarak bir değer yaratmak istiyoruz. Gizlilik anlaşması imzaladığımız şirketler var,’ diyerek Gerze’deki saldırının ardındaki gerçekleri görmememizi sağlamaktadır.”
Sahi neler yazılı acaba bu “Gizlilik anlaşması”nda? Neden bazı şeyler gizlenir yöre insanından?
Yusuf Gürsucu devam ediyor: “Bugün jandarma ve polisi TÜSİAD patronlarından Özilhan’ın çıkarları için halka saldırtırken, devlet güçlerinin sermayenin korumaları olduğu gerçeğini de yalın olarak görüyoruz.” (age)
Yaşar Aydın da, “Şirketi koruyup halka saldırdılar” başlıklı yazısının girişinde şöyle diyor: “Sinop Gerze’de yapılmak istenen termik santrali bölgede yaşayan kimse istemiyor. Üstelik santrali yapacak şirket henüz yasal prosedürü tamamlamamasına karşın çalışmalara başlamak isteyince karşılarında Gerzelileri buldu. Halkın karşısına ise her zaman olduğu gibi polis ve asker çıktı. Şirketin çalışmasını engellemek isteyen halka gaz bombalarıyla saldıran jandarma ve polis, çok sayıda kişinin yaralanmasına ya da bayılmasına neden oldu. ‘Güvenlik’ güçlerinin saldırısı gün boyu sürdü.” (Evrensel 7.9.2011)
Halkın askeri ve polisi, ne acıdır ki, “gizlilik anlaşması” imzalanan 3-4 yabancı şirketle Türkiye’deki ortaklarının çıkarı doğrultusunda saldırıyor.
Suriye’ye, Libya’ya öğüt verenlerin Türkiye’de Başbakanlık yapması ve Anayasal haklarını kullanan Yaykıl köylülerine askerlerini, polislerini saldırtması gerçekten çok ilginç…
“Gerze’de Anayasa” başlıklı yazısında (Milliyet, 10.9.2011) şunları diyor Melih Aşık: “Sinop’un Gerze ilçesine bağlı Yaykıl köyünde halk ve çevreci aydınlar kurulacak termik santrale karşı ayakta. Polis ve jandarmayla çatışma pahasına sondaj makinelerini köye sokmuyorlar. Dikkatimizi polisle çevrecilerin şu diyaloğu çekiyor:
“-Neden devlete karşı geliyorsunuz?
“-Biz anayasal hakkımızı kullanıyoruz.
“Anayasayı açıp bakıyoruz… 56. Madde aynen şöyle diyor: ‘Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir.’
“Ülkede enerji yatırımı gerekli… Ama bu iş plansız programsız yapılıyor… Yağma ve talana dönüşüyor… Yaşadığı toprağı talancılara teslim etmeyenler çapulcu veya isyancılar değil… Yaşadıkları toprağı ve ülkeyi savunan hak sahipleri… Gerzeliler ve çevreciler bugün saat 13.00’te Galatasaray’da miting için toplanıyor… Anayasa’nın onlara verdiği hakkı savunacaklar…”
Bir gün sonra Ataol Behramoğlu, “Gazze’den Gerze’ye…” başlıklı yazısını (Cumhuriyet, Pazar eki, 11.9.2011) şöyle bitiriyor:
“Önceliğimiz Gazze değil, Gerze’dir. Bunu bugün anlamazlıktan gelseniz de, gittikçe bilinçlenen halkımız, tıpkı Yaykıl köyü halkı gibi, polisinize, jandarmanıza, biber gazınıza ve her türlü tehdit ve saldırınıza karşı direnişiyle, size öğretecektir…”
Gerze’ye son gidişimizde, Nesrin’le birlikte sırtımızı Gerze Feneri’ne verip dağları, tepeleri ve üzerlerindeki, 20’den fazla nüansı olan o güzelim “Yeşil” renkleri seyretmiştik. Şimdi o yeşilleri katletmek istiyor yeşil düşmanları, doğa düşmanları, daha açıkçası insanlık düşmanları. Ama inanıyorum, sonunda kazanan “Direnen Gerze”liler olacak…   

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et