26 Eylül 2011 10:32

‘Yeni bir başlangıç’ için umut var mı?

‘Yeni bir başlangıç’ için umut var mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugüne kadar, cumhurbaşkanı ve başbakan, en önemli açıklamalarını uçakta yaptılar. Normal insanların aksine “ayakları yerden kesildiğinde” ülke sorunları daha çok akıllarına geliyor olmalı!
Başbakan önceki gün ABD dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken; bir yandan Akdeniz’i yeniden “Türk gölü yapmak”, “Suriye Muhalefetinin Türkiye’de büro açması için izin vermek”, “profesyonel askerlerin hazırlıkları”dan, iç ve dış operasyonları daha da artırmaktan söz ederken; öte yandan da Kürt sorununda girilen yolun çıkmaz olduğunu fark ettiklerinin işaretlerini de vermiştir.
Son günlerin en çok merak edilen konusu olan; “Kürt sorununun çözümünde müzakerelerin sürüp sürmeyeceği” konusunda Başbakanla gazeteciler arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:
- Bundan sonra hep böyle mi (çatışma, savaş) sürecek, hiç müzakere olmayacak mı?
Hayır. Her ikisi bir arada sürecek. Devlet, bakın hükümet demiyorum, devlet gerekli gördüğü koşullarda siyasi müzakereleri sürdürür. Siyasi ayakla müzakere sürecek. Ama siyasi ayak iki parça. Dağ kadrosu iki parça. Avrupa ve İmralı da var. Şunla veya bunla. Kiminle uygun görüyorsa. Kimle çözüme gidebilecekse müzakere sürer. Ama bir yandan da terörle mücadele sürer. Ben şöyle özetliyorum bunu. Siyasetle müzakere, terörle mücadele edeceğiz. Siyasi ayakla müzakere kesilmez. Çözüm için ne gerekiyorsa devlet bunu sürdürür.
Hükümet ne devlet ne? Görüşen bürokrattır. Devlet adına görüşür ama nihai karar yetkisi yoktur. Kararı sonunda biz veririz.
Siyasi ayaktan kastınız BDP mi? BDP’nin kafası karışık. “Gelin Meclis’e sorunun çözümünde etkin olun” diyoruz. “Geliriz” diyorlar, “Geleceğiz” diyorlar. Sonra farklı bir tavır alıyorlar. Gelirlerse onlarla ben de görüşürüm. Daha önce Ahmet Türk’le görüştüm. Yine görüşürüm. Ama gelmeleri lazım. Bakalım 1 Ekim’de gelecekler mi? Siyasi ayaktan kastımız bu işin silahsız bir şekilde sona ermesine katkı sağlayacak olandır.
Başbakandan önce de Emek Demokrasi ve Özgürük Bloku’nun Van Milletvekiil Aysel Tuğuluk’un, konuya ilişkin önemli açıklamaları vardı. Bu açıklamalar dünkü gazetemizde ayrıntılı biçimde verilmişti.
ANKA’nın sorularını yanıtlayan Tuğluk, “Yeni bir başlangıca ihtiyaç olduğunu” söylüyor: “Bir haftada 400 çalışanı tutuklanan bir parti var. Hangi parti buna karşı tutum alma ihtiyacı duymaz. Bu son gelişmeler çerçevesinde milletvekili arkadaşlarımız ve bütün bileşenlerimizle değerlendirme yapmak zorundayız. Çünkü siyaset yapma imkanı bırakılmıyor. ... Bir yandan (Başbakan) Meclis’e çağırıyor, Anayasayı birlikte yapalım diyor. Diğer yandan o partinin bütün üyelerini tutukluyor. Bu çelişki değil mi? Diyalog kuracağı, aktör olmasını istediği partiyi yok ediyor. ...BDP’nin aktör olabilmesi için KCK adı altında yapılan operasyonların durması ve tutuklularının serbest bırakılması gerekiyor. BDP ancak bu koşullarda aktör olabilir.... “Öcalan’la yapılan protokoller çerçevesinde yeni bir müzakere sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyorum. Toplum bu görüşmelerin yapıldığını biliyor. Protokollerin içeriğinin de kamuoyuna açıklanması gerek. ... İnsanlar bırakın toplantı yapsın, konuşsun, siyaset üretsin. Hoşlarına gitmeyebilir ama silahlar konuşacağına insanlar konuşsun.”
Peki Erdoğan’ın açıklamaları Tuğluk’un “yeni bir başlangıç” için öne sürdüğü taleplere yanıt veriyor mu?
Her halde bu soruyla “evet” demek olanaklı değil. Ama şu da bir gerçek ki, hükmet tarafı da Başbakanın ağzından “yeni bir başlangıç ihtiyacını” ifade etmiş oluyor. Bu da şiddet sarmalından çıkış için kamuoyunda beklenti yaratan bir tutumdur ve yeni adımlar için ilerici demokrat kamuoyu ve ülkemizin demokrasi güçleri, barış talebinde ısrar ederse, “yeni bir başlangıç” için düne göre daha umutlu olmak için bugün daha çok neden var görünüyor.
Hergün yeni çatışma haberleri, yeni ölüm haberlerinin gelmesine karşın böyledir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa