Vatandaşlık meselesi (2)
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Malum olduğu üzere geride bıraktığımız seçimin ardından ülke genelinde neredeyse yüzde ellilik oyla “iktidar”ının keyfini üçüncü kez sürdüren AKP’nin yanı sıra, keza aldıkları oylara göre onun kuyruğuna takılan diğer partiler de, Misakımızın millisinin en “yüce meclis”inde boy sıralarına göre dizilip, böylece “muhalefet” cenahında yerlerini aldıktan sonra, anayasanın amir hükmü mucibince yemin billah edip, dolayısıyla milletin vekili olduklarını kanıtlarken, diğer yandan bu yemin faslını “es” geçip, “eski köy”e bir bakıma sanki “yeni adet” uydurmaya kalkışan BDP’lilerle, onlarla aynı çizgide “ittifak” kuranların sergiledikleri bu “sıra dışı” davranışla ilgili arabalar dolusu laflar, memleket semalarında günlerce konuşulup, şu ya da bu minvalde yankılanıp durdu…
Kimilerine göre BDP’lilerin Ankara yerine, bir müddet için de olsa Diyarbakır’ı mesken tutmaları tek kelimeyle pişmiş aşa su katmaya yönelik bir davranış gibi algılanırken, kimilerine göre de ortada göz göre göre yapılan haksız, daha da doğrusu hukuksal anlamda “kılıfına uydurulan” yampiri bir “uygulama” karşısında hassasiyet gösterip tepki konulması mübahtı…
Öyle ya da böyle bunca patırtının, bunca gürültünün ardından şimdilerde geldiğimiz bu noktada zaten bilinen bir gerçeğin altını bir kez daha kendi payıma çizip, şunu “aççık-seççik” ve de vicdanen belirtmem gerekirse diyeceğim şu ki; bu gün için BDP’lilerin yanı sıra, aynı şekilde geçmişte de aynı kulvarda yasal, demokratik yollarla siyaset yapmaya kalkışırken, özellikle de Kürt kökenli “vatandaş”larımızın sorunlarını dillendirmeye çalışan partilerle, onlara oy verenleri “direkt” veya “dolaylı” yollarla bir nevi günah keçisine dönüştüren “İttihatçı zihniyet” ve onun günümüze kadar uzanan “hınk” deyicisi konumundaki bilumum “iktidar”lar ve fosilleşmiş bu “devlet aklı”, özüme kalırsa bu ülkede yaşayan tüm vatandaşların, kısacası hepimizin başlıca sorunu oldu, oluyor!
Hepimizin sorunu, çünkü benim oğlum bina okur, döner döner yine okur misali, ya da Nuh deyip peygamber demeye bir türlü yanaşmayan bu “inat”çı, “tek”çi İttihatçı zihniyet, ülkenin birlik ve bütünlüğünden sabah akşam dem vururken, aslında bizatihi geliştirdiği paranoyak hezeyanlar yüzünden memleket sathında hani deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat edip, bu coğrafyanın kadim halklarının arasına “nifak tohumları” ektiğinin de ne yazık ki hâlâ farkına varmadı, varamadı nitekim!
Nitekim “kanla, irfanla” kurulup günümüze kadar uzanan cumhuriyet tarihi boyunca gelmiş geçmiş anayasalarında tüm vatandaşların hilafsız, istisnasız, hilesiz, hurdasız birinci sınıf “vatandaş” olduğunu sadece “kağıt” üzerinde kalan anayasalarla tekrarlayıp dururken, bunun böyle olmadığı, bu yalan dolanlarla bezenmiş lafların giderek ipliğinin pazara çıktığı, bu “kaknem” zihniyetin iflasın eşiğine geldiği işte bal gibi meydanda!
Temeli ikiyüzlülüğe dayanan, samimiyetten zerre kadar nasibini almamış olan bu zihniyetin içine düştüğü zelil durumun en bariz kanıtı da, son günlerde bir kez daha hani mil pardon eşekten düşmüş karpuz misali ayan beyan ortada!
İşte mesela, bu coğrafyanın kadim halklarından biri olan Kürtlerin dilini yasaklayıp, varlıklarını inkar etmekle yetinmeyip, hatta Türklük potası içinde illa da “asimile” etmeyi marifet sanan bu zihniyete karşı özellikle son zamanlarda direnen, seslerini en azından yasal siyaset zemininde karınca kararınca duyurmaya çalışan, kısacası Kürtlerin haklı taleplerini dillendirmek isteyen kimi partileri öncelikle bir punduna getirip kapatırken, aynı zamanda da onların temsilcilerini mahpuslarda, dam altlarında çürütmeyi hedefleyip, dahası da milletin yüce Meclisine girip kazara da olsa seslerini duyurmalarını önlemek için, deveye hendek atlatmaktan farksız yüzde onluk “baraj”larla devreye sokulan seçim sisteminden medet umup, bunu da “istikrar” adı altında yutturmaya kalkışanların hali gerçekten de yürekler acısı!
Yani?..
Yani bu bapta “vatandaş” olarak daha söyleyecek sözümüz, yumurtlayacak iki kelamımız var ama, haftaya Kirvem’
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30