Okul yapılarımız
Fotoğraf: Envato
Kendimi sorumlu duyumsadığım bir konunun içindeyim birkaç haftadır.
Bir dernek de sorumlu görüyormuş kendini bu konuda: İlköğretim okullarının engellilerce de kullanılabilecek duruma getirilmeleri…
“Herkes için kent” yapıtımdan sanıyorum daha önce söz etmiştim.
Evlerimizin, hiç olmazsa bir bölümünün, yollarımızın nasıl engellilerce de kullanılabilir olacaklarını anlatıyorum orada… Alanlarımızın, parklarımızın, tiyatro, sinema, dinleti yeri gibi yapılarımızın, engellilerce de kullanılacaklarını düşünerek düzenlenmelerini anlatıyor, çizimlerle örnekliyordum.
Bizde çok engelli yok sanılır genelde.
Çünkü onlar göz önünde değildirler. Sokağa çıkamazlar. Yapılarımızı kullanamazlar. Hiçbir yapı onlar düşünülerek yapılmamıştır. Çocuklarımızın okulları bile…
İşte bu nedenle sözünü ettiğim dernek beni danışmanlığa çağırdı. Nasıl sevindim bilseniz.
Bu gün bir ilköğretim okulundaydım bu nedenle…
Engelliler bir yana, sapasağlam çocuklar için de engelleri vardı yapının.
Okula dört- beş basamak merdivenle giriliyordu. Basamak yükseklikleri eşit değildiler. Tökezlemek için birebirdi bu durum.
Okulun iki kapısı vardı. Birine sonradan rampa yapılmıştı. Ama tekerlekli sandalyeyle rampayı çıkabilen çocuk, demir kapıyı açamıyordu. İçeriye girse, birinci kattaki gitmek zorunda olduğu yere çıkamıyordu. Öğretmeni yardıma koşuyordu…
Hiç bir pencereyi çocuklar açıp kapayamıyorlardı. Kol öyle yukarıda ki erişilemiyordu.
Birçok oyluma eşik yapılmıştı.
Engelliler için ayakyolu yoktu… Kapıları kurallara uygun değildi…
Bütün sınıflarda, bir ikisi dışında, sıralar, ışık sağdan ya da önden gelecek biçimde yerleştirilmişlerdi… Oysa ışık soldan gelmeliydi… Elinin gölgesi ancak böylece yazısının, defterinin, kitabının üzerine düşmezdi çünkü.
Bunu bilmek için mimar olmağa gerek var mı? Bize ilkokulda öğretmişlerdi bunu…
Bütün bunlardan önemlisi bütün oylumlar pislik içindeydiler.
İnanın çöplük gibiydiler…
Hani “temizlik imandan gelir”di ya…
Bu pislik içinde yetişecek çocuk, ileride kim bilir ne sorunlar içinde olacaktı?
Okulun dış boyası çatlak patlaktı…
Uzatmayayım… Daha ne engeller vardı bilseniz…
Her şeyden önce kendini sağlam sananlara, öğretmenlere bir şeylerin anlatılması gerekiyor.
Analara babalara da…
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08