09 Ekim 2011 09:35

Yalan ve toplum

Yalan ve toplum

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünya ekonomisinin merkezi ABD’de insanlar ayakta ve Wall Street’i sallamaya çalışıyor. Finansal işlemlere karşı kaygılı ve kızgın insanlar bir yandan krizden Wall Street’i sorumlu tutuyor, bir yandan da zenginlere vergi koyulmasını talep ediyor. Ne hazin bir kaderdir ki, neoliberal politikaları tüm dünyaya dayatarak çevre ekonomilerden elde ettiği finansal sömürü ganimetleri ile ayakta durmaya çalışan Amerikan ekonomisi, bumerang etkisi ile kendisi vurulmuş bir halde şimdilerde çıkış yolu aramaktadır. Bakalım Amerikan’ın büyük ve şanlı üniversiteleri bu kalkışı nasıl yorumlayacak!
ABD’de yaşanan kalkış, kapitalizmin ilk büyük krizinin yaşandığı dönemde, 1857 yılında Engels’in Marx’a iki hafta ara ile yazmış olduğu notu çağrıştırmaktadır. Engels’in ilk metni şöyle: “Amerika’nın çöküşü muhteşem ve bu çöküş çok uzun sürecek…Şimdilerde çok şanslı bir durumdayız.” İki hafta sonra Engels şunları yazmaktadır: “1848’de öngördüğümüz zamanın geldiğini söylüyorduk, bu bir anlamda doğru idi, şimdi ise zaman kesin olarak geldi, bu bir ölüm kalım durumudur.” Keşke bu kehanet çıkmış olsa idi. Ama heyhat! Tabii ki, bugünkü kalkışların da sistemde böylesi ciddi dönüşüm yaptırma gücü bulunmamaktadır. Kapitalizmin daha uzun süre ömrü olduğunu düşünüyorum. Bu durum sistemin sağlıklı geliştiğini göstermemekle beraber, sistemin sömürü ağı içindekiler uyanmadıkça ya da kaynak sıkışıklığında bıçak kemiğe dayanıp kapitalistler birbiri ile kapışmadıkça şimdilik sistem aksak-topal yürüyebilecek güçte görünüyor.
Yunanistan’da halk Almanya’ya karşı çıkarak, Almanya’nın İkinci Paylaşım Savaşı esnasında Yunanistan’da tonlarla altına el koyduğunu, böylece Almanya’nın Yunanistan’a borçlu olduğunu iddia etmektedir. Bu konudaki tarihsel bilgilere vakıf olmadığım için hangi tarafın doğru söylediği hakkında bir kanaate sahip bulunmamaktayım.
Yunanistan olayı ile ABD’deki kalkış arasında iki noktada ilginç bir benzerlik görülmektedir. Birincisi, her iki olayda da devamlı olarak soyulan ya da kapitalistler tarafından sömürülen halklar olağan dönemlerde süreci anlayamadıkları gibi, sonucu da kestirememekteler. Ne zaman ki, son kertede ciddi bir sıkışıklık meydana gelmekte, işte garibanlar ancak o zaman olayın, daha doğrusu oyunun ne olduğu hakkında bir fikir sahibi olmakta ve ayağa kalkabilmektedir.
İkinci benzer yanlış nokta ise, her iki toplumun da ayağa kalkarken fazla da bilinçle duruma müdahale etmemesi, salt bazı kurum ya da devlet gibi somut yerlere saldırmalarıdır. Oysa ne ABD’de Wall Street tek başına bugünden sorumludur, ne de Yunan halkının çektiği sıkıntılarda Almanya sorumludur. Toplumsal mücadeleler belirgin ve somut bir hedef arar olmakla beraber, maalesef genellikle yaşanan olumsuz olayların birincil sorumlusu toplumların algıladığı ve hedef olarak seçtiği somut kurum ya da ajanlar değildir. Zira bir sistem içinde tüm kurumlar ve ajanlar sistem dinamiği kuralı çerçevesinde hareket eder ve bu tür hareketleri esnasında etrafa zarar verir ya da fayda sağlar. Yunanistan’a borç verebilmek için Yunanistan’ın kemer sıkmasını isteyen Almanya’nın da, ABD’de insanların evlerini ya da emeklilik birikimlerini kaybetmelerine neden olan Wall Street’in de ne bir suçu ne de oluşumda kastı vardı. Hatta Yunanistan’ın bu durumda olmaması Almanya’nın, ABD’de halkların perişan olmaması da Wall Street’in daha fazla işine gelirdi. Demek ki, olayların seyrine başka türlü bakmalı ve sonuçları daha farklı yorumlamalıdır.
Sorumlu olan, ABD’de halkın özgürlük diye sıkı sıkıya sarıldığı, Yunanistan’ın da son ana kadar hemen hiçbir şikayetinin olmadığı kapitalizm, özellikle de kapitalizmin finans çağında küreselleşmesidir. ABD ve Avrupa Birliği’nin gelişmiş kapitalist merkezler olarak tüm yerküreye özgürlük avazeleri ile dayattığı küreselleşme işte budur! Gelişmiş kapitalist merkezlerin devletin ekonomiden elini çekmesi ve ekonomik süreçleri serbestleştirmesi yönündeki direktiflerinin pratikteki sonucu işte budur! Taşların bağlanıp, köpeklerin salındığı bir ortamda yaşanan ekonomik süreçlerin toplumlara reva gördüğü gelir dağılımı, adalet ve özgürlük işte budur! Gelişmiş ekonomiklere özgü Marksist krizden en hafif sarsıntı ile çıkmış olmakla övünmek de başlı başına geriliktir, toplumu kandırmaktır. Zira şöyle bir etrafımıza bakalım tüm gelişmiş ekonomiler şöyle ya da böyle krizle silkelenirken, hemen hiçbir gelişmekte olan ekonominin fazla etkilenmemesi, bizim ekonominin güçlü olduğunu değil, henüz gelişmemiş olduğunu gösterirken, bu durumu halklara güçlü ekonomi olarak yutturmak da halkları başka türlü kandırmaktır! Kapitalist sistemde sermaye sınıfına dayalı siyasiler sermayenin ezdiği halklara yalan söyler, onları kandırır, bunda bir yanlış yoktur. Yanlış olan ezilenlerin bu yalanlara kanarak, kendilerine yabancılaşması ve kendilerini kandırmasıdır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa